Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '20

 
Kategori
Kitap
 

Yazar Hatice Uygun ile

Genç Yazar Hatice Uygun : “Yaşamı konu alırım çünkü her şey yaşadığımız bu hayatta gizli. Anlamak ve anlaşılmak için yazarım. Bu yüzden sadece bir konu üzerinde durmam. “

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız?
~HATİCE UYGUN- 5 Mayıs 2000, Adana doğumluyum. Kendimi bildim bileli İstanbul’dayım. Beşir Balcıoğlu Anadolu Lisesinde lise eğitimimi tamamladım. Şu an MEF Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisiyim.
14 yaşlarında bir yayınevinde çalışmaya başladım. Aynı zamanda yerel gazetelerde köşe yazarlığı yaptım.

SORU- Bize yazmaya başladığınız hikâyenizi anlatır mısınız?
HATİCE UYGUN- Yazı hayatına çok erken girdiğim için yazmak benim için hayal kurmaktan ibaretti. Hayallerimi yazdım. Kendi dünyamı kurdum ve kendi dünyamda sevgiye, güzelliğe yer verdim. Umut ettim ve kendi yazdığım karakterlere o umudu bağladım. Sonra zaman geçti, kendimi ve hayatı tanımaya başladım. Attığım adımlar hayallerden uzaklaşarak gerçekliğe yöneldi. Hayatın içinden bir şeyler yazmaya başladım. Bu yüzden ilk kitabımdan değil Ephesus Yayınları ile raflara taşınacak olan Urağan’dan bahsetmek istiyorum. Hayata karşı dimdik duran ve kendi mucizesini yaratan Arya Çilen, baş karakter. Hayatın içinden itilip herkese bilenen Yankı Urağan ve onları buluşturan bir geçmiş... Arya Çilen, kadının toplumda bir yeri olduğunu savunan çoğu zaman düşüncelerine yenik düşen fakat her zaman içindeki güçle ayağa kalkan bir karakter. Yankı Urağan, bir zamanlar susmuş ama suskunluğun altında çok şey biriktirmiş...
Urağan benim için çok özel bir kitap. Kitap şu iki cümleyle başlıyor.
‘’Eski sevgilisi tarafından öldürüldü!’’
‘’Sevgisi öldürdü!’’
Bu iki cümle haberlerde, gazete manşetlerinde görmeye alıştığımız kadın cinayetlerini içinde barındırıyor. Ben bu cümleleri ele alarak başladım çünkü benim kurduğum dünyada sevgi can almaz, can verir. İşlenen suçların arkasına kıskançlık ve sevgiyi koyanlara inat kendi dünyamı yaratmak için Urağan’ı kaleme aldım.

SORU- İlk kitabınızı nasıl çıkardınız ve bugüne kadar yayınlanan kaç kitabınız var?

HATİCE UYGUN- İlk kitabımı çok küçük yaşta çıkardım fakat benim için zor olmadı çünkü kitabımı insanlarla buluşturduğum bir platform vardı. O yaşa rağmen beni okuyan, tanıyan ve yazdığım şeylere değer veren insanlar vardı. Bu yüzden yayınevlerinden teklif gelmeye başladı ve ilk kitabım okurlarımın desteği ile raflarda yerini aldı. 20 yaşındayım ve bu yaşa çok şey sığdırdım. İki kitabım yayınlandı ve kısa zaman içerisinde üçüncü kitabım olan Urağan raflarda yerini alacak.

SORU- Yazarken ne tür konular seçer ve nerelerden beslenirsiniz?
~
HATİCE UYGUN- Yaşamı konu alırım çünkü her şey yaşadığımız bu hayatta gizli. Anlamak ve anlaşılmak için yazarım. Bu yüzden sadece bir konu üzerinde durmam. Bir cümleye nefreti ve aşkı sığdırdıktan sonra öteki cümlede böyle bir şeyin olmadığını savunurum. Benim yazmamdaki asıl amaç sorgulamak ve sorgulatmak. Aşk, sevgi, nefret, umut, hayal... Bütün duygular bir olup akar kalemimden.
Güçlü yazarların yazdıkları da beni besler, büyütür. Okumak bu yüzden benim için çok önemli. Fakat ben bir şeye bakıp düşündüğümde de o şey beni beslemiş oluyor. Bazen bir kuşa, bir ağaca kısacası doğanın her bir parçasına odaklanırım ve onun bana vermek istediği bir mesaj var mı diye düşünürüm. Bence insanı besleyen en güzel şey de düşünme eylemi. İnsan kendisiyle baş başa kaldığında gerçekten kendisi olmuş oluyor. Günümüzde bu kalabalık, bu hayat koşuşturması insanı düşünmekten uzaklaştırdığı için insan en çok kendisine yabancı düşüyor.

SORU- Yeni yazarlara ve yazar adaylarına ne gibi önerileriniz olacaktır?
~
HATİCE UYGUN - Bence yazarlık kaygısından sıyrılıp yazmayı denesinler. Kitabım çıksın, çok okunayım, iyi bir yazar olayım demeyi bırakıp sadece yazmaya yönelirlerse kelimeler de onlarla birlikte gelir.
Önce kendileri için yazsınlar, kendi dünyasını keşfetsinler sonra başka insanlar için bir ışık yaksınlar. Çevresindeki insanların olumsuz yorumlarını asla dinlemesinler. Sevgili Nilgün Bodur’un şu cümleleri düşsün akıllarına.
“ En iyiler de bir yerden başladılar. Sadece onlar hiç durmadılar. ‘Yapamadın!’ Ve ‘Yapamazsın’ diyenleri duymadılar. Başlamak için hiçbir zaman geç değil. Oysaki vazgeçmek için her zaman çok erken.”
Okumaktan, hayal kurmaktan ve umut etmekten vazgeçmesinler. Edebiyatımıza değer verip asıl olanı orada görmeyi denesinler. Bu deneme süreci bile insana çok şey katacaktır.

SORU- Takipçilerimize son bir mesajınız var mı?
HATİCE UYGUN- Hiçbir şeyi ertelemeyin. Çünkü ertelenen her şey büyür ve sizin için bir derde dönüşür. Zamanın bir garantisi yokken neyi bekliyorsunuz? İçinizden geldiği gibi yaşayın ve sevin.
Hayat, acısıyla da tatlısıyla da kendi dünyasını yaratmayı başaran ve o dünyada kendini arama şansı sunan bir zaman sınırlaması. Bu zamana sıkışıp kalmayın, kendinizi keşfedin. Elbet başarısızlıklar olacaktır fakat bu bir utanç değil tam aksine tecrübe. Ve nefes aldığımız sürece hayat bize bir şekilde bunları öğretecek. Öğrenmekten vazgeçmeyin ve en çok kendinizi sevin.

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..