Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '10

 
Kategori
Güncel
 

Yas

Yas
 

MADEN GİBİ İŞÇİLER


Bilinmezlik ölümden de zordur. Zordur çünkü bi parçan kendini yer bitirir beklerken. Gecen gündüzüne karışır bitip tükenmeyen bir bekleyiş başlar. Zaman ilerlemez o anda ve eli kolu bağlı sabretmenin ağırlığı çöker yüreğine. Acaba canı yanıyor mu, yaralımı, nefes alabiliyor mu? Yakıştıramazsın en sevdiğine nihai gerçek sonu ama dilinin ucuna gelmese de aklının ucundan geçer ister istemez. Ya gitmişse ebediyete…

Peki ya, bundan sonrası… Onsuz yürünecek yollar, yaşanacak yıllar. Bundan sonra çekilen fotoğraf karelerinde olmayacak, yaşanacak mutlak sevinçlerde, hüzünlerde, artık o evi dolduran sesi olmayacak. Kapı çalmayacak onun eliyle. Kokusu uçup gidecek yastığından, çarşafından, evinden, hayattan. Zaman tamamen alıp götürecek onu bir zamanlar var olduğu bu yerlerden. Geriye hüzün dolu hazin vedası kalacak. Sohbetler sırasında güzel anılarla yâd edildikten sonra içler acısı gidişi gelecek akıllara. Ve simsiyah elleriyle akşam yuvasına getirdiği bembeyaz ekmeği akşam yemeklerinde, sabah kahvaltılarında… Uğruna her gün ölümle burun buruna gelip en sonunda teslim oluşu. Sırf bembeyaz ekmeği için, ailesi için. Ben maden işçilerimizin kaderi bu diyemiyorum! Ben bile bu kadar etkilenmişken geride kalan gözü yaşlı yakınları yüreklerine düşen ateşi söndürmek için ne yapacakalar onu da bilemiyorum. Bunun tesellisi, telafisi yok. Vedanın bu kadar karası da beni yedi bitirdi üç gündür. Sözcüklerim daha fazla düğümlenmeden noktalayayım. Allah sabırlar versin…

O SOĞUK YAŞAMI VE ÖLÜME YAKINLAŞMAYI DİLE GETİREN BİR PAYLAŞIM.OKUMAYANLAR İÇİN

YERİN METRELERCE ALTINDA KELLE KOLTUKTA HAYATLAR...

Gündem20 Mayıs 2010, Perşembe
KAZAYI YAŞAYAN BİR İŞÇİNİN GÖZÜNDEN

“Grizu patlaması sırasında aniden ortaya çıkan mavi, yeşil ve kırmızı alev topu bizi savurdu. Başımdaki baretimi bile eriten alev, yüzümü ve ellerimi yakarak, birçok işçiyi de yaraladı. Her tarafta yankılanan çığlık seslerinden felaketin büyüklüğünü anladığımda lambamı yakmaya korktum. Ocak içinde sürünüp yerüstüne çıkmayı başardım. Madende kaldığım 3 saatte, rastladığım yaralıların yerlerini ekiplere bildirerek işçilerin sağ kurtarılmasına da yardımcı oldum. Arkadaşlarımın cesetleri arasında ilerleyerek kurtulduğum faciayı, psikolojik tedavi görmeme rağmen asla unutamadım. Yüzlerce arkadaşımızı çok kısa sürede yitirdik. O günler aklıma geldikçe yaşadığım acıyı asla anlatamam.” Sonrasında yaşananlar ise işçilerin hayatlarına ne kadar değer verildiğini gösterir nitelikte: “Yaklaşık bir yıl süresince psikolojik tedavi görmemin ardından çalıştığım kurum'da yerüstünde görevlendirildim. Uzun yıllar sürekli kâbuslar görerek adeta uyku uyuyamadım. Ancak, yaşadığımız ıstıraplara karşın hiçbir zaman kurumdan beklediğimiz desteği alamadık. Faciadan 9 yıl sonra istem dışı emekli edilerek kurum ile ilişiğimiz kesildi. Dünyanın en zor mesleğini yapan madenciler, umarım bir daha bizim yaşadıklarımızla karşılaşmazlar.”
 
Toplam blog
: 37
: 1522
Kayıt tarihi
: 18.08.09
 
 

Tokat'ın Yeşil Niksar'ında 1985 yılında doğmuşum. İstanbul'da yaşıyorum. Açıköğretim İşletme 3. sını..