Yayalar ve uyulması zorunlu kurallar!

Biliyorsunuz Cuma günkü gazetemizin manşetinde ılıca beldesinde meydana gelen trafik kazası vardı. Haberde Manavgat Antalya karayolu, Ilıca beldesi civarında karşıdan karşıya geçmekte olan Fatma Tümbül, Antalya istikametinden gelen bir dondurma kamyonunun altında kalarak acı bir biçimde can vermişti. Bu vesileyle Fatma Tümbül’ ün yakınlarına başsağlığı; Fatma Tümbül’ e de Allah’tan rahmet diliyorum.

Şimdi aynı gün başıma gelen ve kıl payı birini ezmekten kurtulduğum bir olaydan söz edecek ve hepinize soracağım bu vesileyle. Trafik kuralları yalnızca sürücüleri mi bağlar!

Cuma günü yine Alanya Antalya karayolunda abonelerime gazete dağıtmak için aracımla seyrederken Alanya istikametinden gelip Antalya istikametine seyreden bir otobüs otogar kavşağı karşısında hemen trafik ışıkları çıkışında, yani Desen Tekstilin önünde yolcularını indiriyordu. Ben ışıklara yaklaşık 250-300 metre yaklaştığımda yeşil yandı ve ortalama 80 km olan hızımı da kesmedim doğal olarak. Bu sırada yolcu indiren otobüsten inen 35-40 yaşlarında orta boylu bir adam hiç mübalağasız robot misali elinde orta boy çantayla yola doğru fırladı. Amcam tarlada geziyor sanki.

1992 den bu yana araç kullanıyorum ve benimle seyahat edenler ne denli iyi ve dikkatli araç kullandığımı çok iyi bilirler. Şimdi aynı durumda bir başka sürücü olsaydı, yani biraz daha acemi refleksleri daha zayıf olan biri, ya kesin o adamı ezer geçerdi ya da adamı ezmemek için takla atar, orta refüje falan çıkardı. Böyle bir durumda yola fırlayan bir köpeğe vurmamak için bir arkadaşım ani bir refleksle direksiyonu kırmış ve arabasını perte çıkarmıştı.

O gün yanımda aboneleri yerini göstermek için yanıma aldığım dağıtımcı arkadaş vardı ama böylesi bir durumda yalnız seyahat ettiğimizi var sayarsak durum ne olurdu bilemiyorum. Yaşadıklarıma tanıklık etmesi için bir şahit yeterli mi onu da bilmiyorum açıkçası. Fakat Allah korusun yaşanacak her hangi bir ölüm olayında kaç ailenin ocağı söneceği ortada. Değer mi böylesi bir sonuca. Yalnızca iki dakika kenarda bekleyip, yolu kolaçan edip, güvenli bir biçimde karşıdan karşıya geçmek için. Üstelik çıktığınız yol şehir içi değil, adı ölüm yolu olarak literatüre geçen çevre yolu. Alanya Antalya karayolu.

Diğer yandan şehirlerarası otobüslerin yol kenarında yolcu indirip bindirmesi ne kadar doğru. Otogara girip çıkması en fazla beş dakikasını alır. Bu konuda da otogar yönetiminden açıklama bekliyorum. Ya da yolcularını yolda indiren otobüs şoförleri, muavinleri yolcularına sahip çıksın, trafik ışıklarının ne işe yaradığını öğretsin ve renk körü olabilecek olanları karşıdan karşıya geçirip öyle devam etsinler yollarına. Durduk yere birilerinin canını yakmayıp, ocağını söndürmemek için.

Sözünü ettiğim durum şehir içi trafiğinde de yaşanmıyor değil hani. Sanıyorum ki yayalar trafik kuralları yalnızca araç sürücüleri için geçerli sanıyorlar. Koca koca aklı başında adamlar nerden geldiğini anlayamadığın toplar gibi araçların önlerine fırlıyorlar. Onun için tekrar etmekte yarar görüyorum.

Trafik işaret ve kuralları yayalar içende uyulması zorunlu kurallardandır ve ihlal etmeniz sizinle birlikte araç sürücüsünün ve birçok insanın canının yanmasına maddi ve manevi acılar yaşanmasına zemin hazırlar.

Onun için diyorum ki; sarı da hazırlanılır, yeşilde geçilir, kırmızı da durulur. Yoksa kalın bir beysbol sopası ile başınıza vurulur. Kendinize mukayyet olun, kurallara uyun ne kendinizin ne başkalarının canını sıkmayın. Tarlada gezmiyorsunuz unutmayın!