- Kategori
- İlişkiler
Yaşanmış bir aşk hikayesi! (aşk-yalan-ihanet) Bölüm-6 final

Yaşanmış Gerçek Bir Öykü...
“Sevgi neydi? Sevgi insan eliydi, sevgi iyilikti, sevgi emekti.” (Selvi Boylum Al Yazmalım)
6.BÖLÜM
FİNAL
O gün işte delikanlıyı tamamen beyninde ve kalbinde bitirmenin gerçekten geldiğini resmen anladı ve de belki artık o hakka bile sahip değildi ama beyninden vurulmuşa dönmüştü… Çünkü delikanlının hayatında biri vardı ve o kişi delikanlının duvarına o kadar aşk dolu, o kadar sıkı tutulmak istercesine beni bırakmamalar, her dakikam senle geçsin, sen benim her şeyimsin… gibi cümleler içeren yazılar yazmıştı ki hayatındaki kız, sayfanın tamamı bunla kaplıydı, bu 2 aylık bir ilişkiye benzemiyordu…Belki sadece bu kişi tek değildi…Ben kimi sevdim, nasıl birini sevdim diyordu genç kız. Çünkü sevdiği daha doğrusu sevdiğim dediği birine evlenme teklif eden biri bu kadar kısa sürede böyle bir şey yapar mıydı?
Genç kız düşünüyordu demek ki askerde yanlış çekilen mesajların sahibi buydu veya belki başkaları da vardı…
Halbuki genç kız, ayrı olduklarında bile, kimsenin arkadaşlık teklifini kabul etmiyordu, saçma belki ama sevdiği adama ihanet etmiş gibi düşünüyordu, kopamıyordu bir türlü…
Genç kız ona dair hep inandığım dediği çoğu şeyin farkındaydı ama hep yutuyordu delikanlının okuduğu okul, mesleğindeki kıdem genç kız için önemli olmadığı halde hayatını birleştirmek istediği kıza uzun süre olmasına rağmen gerçeği söyleme gereği duymuyordu, genç kız da sormuyordu zaten onu öyle sevmişti…Genç kız çooook kıskanıyordu başka kızlardan, delikanlıyı ama elinden bir şey gelmiyordu…
Genç kız daha önce delikanlıya “ eğer biri olursa mutlaka bana söyle çünkü seni hayatımdan tamamen çıkaracağım” demişti ama delikanlı 2 saat konuşma içerisinde tek bir şey bile söylememişti genç kıza…Demek ki genç kızı doğum gününde bile aramamasında bu sebep vardı ama aramama nedenini o 2 saatlik görüşmede, yılbaşında genç kızı aradığında, genç kızda olan şaşkınlık yüzünden, eğer doğum gününde de ararsa olmaz diye düşündüğü için aramadığını dile getirmişti ve o an kutlayıp özür dilemişti…Delikanlı en son tv ler de yayınlanan bir haber üzerine genç kıza mesaj çekti ve genç kız cevap vermeyecekti ama habersiz gibi davranmak için cevap verdi soğuk bir şekilde, bir daha da görüşmediler…
Genç kızın aramayacağını biliyordu delikanlı, çünkü genç kız normal kavgalarında dahi hatalı değilse, delikanlının aramasını bekliyordu, biliyordu eğer ki gerçekten seviyor ve onu istiyorsa arayacağını…
Bu olaylar 2 seneyi içeren olaylardır (2007...2009) ve belki de daha anlatılmayan çok şeyler vardır. Çünkü bu kadara sığmaz 2 yıl ve yaşanlar…Yani bir aşkta en önemli şey GÜVEN ve SADAKAT, olmayınca olmuyor işte…AŞK yetmiyor, yetemiyor akıldan çıkması çok ama çok zor olsa da maalesef gelecek vaat etmiyor, edemiyor. Her şeye İNANMASANDA karşındaki kişiyi kırmamak ve sevgi hatırına yutuyor ve susuyorsun her ne kadar hata yaptığını bilsen de…Cepte nasılsa tavrı veya aptal durumuna bile düşmek olsa da…Artık öyle iyi tanıyordu ki delikanlıyı genç kız, ses tonundan, konuşma şeklinden ve hareketinden yalan söyleyeceğini veya söylediğini anlayabiliyordu ama yinede susuyordu çünkü SEVİYORDU…
Keşke sadece karşındakini kandırdığını sanıp, halbuki kendini kandırdığını düşünsen…Tabi ki anlayana diyordu…
Belki gerçekten seviyordu delikanlı, çünkü her defasında her sözünde, her mesajında, her aramasında abartısız ben kimse için bu kadar değişmeyi göze almadım, kimseyi sen gibi sevmedim, yemin ediyorum seni çok seviyorum, ama sen hiç anlamak istemiyorsun diyordu delikanlı…
Delikanlı, msn de başkası sanıp konuştuğu ve buluşmaya gittiği yani o zaman aldattığı dışında, genç kızı asla aldatmadığını hatta ağır bir kelime kullanarak “ben o şerefsizliği bir defa yaptım onu da sen biliyorsun sendin, başkada yemin ediyorum ki aldatmadım, yanlış çekilen mesajların seninle alakası yoktu, ben çekmemiştim onları, olanı da zaten sen cevap vermiyorsun diye özellikle çektiğimi söyledim” diyordu.
Bir mesajında delikanlı, “şunu da iyi biliyorum ki sen beni eskisi gibi sevip sahiplenmiyorsun” demişti genç kıza…Genç kızın sevgisi hiçbir zaman azalmamıştı, sadece askerden gelmesini bekliyor, her şeyi tamamen konuşup, onunda askerlik sonrası tavrını merak ediyordu.
Genç kızın aklında kalan soruların başında tabi başta gerçekten sevip sevmediği, en önemlisi 2 sene boyunca genç kız onun hayatıyla alakalı bazı şeylerin doğru olmadığının farkındadır ama kendisi için önemli olmadığı için sessiz kalmıştır. Sorduğunda aynı cevapları aldığı için de üstelememiştir, kızın bildiği ve alenen de belli olan hayatıyla alakalı şeyleri ciddi düşündüğü bir kıza neden söylemek istemediği (okulu, kıdemi , vs…). Delikanlının hala kızın hiçbir şeyi bilmediğini ve farkında olmadığını sanması, ilişki bitince seviyorum diyen birinin bu kadar çabuk ilgisiz olması, hep düşündürür onu…Halbuki genç kız her şeyin farkında ama sessiz…
Bitmişti ve ikisi de hayatlarına kaldıkları yerden devam etmeye başladılar birbirlerinden belki haberli, belki habersiz…Geride sadece yaşanılan, belki bazılarının hafızaya kazınmış şekilde kalacağı çok güzel veya kötü anılar, iltifatlar, şakalar, lakaplar kalmıştı.Bunlardan biri daha önce otobüste babasıyla karşılaştıklarında genç kız, delikanlıyla yabancı gibi davranmış, delikanlının ilk sıralar hangi durakta ineceğini bilmediği için, yanlış yerde inmemesini, ineceği durağa geldiğini anlasın diye, babasının yanında olduğu için söylemediği “ aaaa…………..da gelmişiz demesi” her oraya geldiğinde aklına gelip tebessüm etmektedir genç kız. Demek ki çok değer vermemek, sevmemek gerekiyor ya da bazı şeyleri bile bile susmamak veya sevgilerine sahip çıkmak gerçekse tabi…Hata bu!
SEVDİĞİNİ BIRAK GİTSİN EĞER DÖNERSE SENİNDİR, DÖNMEZSE ZATEN HİÇ SENİN OLMAMIŞTIR...
“Seven, isteyen adam mutlaka arardı, vazgeçmezdi sevgisinden, benden diyordu” bu kadar şeye rağmen ama ya güven ne olacak demeyi de ihmal etmiyordu, atamıyordu aklından genç kız…
“Daha anlatılmayan, belki atladığım, belki aklıma gelmeyen, belki de dile getirmek istemediğim o kadar çok, güzel yada kötü yaşanmış şeyler var ki, unutulması çok güç her şeyin ama onu tanıdığıma ve sevdiğime yinede pişman değilim eğer ki bu yalanları ve aldatma durumları olmasaydı gerçekten benim için o mükemmel bir insandı derim yine, belki bu sözüme halamı yaaa dense bile, anlattıklarımda abartı yok kendim böyle yaşadım ve aynen ilettim, ha bu anlattıklarım sevdiğim adam için nasıl olur bilemem yazdıklarımın aksini iddia edeceğini sanmam çünkü yalan yok, katılmadığı nokta aldatmadığı, beni sevdiği, yalan söylemediği olacaktır muhakkak, belki bu kız aptal diyeceksiniz, ki hayatıma giren hiç kimse için asla böyle bir taviz vermedim, bırak bu kadar şeyi en ufak bir hatasını gördüğümde anında bitiren biriydim, nasıl bu kadarına göz yumuyor derler ama inanın ki, yaşanırken böyle anlatıldığı gibi olmuyor, edilen sözler, yeminler bir de üzerine konduramıyorsunuz, ve yanınızda iken size ilgisi, sahiplenmesi, yapmamıştır derken…BİTTİ YAŞANAN BİR RÜYA...bu kadarı yeterli sanırım” diyordu genç kız…
Sevgi hatırına çıkarılmayan ses, bile bile göz yumulan yalanlar, affetmek, sevmek sevmek sevmek…
Sen üzülürken hatta ağlarken bakalım karşıdaki kişide aynı duygular içerisinde oluyor mu?, Aklına geliyor musun hiç?, Yaptığın fedakarlıkları hiç düşünüyor mu?, Seni gerçekten sevdi mi?, Hiç yaptığı şeylerin farkına vardı mı?, Seviyorsan vazgeçmek doğru mu? Vs…
O kadar çok soru var ki sıralamakla bitmez…Demek ki aşk, sevmek bir yerde yetmiyor bazen karşı taraf hep arayış içinde oluyor, elindekini kaybetmek pahasına !…
Sevmek ! Bu kadar basit mi?
Seven kişi aldatır mı?
İHANETİN mazereti olamaz…
Sevgi, sadakat, saygı ve güven ister…