Yargıtay' dan iki önemli karar

1- Bağırmazsa tecavüz değil

2- Tacize uğradı tazminata mahkum oldu(Adapazarı)

“Geciken adalet adalet değildir.”(..?)

Bafra Ağır Ceza Mahkemesi; Tecavüze uğrayan bir kadının açtığı dava sonrasında; ‘saldırı ve geceleyin konut dokunulmazlığını ihlal’ suçundan saldırgana 15 yıl ağır hapis cezası verdi.

Yargıtay 5. Ceza Dairesi de bu mahkumiyet kararını, ‘tecavüze uğrayan kadının, olay sırasında bağırıp yardım istememesi’ni gerekçe göstererek bozdu.

Karar büyük olasılıkla Yargıtay Genel Kurulu’na gidecek.

Diğeri de Adapazarı’ndan:

Bir hastasını taciz ederken kameraya kaydedilen doktor, ‘kişilik haklarına saldırı olduğu’ gerekçesiyle İstanbul 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açtığı dava reddedilince Yargıtay’a başvuruyor. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, mahkemenin davayı kabul etmesi yönünde karar veriyor. Yerel Mahkeme de kararında diretince dosya Yargıtay Genel Kurulu’na gidiyor.

Yargıtay Genel Kurulu, ‘Haksız fiilde bulunan davacı’dır, diyerek davacıyı tazminat ödemeye mahkum etmiş.

Konunun ne tarafı, ne de hukukçuyum. Davaların içinde geçen teknik terimlere de aklım ermez. Sadece bir insan olarak bu kararlardan duyduğum rahatsızlık, bana bu yazıyı yazdıran.

Kararlarında bu durumlarını da göz önünde bulundurduklarını düşünmeme rağmen, son iki kararları bir yurttaş olarak beni rahatsız etti. Bir yüksek mahkemenin vermiş olduğu mahkeme kararına verebileceğim tepkiyi saygı ve nezaket çizgisinde ancak bu kadar yazabilirim. Ama bir cümleyle de özetlemem gerekirse;

ADALET VİCDANLARI KANATMAMALI, VİCDANLARI RAHATLATMALI!...