Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Temmuz '11

 
Kategori
Güncel
 

Yarabbi; teröristleri görünmeyen teröristlerin tuzağından kurtar!

Yarabbi; teröristleri görünmeyen teröristlerin tuzağından kurtar!
 

Resim internetten alıntı


Bugün İzmir yanıyordu; hava bir başka sıcak…

Helikopterler havada; pervaneleri ne kadar hızlı dönse de serinletemiyor yanan yürekleri…

Güzelbahçe sahillerinde iki pilotumuz şehit oldu. Felaket geldiği an; ayağını sürtermiş derler.

Demez olsalardı!

Park bomboş sayılır, kendimi; tüylü kızlarımı ve bodur bir ağacın altında ikindi namazını kılmış; yüksek sesle artçı dualar eden bir vatandaşı saymazsam.

Tüylü kızlar sıcaktan bunalmış tıpkı benim gibi yürümek istemiyorlar.

Dua edenin yakınındaki bir taşın üzerine iliştim. Gölgeli olan tek alan; kızlar da sararmaya yüz tutmuş yeşilliklere sere serpe uzandılar.

Yakarışların sahibi nerdeyse transa geçecek tekrarladığı tekerlemelere ilk anda bir anlam veremedim.

“Yarabbi! Teröristleri: Görünmeyen teröristlerin tuzağından kurtar!”

Etrafımı dikkatlice kolaçan ettim. Film falan çekiyor olmasınlar.

Yok, görünürde kimseler yok.

İçimden bir an; dizlerinin üstünde oturan; başı öne eğik avuçları göğü seyreden bu adamın görüntüsünü çekmek geldi. Yapamadım; yakışık almazdı. İzin istersem; onu uyandırabilirdim, doğal duruşundan eser kalmazdı.

Hem tepkisi ne olurdu? Kestiremediğim için onu yan gözle kestirmeyi yarıda kestim. Ağır aksak evimin yolunu tuttum. Kızlarım da bana ayak uydurdular.

Bu akşam yalnızım.

Karpuz peynir ekmek atıştırdım.

Kafam tekerlemeyle meşgul, bunaltıcı sıcaklarda parklarda sabahlayanları çok gördüm.

Namaz kılan dua edene hiç rastlamamıştım.

Parkın görevlisiydi; aklıma sonradan geldi.

Her karşılaştığımızda selamlaşırdık; her Allah’ın günü tüylülerle yürüyüşe çıkmamıza şaşırırdı. Biz de onun anlattığı bölük pörçük yaşam öyküsüne… Dağda bayırda kaybolmasın evlatları diye göç etmek zorunda kalmış.

“Çözüm müdür” diye sormuştum bir zamanlar “Vallah değildir” demişti. Bugün ettiği o dualar ne anlama geliyordu.

Köyünde bıraktığı hısım akraba; dağa çıkmak zorunda mı kalmıştı?

Kendisine okuma yazmayı küçük kızı öğretmiş.

Bize kim öğretecek? Terör belasından kurtuluşu…

Balığın baştan koktuğunu bile bile; kuyruğunla neden uğraşırız?

Terör nasıl hayat bulur? Yaşamları söndüren silahlarla…

Terörist silahı nereden bulur? Üretebilecek donanımı olsa terörist olur muydu acaba? Kirli şalvarla, yarı aç yarı tok… Namı yok, madalyası yok. Okuması yazması dünyadan haberi… Kahraman değil adi bir katil olmak hoşuna gider mi?

Silah cephane yoksa terör, terörist de yok.

Kaynağı kurutmak gerek; o kaynaklar: Elini sıktığımız, ticaret yaptığımız komşularımız değil mi?

O komşular: Vatanımı Avrupa Birliğine alıp almamak için yıllardır düşünen, kokorece takılıp kalanlar değil mi?

Bizi adam etmek için çabalayanlar… Sağ gösterip sol kroşe çakanlar değil mi? Terör meselesini kendi içinizde; Büyük Milletin Meclisinde kanunlar çıkararak çözün diyen dillerine kurban dostlar değil mi?

Onlar: Kimdir onlar? Şakır şakır silah sanayisi vardiyalar halinde arılar gibi çalışanlar… Ürettikleri onca ölümcül silahı kimlere satacaklar?

Anayasamızı baştan sona değiştirsek; “Türk” sözcüğünü sözlüklerden silip atsak hatta amuda kalksak değişen bir şey olmayacak.

Teröristler: Görünmeyen teröristlerin elinde birer oyuncak; tutsak…

Önce bu zincirleri kırmak gerekir.

Teröristi terörist yapan oyuncakların kaynağını kurutmadıkça…

Palavraların hiçbir hükmü olamaz.

Teröristin düşünen bir beyni, aklı olsa terörist olmazdı.

Yıllardır; yaşam söndürmekten başka ne işe yaradı?

Bir virüs bir mikrop misali…

Askerim, gencim yaşamını yitiriyor. Türk Kürt; Çerkez Laz…

Yasımızı tutarken; gözümüzü açalım.

Düşman gerçek düşman kimdir onu araştıralım.

Ne İmralı ne Diyarbakır çözüm getirebilir. Avunmayalım.

“Hem silah üretirim hem de barış”

Yemezler!

Bu sorun GLOBAL; silah üretenlerin, pazarlayanların, satanların kökünü kurutalım, kurutmadıkça…

Yas tutarız, şehitlerimiz için kuru kuru ağlarız.

14 Temmuz 2011 Perşembe/ Alev Meisel

Silvan/ Diyarbakır 13 Askerimizi şehit ettiler.

Kimler?

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..