- Kategori
- Siyaset
Yanlışlar

Hava bulutlu...
Eskileri karıştırınca gördümki bundan önce 85 adet blog yazmışım. Hepside siyasal içerikli ve tamamında Başbakan Erdoğan nın yaptığı yanlışlıklar üzerine. Şimdi anlıyorum ki bu haksızlık. Sürüdeki koyunlardan birinin kurt tarafından kapılmasında çobanın suçlu olduğu sadece eski ahitte yazar. Siyasi alandaki gerçekler başkadır. Herşeyden önce AKP yeknesak bir yapı değildir. Oldukça fazla oyu kontrol eden cemaatçiler vardır, farklı tarikatlardan olanlar vardır. Bunları arasındaki çekişme, AKP CHP çekişmesinden daha büyüktür. Başbakan herşeyi belirli dengeler üzerine oturtmak istemekte bu arada kendisine Başkanlık yolunu açmaya da çalışmaktadır. Görüldüğü kadarıyla bunu tam becerememektedir. Bulabildiği tek çare ise gündemi sürekli değiştirmek ve ana konuların tartışılmasından kamu oyunu kaçırarak biraz daha manevra alanı yaratmaya çalışmaktadır. Bunu ara sıra yapabilmektedir, ancak insanları oyalamak her zaman mümkün olamamaktadır.
Türkiye siyasi çevresi göz önüne alındiğinda dünyanın en zor yerindeki ülkelerden biridir. Bu bölgede büyük oyuncuların vazgeçilemez çıkarları vardır ve kim ne yaparsa yapsın onların yaptığı oyun planı geçerlidir. Ancak bütün olayları ABD ve Rusyanın üzerine atıp, ekranlarda kükreyip sonrada önlerine konan planı kendi görüşleri imiş gibi satmaya çalışmak tüm AKP yöneticilerinin sık uyguladıkları bir yöntemdir üstelik doğru da değildir. Demin bahsettiğim haksızlık ta işte budur. Her nekadar Başbakan tüm partiye hakimmiş görüntüsü vermeye çalışsa da böyle olmadığı biraz okuyup yazan herkes tarafından görülmektedir.
Gelelim, pek çok problemin en zoruna, Kürt meselesine;
Amerikan Silahlı Kuvvetler dergisinde yayınlanan yeni Ortadoğu haritası dikkat çeken kısmı bölgede bir Kürt devletinin varlığıdır. Yani Büyük Ortadoğu Projesi denilen Kürt devleti kurma projesidir. Doğal olarak bu söyleme, komplo teorisi yakıştırması yapılabilir. Peki Kuzey Irakta ki adına güney kürdistan bölgesi denen bölgede uygulanan devlet yapıları ve pratiği de mi komplo teorisidir. Barzanini bu aşamaya geldikten sonra hedef büyülterek büyük Kürdistandan bahsetmesi de mi komplodor.
Kısa süre önce Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen Kürdistan Ulusal Kongresi 13'üncü Genel Kurulu'nda, Mesut Barzani gönderdiği mesajında, "Halkımızın düşmanları zayıflamış durumda ve Kürd'ü inkar sürecini geride bıraktık. Karanlıklar dolu 20'nci Yüzyılın tersine 21'inci Yüzyıl, Kürtler'in umutlarının gerçekleşeceği bir yüzyıl olacak. Bu kritik aşamada halkımızın haklı mücadelesini zafere ulaştırmak için birlik ve ortak çalışmaya ihtiyacımız var" demişti. Barzani, mesajında Türkiye'deki 'Çözüm süreci'ne de değinerek "Her iki tarafa da barış sürecinin tamamlanması için çağrı yapıyorum. Bu sürecin başarıya buluşması için Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşmalı ve Türkiye'deki anayasada değişiklikler yapılmalı" dediği ifade edilmişti. Siyasal açıdan bakıldığında konuşan kişi bir başka ülkenin kendi anayasasına göre kurulmuş özerk bölgesinin başkanıdır ancak bahsettiği ülke Türkiyedir. Geçerli siyasi teamüllere göre bu özerk bölgenin bağlı bulunduğu devlet nezdinde resmi bir tepki gösterilmeliydi, ancak Başbakan ve AKP yönetiminin tüm üst kademesi şii kökenli Irak yönetimiyle küstür vede bir tepki gösterilmemiş bu da sineye çekilmiştir. Sadece Barzaniye el altından, böyle konuşma zor durumda kalıyoruz mesajı yollanmış, gene dolaylı yoldan gelen cevapta kusura bakmayın , gaza geldim falan denmiştir.
Daha önceki yazılarda birinde, müjdeler olsun Suriyenin kuzeyinde nurtopu gibi bir batı kürdistanımız oldu demiştim. O zaman belki de birkaç kişinin birzda ince bir alayla okuduğu yazıdakiler artık hızla gerçekleşme yoluna girmiştir. Olayın Başlangıcında Esad ın ince bir manevrayla Kürtlere bıraktığı bölgelerde kontrol hızla ele geçirilmiş ve üç ay içerisinde özerkliğimizi ilan ederiz söylemleri başlamıştır. Gerek Kandil gerekse de İmralıdaki zat tarafından ayni söylemi , demokratik özerklik adı altında daha önce de dillendirilmişti. Bu kadar tesadüfe siyasal manevralarda rastlanmaz. Tüm bunlar ayni planın farklı parçaları gibi gözükmektedir.
Peki bu plan nedir, daha doğrusu ne olabilir. Cevap aslında çok basittir. Büyük oyuncular (Rusya ve ABD) hem kuzey Irak taki petrolün arz güvenliğini ve Akdenize çıkmasını hemde Suriyede doğu akdenizdeki petrol ve doğal gazın kontrolü için ek yapılanmalar istemektedirler. Bizi çok meşgul eden Kürt sorununun arka planı budur ve aslında bu iki büyük oyuncu kürtlerin talebine fazla aldırmamaktadır Bölgedeki en güçlü donanmalardan birinin tüm kadrosuna yakını, muhtelif davalarla göz altında tutularak planın ilk aşaması tamamlanmıştır, ve kürt devleti ikinci aşamadır.
Peki AKP iktidarı, benim gibi sıradan bir ihtiyarın gördüğü ve okuduğu olayları görememekte ve okuyamamaktamıdır. Futbol takımı tutar gibi parti tutarsanız buna vereceğiniz cevap evettir ve doğru da değildir. Siyaset bir öncelikler meselesidir ve Parti önceliğide iktidarda kalmaktır geriside teferruattır.
Bu işin sonu ne olacak sorusu çok hassa bir sorudur. Gezi olaylarında iki ağacı anlatamıyanlar, Kürtlerin gittikçe artan ve devletin temel niteliklerini değiştirmeye yönelik taleplerini nasıl anlatacaklardır. Akan kanı durudurduk, anneler ağlamıyacak sloganları yeterli olacakmıdır? Bana kalırsa olamıyacaktır. AKP iktidarı hızla önceliklerini değiştirmeli ciddi kararlar vermeli ve bunları açıklıkla anlatmalıdır. Devir her gün başka bir söylemle ortaya çıkıp gündem değiştirme dönemi değiildir