- Kategori
- Edebiyat
Yazar Kimliği
Yazar Kimliği
Yazar düşünce işçisidir. Hassasiyeti bireyin ve toplumun ruhuyla özdeşim kurmasından gelir. Toplumun atan kalbidir. Bireylerin dile gelen sesidir. Yazar kendini topluma ve bireye adamışlığıyla vardır. Bireylerin ve toplumların var oluşunun simgesidir. Herkesten çok simurgtur. Hedefine varmak için çırpınan ama geleceğe dair umutla yeşeren iç dinamizme rağmen hüznün yumağıyla yaşar. Hüznünü derinliklerine gömerek, var oluşa rehberlik için çırpınır. Az dinlenmesine, az konuşmasına rağmen etkisi büyüktür. Karga seslilerin arasında dik duruşundan ve onurundan taviz vermez. Kargaların karanlığa çağrısına karşısın gözü ufukta güneşin doğuşundadır. Kalbi ufukta kızıllıktaki aydınlığa hasrettir. Kargaların kalabalığı ufku gölgelese de yazar gözleriyle değil, kalbiyle görür hakikati.
Yazar adı konulmamış gelecektir. Varlığını geleceğe adamıştır. Gelecek hem kendisinin hem toplumun var oluşundaki gizdir. Yazar geleceğin önündeki bilinmeyen denklemlere anlam vererek, öncülere hareketlilik kazandırır. Yazar geleceğe imzasını bırakarak aradığı huzuru bulmaya çalışır…
***
Yazar olmak merhametin, vicdanın, hakkın, adaletin ve benliğin süzgecinden geçmektir. Benliğini arandıran yazar, egonun bütün türevlerinden uzaklaşarak erdemliğin bayrağını omuzlar. Egonun esiri olmuşların kalem oynatması yazarlık ruhunu kavrayamamıştır. Uzakdoğu sinemasının dövüş sanatlarının ruhunu kavrayamamış ama iyi dövüşmesine rağmen kötü olmaktan kurtulamamış ve önüne gelen her şeyi Timur gibi yıkıp dökmesi ve ateşe vermesi gibidir. İyi yazmak egonun esirliğiyle yapılıyorsa, kalem celladın elinde kana bulanmış demektir. Asil yazar kalemini terazi ile ölçerken, kalem oynatanlar kanların akması için hizmet görür.
Egolu kalemler tutarsızlığı, adaleti ve hakkı önemsemez. Çıkarı ve menfaati gereği bukalemun gibi kılıktan kılığa gererek haz peşinden koşarlar. Okşanan egolarıyla kan gölünde banyo yapmanın zevkiyle çığlıklar atarak, yeri göğü inletirler. Mazlumun bakışlarındaki merhamet arayışına sürekli kamçılarını şaklatırlar.
Egolu yazarlar süslü cümlelerle halkla alay edercesine prim yapar. Leşe konan akbabalar gibi kavgaya tutuşurlar. Daha çok hangisi halkın gözünü oyacak diye. Halk ise süslü cümlelerle kendisine iyilik yaptığını sanır. Kendini bataklığın ortasındaki çiçeğe ulaşmakla kandırmaya alışmış kitleler daha derinlere gömülürken, egolular kenarda eğlenerek seyir eder. Bazen seyir etmek yetmez kafalara basarak oyunlar oynarlar.
Her şeyin taklidi ve katili olduğu gibi yazarında gölgesinde taklitlik eden ve halka mermi sıkan katil yazarcıklarda vardır. Unutulan ise katillerin sempatik göründükleridir. Kendilerini iyi kamufle eden yazarcıklar geleceğe dair bir beklentileri yoktur. Bugünün keyfini çıkarma derdindedirler. Geçmişten bugüne imza atan yazarların sırtında, bir karış açık ve bir türlü kapanmayan ağızlarıyla şirin görünerek kör testereleriyle bir katliam gerçekleşmektedirler.
At ve it izinin en çok karıştığı yazarlık alanında itlerin çoğunluğu ile at izlerin kayıplara karıştığı aşikârdır. Yazar kimliğinin yeniden tanımlanması ve yazar kimliğinin hak ettiği değerin görülmesi, en önemlisi yazar kimliğini kirletenlerin ayıklanması için gereken çabanın gösterilmesi gerekmektedir. Geleceğin karanlığa gömülmemesi adına Simurg yazar adayların artması ve seslerini yükseltmesinin zamanı çoktan geçmektedir.
Osman Tatlı
osmantatli@gmail.com