- Kategori
- Kent Yaşamı
Yapboz, şeytan ve kehanet

Kaynak: Internet
"Parçaları kaybolmuş birer yapboz gibi artık insanlar. Kiminin beyni, kiminin ruhu ve bir çoğunun bir kalbi bile yok." diyordu bir söz sayfamda. Okudum, düşündüm, kısmen hak verdim. Toplumun içinde en az boş olanlar kadar, dolu olanlar da var.
Bunun üzerine şu hikaye iyi gider diye geçirdim aklımdan... Ne de olsa şeytan, insanlığın eksik olduğu her yerde fazlası ile var, her zaman da olacak... Binlerce yıllık hikayelerin kehaneti; hak yerini bulur diyenlere mi inanmalı, yoksa şeytana mı? Hikayeyi okuyup karar vermeye ne dersiniz?
Hikayemizde günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş.
Keyfi yerinde olan şeytan sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı, ineğini sağmakta olan genç bir kadını uzaktan izlemiş.
Şeytan kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş.
Buzağı bu az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış debelenmiş ve boynundaki ip çözülmüş. Koşarak annesini emmeye giden buzağı süt kovasını devirmiş. Sağdığı süt ziyan olunca sinirlenen genç kadın eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca, yavru bir anda yere yığılmış. Yavrusuna saldırılan inek kayıtsız kalamayıp bir tekmede kadını yere sermiş, öldürmüş. Uzaktan geçmekte olan kadının kayınpederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görünce, ineği tüfekle vurmuş. Silah sesini duyan koca, karısını yerde cansız yatar babasını da elinde tüfekle görünce silahını çekip babasını öldürmüş. Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam bu kadar acıya dayanamayıp intihar etmiş.
Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan:
-BEN UFAK UFAK SAVUŞAYIM. BU FELAKETİ DE BANA YÜKLERLER ŞİMDİ. OYSA BEN BUZAĞININ İPİNİ GEVŞETMEKTEN BAŞKA NE YAPTIM Kİ" demiş.
Demek oluyor ki, şeytanın kendisi şeytanlığını bilmiyor. Onun vazifesi şeytanlık, işini yapıyor. Peki ya diğerleri, onlar nasıl bu oyuna geldiler? Buzağı sütün peşinde, kadın emeğinin, inek yavrusunun, kayınpeder gelinin, koca karısının, en son da sadece acı bir ateş kalıyor. Hepsinin kayda değer, domino taşı gibi birbirine dokunan sebepleri var. Kimse onları zorlamıyor. Beyninden, ruhundan ve kalbinden sızan şeytanın vesvesesinden başka ne onlara vehmedebilir ki? Eksiklerin olduğu taraftan bakınca resmin bütünü görülemiyor.
Kalbimizdeki, ruhumuzdaki ve fikrimizdeki resim hep bir olsa, eksik parçalar daha kolay bulunmaz mı? Bütünü görenler çoğaldıkça, yapbozdaki eksik parçalar ne kadar seyrelirse seyrelsin, elbet şeytana bile pabucunu ters giydirenler çıkar aralarından birgün. Kehanet de bu değil mi zaten, şeytan dizine eğilmese de, onu dize getirenler gerçek insan olacak...
Sevgi ile kalınız.