Yaşamın bir okul olduğunu ama o okuldaki derslerin sınırsız olduğunu biliyor musunuz..?

ERHAN SOYSALTÜRK’TEN "RAMAZAN SOHBETLERİ"

BUGÜN SEVGİLER İÇİN BİR OKUL AÇIYORUM.
Yıllardır içimde büyüdükçe büyüyen özlemimdi.

Yıllardır bu okulu nasıl kuracağımı, sermayeyi nereden bulacağımı düşünür dururdum.

Ama birden, aklıma Mevlana Hazretlerinin güzel bir sözü geldi.

¦Sevgide güneş gibi ol,

¦ Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,

¦ Hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol.

¦ Öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, yada göründüğün üzere ol..!

Hz. Mevlana

Sonra dedim ki kendime…

Fikirlerini paylaşsana bu bilge kişiyle.

Kalktım gittim Konya’ya…

Aylarca kimse bilmez, türbesinin çevresini temizledim, yere atılan sigara izmaritlerinden tutunda, sümüklü mendilleri, kağıt parçalarını, dökülen yaprakları temizledim…

Tamı tamına kırkbir günümü geçirdim o mekanın etrafında.

Kırk bir gün önce gittiğimde, berberimde yeni traş olmuştum.

Kırk ikinci gün, görüntüde, sanki sakallı bir keşiş oldum.

GECELERİ KONUŞUP, SÖYLEŞTİK

Nedendir bilemiyorum ama onu hep masmavi bir denizin üzerinde, o bildiğimiz yeşil cübbeli sarıklı oturur halinde görmekteydim.

Kıskandığım anlar oluyordu.

Denizin üstünde yürümek, oturmak isteği yıllardır buruk bir özlemdir beyin fırtınalarımda.

Oysa karşımda sanki bir mahyaya yazılmışta okuduğum berrak ışıklı bir yazı.

Gölgesinde ben, uzanıyorum gök kubbedeki yıldızlara.

¦ Kim daha güzelse kıskançlığı daha fazla olur. Kıskançlık ateşten meydana gelir.

Yoksa o kıskançlığım mı aydınlatırken yakan içimi..?

Yangın yerlerinden yükselen acılar gibi.

¦ Kıskançlık ateşten meydana gelir

SEVİNÇ OKULUMDAN SÖZ ETTİM, KISIR KALDIĞIMI BİLDİRDİM

Oysa katılmadığını söyledi.

Çok doğurgan bir yüreğin, çok doğurgan bir belleğin var senin dedi.

Kendine haksızlık ediyorsun.

BAK BİZİM SEVGİ OKULUNDASIN

Anan kaderine küsmedi ve doğurdu seni.

Kör bir ışık iken seni aydınlıklara saldı.

Servet aklın ve yeteneğinle doğru yapabildiklerindir.

İllaki kasanda veyahut hazine dairende olmasını sakın ki, ummamalısın..!

¦ Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da nedir, bir sevgiye harcanmadıktan, bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.

Demek ki bir okul açmak istiyorsun.

SEVİNÇ OKULU

¦ Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.

Seven insan sevinç duyar.

Sevinçle seversin…

Sen kaç üniversite bitirdin bilirim ben.

O okullarda sınavlarında hocaların sana öğrettiklerinden soruları sorarlardı.

Oysa yaşam okulunda her an başka bir derste, başka bir sınavdasın.

¦ Ehil olmayanlara sabretmek ehil olanları parlatır.

Yüreğinde buralarda 41 gün rızklanmak üzere geldin, esasında sen öyle bir planda yapmadın.

Ama ben senin kırkbirgün sırtını sıvazladım, eğrilmiş ak ipek ipleri yol olarak sana saldım.

Bunları bildin mi sen..?

Elbette ki bilemedin.

BİLEBİLMEN İÇİN YA EVLİYA YAHUT DA ENBİYA OLMALISIN

¦ İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir.

KIRKBİR GÜNEŞ DOĞDU KIRKBİR GÜNEŞLİ GÜN BATTI

Sen diplomalarını aldığın okulunda hocalarınca başarılı sayılan öğrencilerdendin.

Amma velakin, hayat okulunda öyle olamadın.

Sonra döndün insanları suçladın.

Oysa; “Sevgide güneş gibi ol” malısın.

Güneş kimi zaman aya ve buluta tutsak gibi görünse de, hiç eğildiğini gördün mü, vazgeçti mi aydınlatmaktan, ısıtmaktan..?

İnsanoğlu bir fani soyudur.

¦ Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.

Gönül dilin aydınlık olduktan sonra korkma.

İŞİTİR VE GÖREBİLİRSİN

İnsanlık alemi bu.

Aç ise, senden kudretli hayvan sana saldırabilir. Tok ise zarar vermez önünden bile geçsen.

Ama insanoğlu öyle mi…

Kim nereye neler götüreceğinin akıl almaz esiri iken, esasında çok şanslı bir dönemindesin.

SEVİNÇ OKULU’NU MUTLAKA KURMALISIN

Sevinç Okulunu kuruyorsun,

Üstelik de bana gelmiş fikirlerini paylaşıyorsun.

Kimi zaman olur, hayvan daha yararlıdır insandan.

Kimi zaman olur ki insanın, farkı yoktur esasen vahşi bir hayvandan.

Dikkat et, hayvandan demeyişime.

VAHŞİ BİR HAYVAN İLE HAYVAN FARKLIDIR

İnsanlarda benzeridirler.

¦ Leş, bize göre rezildir ama, domuza, köpeğe şekerdir, helvadır.

Ondan dolayı ki;

İyilik de kemlikte görebilirsin.

Ama sen;

¦ Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol’ malısın.

Böylece onlardan kötülükler görsen de iyiliklerle cevap vererek gerçek insan olduğunu onlara fark ettirebileceksin.

Demek ki “Sevinç Okulu”

¦ Genişlik, sabırdan doğar.

SABIR SEVGİNİN TEMEL TAŞIDIR. İNŞAATINA BU TEMEL İLE BAŞLAMALISIN

Peki üzgünleri mi kayıt edeceksin bu okula.

Yüreği kırgınları mı..?

Yüreği ile beyni savaş içerisinde olup da, birbirine küskün olanları mı..?

Biliyorsun ki;

¦ Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır.

İnci bir midyenin acılarıyla o sedef kutu içerisinden döktüğü gözyaşlarıdır.

Neden susuyorsun,

HAYDİ BİRAZDA SEN ANLAT BAKALIM BUGÜN VEDA GECESİ…

Sevgili *embiyam;

Ben yıllarca başarının peşinden koştum.

Yıllarca bu uğurda dirsek çürüttüm, kafa yordum, yoğruldukça yoğruldum ama sonucunda hala ham olduğumu, yerimde saydığımı görüp buralara sizden olgunluk alametlerini öğrenmeye, destura geldim.

BAKTIM Kİ ÇEVREMDE İNSANOĞLU YALANCI

İnsanoğlu utanmasız…

İnsanoğlu hırslarına tutsak olmuş..

Yalan ve dolanlarla iş görenler, makamda mevkide.

Saltanat sürmekte.

Güven ve adalet zayıflamış, hırslar çoğalmış, her şeyi oldukça o insanoğlu, neyim var ki biraz daha yok mu diye, yüzüme bakmakta.

VERDİĞİMCE İYİYİM, VERMEDİĞİMCE KÖTÜ

Olduğunca verdim, göründü küpün dibi…

¦ Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz. Suyu başına döksen, başı kırılmaz. Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan, toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.

Ah benim sersem evladım.

Sanırsın ki sana kızarım değil mi..?

Bana başını sağ elinle göster bakayım..?

İşte onun adıdır “Ser”..

İşitmek, Kulak ile dinlemekse “sem”dir.

Velhasılı, benim sana “sersem” ile ifadem sevgimdendir.

Çünkü sevdiğimin dikkatlice dinlemesini isterim.

Bilmelisin ki;

¦ Eşekten şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.

Oysa sevginin okuluna gelenler sevdalarıyla dönerlerken, ceplerinde dağıldıkça çoğalan akideleri vardır.

KUDRET VE SELAMET İLE “SEVİNÇ OKULU” NU AÇMALISIN

Gecikmeler olacaktır.

Engellerin çoğalacaktır.

¦ Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler.

Engellerin azminle son bulacaktır.

Tenceren kaynarken, maymunun oynarken, eş dost ahbap çavuş yanında cirit atarlarken, belki de yardım istediğinde sen onlardan, onlar senden uzaklaşacaktır.

Bil ki; amcan ile dayın hepsinde zinhar almışsındır payın..!

¦ Irmak suyunu tümden içmenin imkanı yok ama susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkanı yok.

Irmak olmak erdeme, sığ bir dere olmak ise menfura yakışır.

Benim “Serseri” evladım, biçareler aşığı demgahımın, dergahımın sultanlığı yakışığı olmak üzere geldin bu yola.

Biraz önce izah etmiştim, Ser’i.

Seri ise hızlı düşünen demektir zira.

“SERSERİ”

Amma velakin bil ki çok zordur işin.

¦ Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir.

Bu nedenle de, sende azminin ve yüreğindeki sevginin ışığını görmek zor değildir.

Sevinçleri çoğaltmalısın.

SEVİNÇLER SEVİNİN KİLERİ, AMBARIDIR

O ambar hiç boşa ermez.

¦ Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür.

Alemlerin Rabbi ile gönül hısımlığından uzaklaşmadıkça o yüreğinden gün be gün, yepyeni gürül gürül akan, sevgi pınarların, attığın adımların kadar çoğalacaktır.

YETER Kİ ADIMLARIN DOĞRU YERLERE DOĞRU OLSUN

¦ Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.

Yürüdüğün yollarda kimler kimler ile karşılaşacak ve hatta hayretler içinde şaşacaksın.

Amma velakin, güzel sözleri ve davranışları hiç unutmayacaksın.

ÇİRKİN OLANLARI, KAF DAĞININ ARDINA FIRLATACAKSIN.

Ben ki yıllarım itibarıyla;

¦ Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok’tu.

Kimi insanlar vardır, önüne bir sofra kurarsın, kuş sütünü sorar, kimi insan vardır, soğan ile yavan somundan lezzet alır.

İzledim seni, 41 gün yavan somun ile ab-u hayatın zem suyundan içtin.

GELENİ GEÇENİ DE SOFRANA ORTAK ETTİN

Bunlar hep engin bilgilerin kaynağındaki suyun fışkırması gibi, sevinç denizlerine ulaşacaktır.

¦ Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.

İllaki derin sularda arama, sığ sularda da yeşeren nice hayat vardır.

Çölde küçücük bir vaha hayattır.

¦ Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?

Sevinçlerinizle gülümsediğiniz anları anımsayın.

Acılardaki iç çekişlerinizi, karamsarlık kaftanını giyip de loş odalarda çaresiz iken dolanışınızın hüznünü.

Unutma ve her daim hatırla.

ÇARESİZ İSENİZ, ÇARE SİZSİNİZ

Ama artık bunların uzaklaştığı uzak bulutların üzerindeki sınırsız bulut pamuğu tarlaların içerisinde yol almaktasınız.

Akıl akıldan üstün.

Yürek yürekten.

Bilek de bilekten.

SEVİNÇ ÜZÜNÇLERİN YOLUNA IŞIK VERECEKTİR

Böylelikle insan insan olmanın sırrı kudretinde, üstün özelliklerini keşif edecektir.

Yoksa bir baksanız çevrenizde ne kadar çok sağır sultan var.

İşlerine geldiğince duyan, işlerine gelmediğince uykuya dalan.

Şeytanla arkadaş,

İblisle dost,

Cine musallat.

¦ Şu dünyada yüzlerce ahmak, etek dolusu altın verir de, şeytandan dert satın alır.

Çok iyi bir karar.

BU KARAR ÇOK DOĞRU BİR KARAR

Üstelik sevginin sunağından, kucak dolusu umarlara koşanların sığınacağı yıkılmaz bir kubbesiz dört duvarın inşaası.

Kaldırdığında başını, gökte gündüz güneşi, gece ay ve yıldızı görebildiğince görecek er yada hatun kişi.

Sevinçler senin.

Muştular seni olsun evlat..

Diri ve dirilerle ışıklı kal.

¦ Sen diri oldukça ölü yıkayıcı seni yıkar mı hiç?

*Arapça’ da; Nebi, kendilerine kitap indirilmemiş peygamber anlamındadır.

Erhan SOYSALTÜRK

Yazarın Dipnotu:

“Bu Yazı Milliyet Blog’daki “BAŞKA BİR TÜRKİYE YOK” köşesi için kaleme alınmış bir; Erhan SOYSALTÜRK yazısıdır.

Yazar ismi ve Link verilerek alıntı yapılabilir.