Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

30 Ekim '13

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Yarım Yüzyıllık bir Öykü : Köy Kalkınma Kooperatiflerinden Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerine

Yarım Yüzyıllık bir Öykü : Köy Kalkınma Kooperatiflerinden Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerine
 

Ülkemizde kooperatifçiliği “ondurmayacak” bir siyasi ve ekonomik güç her zaman var olagelmiştir.


T. Ayhan ÇIKIN

Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri, 1960’lardan beri kırsal kesimde varlığını sürdüren dokuz tür kooperatifin, 1988’de kooperatifler kanununda yapılan  değişikliklere göre yeniden yapılandırılması sonucu ortaya çıkmış bir kırsal kesim kooperatif türüdür.

Kooperatif Stratejisi’nde tarımsal kalkınma kooperatifleri ,  şöyle değerlendirilmektedir :  “özellikle hayvancılık sektörünün desteklenmesi ve kırsal kesimde yaşayan insanların gelirlerinin arttırılması amacına hizmet etmektedir. Devlet tarafından da proje desteği ile desteklenen bu kooperatifler, genellikle küçük ölçekli olarak faaliyet göstermektedirler. Köy Kalkınma Kooperatifi, Orman Köyünü Kalkındırma Kooperatifi, Hayvan Üreticileri Tedarik ve Pazarlama Kooperatifi ve Çay Ekicileri İstihsal ve Satış Kooperatifi olarak dört çeşit kooperatif türünü bünyesinde toplayan bu kooperatiflerin pazar etkinlikleri son derece düşük düzeydedir.”.

*

Tarımsal kalkınma kooperatiflerinin tarihi 1960’lı yıllara kadar uzanır. Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Türk tarım ürünlerine dış talebin artması, 1961 anayasasına kooperatifçiliğin devletçe desteklenmesi konusunda açık hüküm konulması, 1969’da 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun yürürlüğe girmesi, kırsal kesimden sorgulayan gençlerin hayata atılması, dışarıdan Türk işgücüne talep gelmesi  , vb… kırsal kesimde kooperatifçiliğin ivme kazanmasına neden oldu.

Bu dönemin başat kooperatifleri olan Köy Kalkınma Kooperatifleri  incelenirse, önemli ip uçları elde edilebilir : Halkın öz girişimiyle kurulmuş  köy kalkınma kooperatifleri ,1964’de 60-70 civarındadır. Bu sayı 1966’da 298, 1970’de 1 776, 1975’de  5507 olmuş ve 1980’de 8 372’ye ulaşmıştır. Ortak sayıları da   bir milyon civarına yaklaşmıştır. Bu kooperatiflerin ilk kuruluşlarında dış ülkelere işçi olarak gitme isteği önemli rol oynamıştır. Kamu yöneticileri yabancı ülkelere gönderilen işçilerden düzenli bir döviz akımı sağlamak üzere kooperatifleri bir araç olarak kullanmak istemiştir. Bunun için de kırsal yörelerde  döviz gereksinimi az bulunan belirli kalkınma projelerinin uygulanması koşulunu getirmiştir. Bu girişim, ister istemez kırsal kesimin yapısından kaynaklanan  nedenlerden dolayı giderek boyutlanmıştır. Nitekim dış ülkelere işçi göndermede kooperatif ortaklarına verilen öncelikler, 1970’li yılların ortalarında kaldırılmasına karşın, 1980’li yıllarda da kurulan kooperatif sayısı iki katına yakın bir artış göstermiştir.

*

1971’de ulusal düzeyde Köy Koop adıyla kurulan merkez birliği, pek çok önemli girişimler yapmıştır. Bunların bir kaçını şöylece sıralamak mümkündür :

1974’de geniş katılımlı “Köy Koop Kurultayı”nı düzenledi. Bu kurultayda Köy kalkınma kooperatiflerinin sorunları ve çözüm önerileri ayrıntılı bir şekilde tartışıldı;

Başta narenciye olmak üzere bir çok tarım ürünün kooperatifler kanalıyla ihracatı gerçekleştirildi;

70’li yıllarda traktör karaborsasını kırabilmek için büyük mücadele verdi. Dönemin Ticaret bakanının  ithal izini vermemesi i üzerine  Köy Koop  ortaklarının Ankara’da eylem yapmasını sağladı ,  traktör ithal iznini kopardı;

“Kooperatifçiliğin olmaza olmazı”kooperatifler bankasını gerçekleştirmek için bir ulusal bankanın hisselerinin yarısından fazlasını topladı. Ancak dönemin maliye bakanı yetkisini farklı yönde kullanarak “bir gece kararıyla” bankanın sermayesini artırdı ; böylece Köy Koop’un elindeki çoğunluk hissesi azınlığa düştü;

Ülkemizde kooperatifçiliği “ondurmayacak” bir siyasi ve ekonomik  güç her zaman var olagelmiştir. Bir yanda bilinç  ve bilgi düzeyi  düşük kooperatif yöneticilerinin yaptığı hatalar, diğer yandan bunları fırsat bilen “kooperatif karşıtları”nın harekete geçmesi ile 12 Eylül 1980 hareketinden Köy Koop büyük bir yara alarak çıktı.  Arkasından gelen ve IMF güdümündeki  ”ekonomide yapısal değişim programı”nın uygulamaya girmesiyle, Köy Kalkınma Kooperatifi hareketi, toplumsal canlılığını kaybetti.  Mevcut kooperatiflerin çoğunluğu, 1988’de çıkarılan ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununu büyük ölçüde değiştiren  3476 sayılı kanunla,“Tarımsal kalkınma Kooperatifleri” adı altında yeniden yapılandırıldı.

***

Türkiye’de Haziran 2011 itibariyle 8 200 adet tarımsal kalınma kooperatifinde 843 035 çiftçi örgütlenmiş durumdadır. Ayrıca bu birim kooperatiflerin 4 762’si 82 bölge birliği düzeyinde örgütlenmiştir. Bölge birlikleri de 4 ayrı merkez birliği içinde ulusal düzeyde organize olmuşlardır. Bunlar : Köy- Koop, Or -Koop, Hay -Koop ve Çay- Koop’dur.

Tarımsal kalkınma kooperatifleri dört çeşit kooperatifi bünyesinde toplamaktadır : Köy Kalkınma Kooperatifi, Orman Köyünü kalkındırma Kooperatifi, Hayvan Üreticileri Tedarik ve Pazarlama Kooperatif ve Çay Ekicileri İstihsal ve Satış Kooperatifi.

Tarımsal kalkınma kooperatiflerinin amaçları şöylece özetlenebilir :  Yerleşim alanını düzenlemek, çiftçi işletmelerini verimli hale getirmek ve her türlü ürünlerin pazarlamasını düzenleyerek kazançlı bir hale getirmek ; ortakların mesleki ve gerektiğinde zati ihtiyaçlarını karşılamak; çevresindeki doğal kaynaklardan yararlanmak ve tarım-gıda sanayisinin kurulması çalışmalarına katılmak.

Tarımsal kalkınma kooperatifleri çok amaçlı kooperatiflerdir. O nedenle bünyelerinde hayvancılık, seracılık, depolama, nakliye,vb… önemli tarımsal faaliyetleri bulundurmaktadırlar. Örneğin süt sektöründe, özellikle ihale edilen bölgelerde, üreticiler çoğunlukla ihale sürecinde bu kooperatifler tarafından temsil edilmektedir. Ayrıca seracılık ya da yaş meyve sebze üretimi, depolanması, ambalajlanması ve nakliyesi konusunda faaliyet gösteren ve çoğu küçük ölçekli de olsa kendi tesislerini kuran başarılı tarımsal kalkınma kooperatifleri mevcuttur. Öte yandan Orman Köyü Kalkındırma Kooperatifleri, etkinlik yönünden daha çok ön plana çıkmaktadırlar. Orman ürünlerinin kesilmesi, orman içinde sürütülmesi, piyasaya satış için son depoya taşınması iş ve işlemleri; 1970’li yıllardan bu yana Devlet tarafından sağlanan yasal haklar doğrultusunda, öncelikle orman köylerinde yaşayan orman köylüleri tarafından kurulmuş olan tarımsal kalkınma kooperatiflerince gerçekleştirilmektedir. Türkiye düzeyinde , diğer ormancılık faaliyetleri yanında, orman ürünlerinin kesme, sürütme ve taşıma işlerinin yaklaşık % 70’ini bu kooperatifler gerçekleştirmektedirler.

Tarımsal kalkınma kooperatiflerinin başlıca sorunları şu başlıklar altında özetlenebilir :

Kırsal alandaki küçük yerleşim birimlerinde kuruldukları için yeterli ortak sayısına ve sermaye birikimine ulaşamamaktadırlar;

Kooperatif ortaklarının ve yöneticilerinin eğitim düzeylerinin yeterli olmaması, buna bağlı olarak da kooperatifçilik bilincinin gelişememesi ve yaygınlaşamaması ;

Yönetici, denetçi ve çalışan personelin kooperatifçilik ve işletmecilik bilgisinin yeterli olmaması,

Ortakların aile işletmelerinin küçük, dağınık ve yetersiz olması nedeniyle genelde pazara yönelik üretimin yapılamaması,

Küçük, dar ve merkezden uzak kırsal alanda kurulan kooperatiflerin, üretim, pazarlama ve ürün kalitesi ile pazarın istediği normlardaki ürün sevki için gerekli olan üretim,  yatırım ve alt yapının oluşamaması,

Kooperatif işletmelerinin bu alandaki diğer büyük sermayeli firmalar ile rekabet etme güçlükleri,

Kooperatiflerin ihtiyaç duyduğu yatırımlar için gerekli olan finansal kaynakların teminine yönelik bir yapılanmanın olmaması,

ü  Vb… (STB, Kooperatif Strateji Belgesi)

*

Türk kooperatifçilik hareketinin içinde gerçek kooperatifçiliğe yaklaşan, halkın kendi kurup yönettiği kooperatifler olan  tarımsal kalkınma kooperatiflerinin yarım yüzyılı aşan deneyiminden Türk kooperatifçiliği adına çıkarılabilecek dersler vardır :

Başlangıçta dış ülkelere işçi gönderme ve bu işçilerin kazandığı dövizi ülkeye aktarma amacıyla başlatılan hareketin, giderek kırsal kesimin önemli grubunca kendi öz sorunlarının çözümünde kullanılabileceği fark edilmiştir. Kırsal kesimin önemli bir bölümü karşılaştığı  kooperatifçilik olayını tanıma, bu olayın özünü tartışma ve değerlendirme durumuyla karşılaşmışlardır.

Yine kırsal kesim insanı ilk kez gerçekçi bir şekilde kendi sorunlarını beraberce tartışma, çözüm önerilerini oluşturma, ortak karar alma ve uygulamaya aktarma olayı ile karşı karşıya gelmiştir.

Kırsal kesim insanının önemli bir bölümü, kooperatifçilik olayı karşısında ve kamunun bu olaya yaklaşım biçimleri yönünde kendi tutumlarını değerlendirme olanağını da bulmuştur. Kısacası kırsal kesimimizde 1960’lı yılların ortalarında başlayan bu kooperatifçilik olayının, ortakların ekonomik durumunu düzeltme ve geliştirme yanında onların sosyal konumlarını da değerlendirmelerinde  önemli katkısı olduğu söylenebilir.

Tarımsal (Köy) Kalkınma Kooperatifleri’nin ekonomik başarısı çeşitli açılardan tartışılabilir. Bu başarıyı etkileyen pek çok etmen bulunmaktadır. Bunları da şu ana başlıklar altında özetlemek mümkündür:

Bu kooperatiflerin ortakları genellikle topraksız ve az topraklı köylülerdir. Dolayısıyla tarımsal üretimde, üretimin oylumunu (hacmini) ve niteliğini belirleyen temel etmen toprak olduğuna göre, pazar düzeyindeki ticari işlemleri düzenleyen bu kooperatiflerin  ortaklarının belirli bir kesimi için yeni gelir yaratma olanakları sınırlı kalmıştır.

Tarımsal ticareti ortakları lehine örgütlemeyi amaçlayan bu kooperatifler, sert bir rekabet ortamıyla karşılaşmışlardır. Tarımsal ürün ticaretinin önemli bir bölümünü elinde bulunduran kamu ve özel kesime ait kuruluşlar karşısında bu kooperatiflerin pazar alanları dar ve sınırlı kalmıştır.

Bu kooperatiflerin önemli bir kısmı tarımsal ürünleri işleyip değerlendiren veya tarımsal girdi üreten yatırım projelerine yönelmişlerdir. Bu projelerin yörenin  kaynaklarına uyumlu olarak seçimi, projelerin hazırlanması, uygulamaya aktarılması ve yönetimi, pazar ve sınai üretim deneyimi yetersiz olan bu kooperatiflerde önemli güçlükler yaratmıştır. Seçilen projelerin ölçek büyüklüğü ile yöre hammadde potansiyeli arasında açıklar görülmüştür.

Bir önemli nokta da  kooperatiflerin ticari ve sınai yatırımlarının finansmanında düğümlenmektedir. Projelerin maliyeti, özkaynak tutarı, kredi gereksinimlerinin sağlıklı bir şekilde saptanıp planlandığı söylenemez. Bu konuyu üstlenen kamu kuruluşlarının yeterli  proje tiplerini bulmada, üretmede, yaymada, uygulamada ve finansmanında gerçekçi bir yaklaşım gösterdiği söylenemez. Devlet kredi ve hibelerinden yararlanmada siyasal güçler önemli derecede etken olmuş, zaten kıt olan kredilerin gerçek ölçütleri saptanarak dağıtılmasında olumsuz bir etmen olarak  bu olayda yerini almıştır. (Ayhan ÇIKIN, Köy Koop Olayı, Cumhuriyet, 11 Haziran 1982)

Tarımsal (Köy) kalkınma kooperatifleri deneyimi, Türk kırsal kesim kooperatifçiliğine  yeni boyutlar kazandırmıştır : kısal kesimde kalkınmanın bütünsellik içinde ele alınmasını (çok amaçlılık); tarım-sanayi bütünleşmesi boyutu ; yerleşim alanını düzenleme boyutu ve  bağımsızlık (demokratik yönetim) boyutu gibi. (S. Güven; Kırsal  Yapıda bir değişim aracı olarak köy kalkınma kooperatifleri).  Tarımsal(Köy) Kalkınma Kooperatifi  hareketi, olumlu ve olumsuz yönleriyle 1,5 asırlık Türk kooperatifçilik hareketi birikiminin bir ürünüdür. Bu hareketin kırsal kesimlerde yerel kaynakların harekete geçirilmesinde büyük bir potansiyel yaratabileceğini gözden kaçırmamak gerekir.

 

Dr. T. Ayhan ÇIKIN

 
Toplam blog
: 174
: 482
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Şair ve bilim insanı (Tarım Ekonomisi). 1 Ocak 1946, Muğla doğumlu. 1968'de asistan olarak girdiğ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara