- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Yaylada hayat

görsel net. ten alıntıdır.
Tatili algılamak ve uygulamak farklıdır ülkemizde.
Çalışarak yorulanların hakkıdır tatil ama yorulanlar tatil yapma imkanını bulamazlar, bulduklarında da pek çoğunun düşleyip uyguladığı gibi deniz, kum, güneş için sahillere koşarlar. Oysa dış ülke çalışanları şehir ve gürültüden uzak dağ evlerinde tabiatla iç içe sakin bir şekilde dinlenerek tatil yaparlar.
Son iki senedir Antalya sıcaklarından kaçıp yazları memlekette oluyoruz. Burası, şehir merkezinden 200 metre daha yüksek yamaç-vadi gibi bir yerleşim yeri. Genelde iki bazen de üç katlı binalardan oluşan bahçeli müstakil evler. Şehrin manzarasına tepeden bakıyoruz. :-))
Burada özlenen komşuluk ilişkileri yaşanıyor.
Ağaçlardaki meyvelerin fazlası komşulara gönderiliyor, onlar da farklı çeşitteki fazla olan meyvelerle karşılık yapıyorlar. Bu durum evlerde bolluk oluşturuyor.
Sadece meyve değil sebzeler de öyle, ben sana, sen bana, al gülüm ver gülüm gibilerinden.
Bazen börek, çörek, kek, pişi ve kısır gibi mutfak ürünlerinde de aynı sistem işliyor.
Mini gurup toplantıları:
Akşam üzerleri gün batımında çocuklar sokakta oynarlarken anneleri de gözetmen olarak kapı önlerinde guruplar halinde toplanıyorlar. Gazete okumaya gerek yok :-) Havadisler, olmuşlar ve olacaklar dile geliyor o mini guruplarda.
Kültür alış verişleri yapılıyor.
Kış hazırlıklarından olmak üzere, fasulye, biber, patlıcan kurutmaları,
Salça, turşu, tarhana ve reçel yapımı ile ilgili detaylar dile getiriliyor. Bu konuda fiili yardımlaşmalar da oluyor, karşılıksız ve beklentisiz olarak...
Bitkisel atıkları şimdiye kadar çöpe attıklarını söyleyen komşularımıza ben de " çiğ bitkisel atıkları (kavun, karpuz kabuklarını, domates, biber, patlıcan, patates ve kabak gibi) sebze ve meyve atıklarını çöpe atmamalarını, bahçede toprağa gömmelerini" söylüyorum. Bir süre sonra bu gömütlerin ısı ve nem yardımı ile fermente olarak doğal bitkisel gübreye dönüşeceğini anlatıyorum ki bu işleme tarımda "kompost" denilmektedir. Bu yöntemle çevre kirliliğini önlemeye yardımcı olmanın yanı sıra sıfır maliyetli humus benzeri bir gübre elde edilmektedir.
Yerleşik düzendeki yayla insanları erkekler bilhassa bayanlar çok çalışkanlar. Mayıs sonundan temmuz başına kadar gül.çiçeği toplamasına gidiyorlar.
Sonra kiraz toplama takiben kiraz meyveleri boy sınıflaması. Malumunuz en irileri ihracata, ufakları yurt içi tüketimine arz ediliyor.
Kirazdan sonra elma aralama. Ağaçlarda büyümekte olan elmalar seyrekleştiriliyor, kalanları çok iri oluyor ki ihracata...
Şimdi domates mevsimi. Hanımlarımız büyük ve sağlıklı domatesleri toplayıp bahçelerde özenle istifliyorlar ki ihracatta sınır kapısından dönüş olmasın.
Tüm bu çalışmalar için sabahın 6.00 sında veya 7.00 de bahçe sahiplerinin servis otolarında oluyorlar ve 17.00, 18.00 sularında da dönüyorlar...
"Yılın her günü iş var burada, burası Almanya" diyor komşumuz Mehmet bey.
İşsiz kişiye rastlamak mümkün değil...
Gerçekten de ekonomik sıkıntıları yok gibi.
Her şey doğal,
Yapmacıktan uzak bir samimiyet var yayla yaşantısında.
Eylül ayı serinlikleri de beraberinde getirdi.
Ekim ayında göçmen kuşlar misali yuvaya dönüşümüz olacak kısmette varsa...
Selam ve sevgiler hepinize...
Yurdagül Alkan.