Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '13

 
Kategori
Öykü
 

Yaşanmış Öykü Nasrettin Hoca 2.Bölüm

Yaşanmış Öykü Nasrettin Hoca 2.Bölüm
 

Yaşanmış Öykünün Nine ve Dedesi /görsel netten)


Birinci bölümde yazdığım öyküde: Almanya’da yaşayan aile 5 yaşındaki oğulları ile birlikte Ankara’daki baba evine gelir. Dini bütün baba, oğlunun torununa dini bilgi verip vermediğini kontrol için, küçük torununa Peygamberimizin İsmini sorar, aldığı yanıt “NASRETTİN HOCA” olunca çok kızar, yıkılır ve oğluna küser. Oğlu ve eşini de alan oğul bir müddet ablasının evinde kaldıktan sonra Almanya’ya döner.

Bir yıl sonra bir kız çocuğu olur, babası halen ona kızgın ve dargındır. Yıllar geçer Almanya’da oğlu Yiğit, Berlin Üniversitesini bitirir, Mühendis olur, mastır ve Doktorasını Amerika’da yapar. Gerek Berlin’deki gazeteler ve gerekse Türkiye’deki gazeteler :“Müthiş Türk, cep telefonlarını bozup robot yapan Yiğit Kocatepe, Türklerin gururu oldu. Berlin Üniversitesinde ders veren genç yetenek Japonya ve Çin Üniversitelerinde de ders ve konferanslar verdi.” Dede bu haberleri okuyunca gözyaşlarını tutamaz, gururlanmıştır torunu ile ama, içinde hala bir üzüntü çöreklenmiş duruyor ve “Acaba dini bilgileri de öğrendi mi?” diye soruyordu kendi, kendisine.

Aradan yıllar geçti dede iyice yaşlanmıştı, oğlundan mektup aldı, geleceklerini müjdeliyordu. Hastalığını dahi unutmuştu, doktorlar durumunun ümitsiz olduğunu söylemişlerdi. “Allah’ım ne olur oğlumu, gelinimi, torunlarımı ve onun yavrularını görmeden canımı alma” diye yalvardı.

Nihayet o gün geldi, taksi kapının önünde durunca yataktan doğruldu, yatağı camın önündeydi, dışarıyı görebiliyordu. Bir de ne görsün 2 taksi vardı kapının önünde, birisinden genç ve güzel bir kız olan torunu ve oğlu ile gelini indiler, yıllar ikisini de yıpratmıştı, oğlunun şakaklarına kırlar düşmüştü. İkinci taksiden Tığ gibi bir delikanlı torunu, sarışın Alman gelinleri ve bir oğlan, bir kız çocuk indiler. Kız tahminen 7 yaşında, erkek çocuk 5 yaşında idi. Ağlayarak gözyaşları içinde bağırlarına bastı onları. Torununun 5 yaşındaki oğlu koşup dedeye sarıldı ve Dedeciğim benim adım Muhammet, hani bizim Peygamberimiz Hz. Muhammet var ya, işte onun isminden. Size Amentü’yü okuyayım mı? “ diye sorunca Dede ağlayarak onu bağrına bastı ve Küçük yavrunun bir çırpıda okuduğu Amentü’yü dinledi, ellerini havaya açıp : “Yüce Allah’ım sana şükürler olsun bugünleri bana gösterdin, torunumun eşi de Müslüman olmuş daha ne isterim ki, şimdi rahat ölebilirim, hakkınızı helal edin yavrularım. Siz salona geçin ben biraz uyuyayım sonra görüşürüz” dedi. Salonda neşeli bir hava vardı, yemekler hazırlandı, akrabalar eve doluştu, neşe içinde sofraya oturuldu. Kız torunu da Berlin Üniversitesini bitirip mühendis olmuştu. Alman olan gelin Dedenin yemeğini bir tepsiye hazırlayıp, yavaşça odasına girdi, yemeği bizzat kendisi yedirmek istiyordu yaşlı adama. Yatağa yanaştı, bir de ne görsün, dedenin başı yana düşmüş, gözleri bir noktaya dikilişti. Tepsiyi masaya bırakıp yanına gitti, başını elleri arasına alıp : “Papa, papa” diye bağırdı, ama nafile. Yaşlı adam son nefesini vermişti, yüzünde mutlu huzurlu bir ifade vardı.

NAHİDE ÇELEBİ 

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..