Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Haziran '12

 
Kategori
Blog
 

Yazacak bir şeyler kalmadı mı gerçekten?

Yazacak bir şeyler kalmadı mı gerçekten?
 

http://www.meleklermekani.com


Son zamanlarda  yaptığım gibi şöyle blog sayfalarında bir gezindim, yorumlara göz attım tabii cevaplara da. Sonra  her şeyin hemen hemen aynı olduğunu gördüm. Muzaffer Bey'in dediği gibi lay lom ve Habur Sınır kapısından her nasılsa geçmiş anlam ifade etmeyen kısa ya da Türkçeye ihanet eden yazı ve yorumlar.

Bir kaç yazıda dikkatimi  çeken noktalardan bir tanesi şu: Buradan ayrılış ya da yazı yazmamanın en temel bahanesi insanların yazacak bir şeylerinin kalmaması.

Genelde yaptığım şeyi yaptım, güldüm. Tabii bu tip gülmelerde ağzımı pek kullanmıyorum. Sonra da acaba dedim, gerçekten haklı olabilirler mi?  Tükendim mi ya da tükendik mi? Yoksa başka şeyler mi var bunun altında? Çünkü en son katıldığım blog toplantısında (Aliağa) son zamanlarda yazmayan bazı  arkadaşların hala ne kadar üretken olduklarını, beyinlerinin de bazılarının anlayamacağı kadar üst düzeyde dolu olduklarını görünce," yok" dedim kendi kendime, "bu işin içinde başka bir iş var".

İmdadıma bir  radyo programı yetişti. Kadir Çöpdemir'in sunduğu bir programdı. Bir hikaye anlattı. Sizlerle paylaşayım dedim.

Bir gün adamın biri oğlunu yanına çağırır ve ona bir bardak verir. Der ki, "Oğlum bu bardağı al ve kömürcülere git, sonrada bu bardak karşılığı 2 torba kömür iste". Bunun üstüne oğlan babasına "Aman baba, kimse bunu kabul etmez" diye cevap verir. Baba, "Sen dediğimi yap" der ve oğlunun yanından ayrılır. Oğlan çıkar yola ve başlar kömürcüleri dolaşmaya. Tabii onun da dediği gibi kimse bardak karşılığı 2 torba kömür vermez, hatta senin baban da ticaretten hiç anlamıyormuş diye dalga geçerler. Oğlan döner eve babasına durumu anlatır. Baba bunu üzerine "Tamam oğlum, şimdi de bu bardağı al ve antikacılara git, ama sana ne para verirlerse versinler sakın satma" der ve oğlunu gönderir. Oğlan rastladığı ilk antikacıya girer ve bardağı gösterip elindeki bardağa kaç lira verceklerini sorar. Antikacı bardağa bakar ve 5 bin dolar veririm der. Oğlan şoka girer ve babasının kesinlikle satma  uyarısını dikkate alarak "Olmaz" der. Antikacı fiyatı artırdıkça oğlan şaşkınlık içinde hayır der. Antikacı en son 20 bin dolara çıkar ama oğlan bardağı alıp koşarak babasına gider. "Baba ben bu işten bir şey anlamadım, kömürcülere gittim, bu bardak için 2 torba kömürü bile çok gördüler, antikacıya gittim, ama o da 20 bin dolara kadar çıktı". Baba yüzünde gülümsemeyle "Oğlum, sen bugün çok önemli bir ders aldın". "Şunu sakın unutma her işin bir ustası, anlayanı vardır, dolayısıyla seni eleştiren ya da yaptığın işi beğenmeyenin önce kim olduğuna bir bak, eğer antika bardaktan işi olmadığı için anlamayan kömürcü ise, gülüp geç ve işine bak".

Şimdi, şöyle bir bakıyorum da bizleri eleştiren, ya da kendi aklınca ders vermeye çalışan blogger olma iddiasındaki kişilere, gülüyorum yine, ağzıma ihtiyaç  kalmadan.... görüşürüz sevgili MB camiası....

 
Toplam blog
: 116
: 1883
Kayıt tarihi
: 24.10.06
 
 

Emekli Deniz Öğretmen Subayım. Felsefe ve yabancı dil eğitimi üzerine çalışmaktayım. Yazmak ise b..