Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

07 Ocak '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Yazar

Yazar
 

Bugün, tüm siyasi gündemi bir kenara bırakıyoruz.

Tüm yaşamsal olguları da.

Aşkı da.

Seksi de.

Çevreyi de.

Bugün cümleleri, kelimeleri, harfleri konuşacağız.

Yazarlığı konuşacağız.

Yazarlık özleştirisini gerçekleştireceğiz.

Yazarlığın eski tadı kaldı mı sahi?

Hani binlerce yıl önce yazdıkları halde bugün bile aynı ilgiyle okunan yazarların günlerce, gecelerce çalıştıkları gibi biz de çalışıyor muyuz?

Yoksa 5-10 dakikalık baştan savma bir iş mi yaptığımız?

O yazarların dergilere, yayınevlerine gönderdikleri yazıların yayınlanmasındaki heyecanı anımsayabiliyor muyuz?

İnternetle herkes yazar mı oldu?

Bloglarda yazarlık oyunu mu oynuyoruz yoksa?

Evet, düşünen ve yazabilen herkes yazıyor ama nasıl ve neden?

Okuru olmayan kişi yazar mıdır?

Düşünün birşeyler yazıyorsunuz ve kimse sizi okumuyor.

Hakkınızda tek satır birşey yazılmıyor.

Okur mektubu da almıyorsunuz?

Sırf bir tane bile okur mektubu almadığı için yazarlığı bırakan birçok insan var.

O eski heyecan da yok oldu sanki.

İster bu alan gibi küçük ister ulusal bir gazete gibi büyük ve geniş bir alanda yazalım işin sorumluluğu ve belli detayları aynıdır.

Benim yazarken de baz aldığım önemli noktalardan birisidir.

Sanki ulusal bir gazeteymişcesine, bu yazıyı binlerce kişi okuyacakmışcasına önemle dururum üzerinde.

Hakaretler, argolar, küfürler bulunmaz.

Küfür zayıf insanların işidir.

Anonimliğin arkasına geçip kafasına gören yazan insanlardan olmak istemedim.

Herşey açık ve net.

Yanlışıyla ve doğrusuyla.

Bildiklerimle ve bilmediklerimle.

Siyasetle ilgili yazılarda da Emre Kongar'ın Demokrasi ve Laiklik kitabındaki bir cümleyi anımsarım hep.

"Ben yazılarımı, bütün yaşamımla bile bu dünyada hiç bir şeyi etkileyemeyeceğimi bilerek umutsuzca, ama tek bir makale ile tüm dünyayı değiştirebilecekmiş gibi bir sorumlulukla yazıyorum."

Aşkla ilgili yazılar baştan insan boşmuş gibi gelse de aslında önemlidir.

Şöyle bir bakın etrafa aştan yana dertsiz kaç kişi var?

Hayatın özüdür aslında sevgi ve aşk.

Kaçtıkça kovalar seni.

Ne kadar kaçarsan boşunadır.

Siyasi gündemdeki olaylar ilgilendirmez belki insanları,

Ya da bilimdeki yeni bir buluş.

Kansere bulunan çareye de kendisi ya da bir yakını kansere yakalanmadığı sürece ilgisiz kalabilir.

Aşk ise daima canlıdır.

Kadınlarsa, duygusal yazıların baş malzemesidir.

Hayat, insanlar yazarların ilham kaynağıdır.

Ve ister bloglarda yazsın ister daha geniş alanlarda yazmak her zaman heyecan verici bir iştir.

O heyecanı yitirmemeniz dileğiyle...

Özgün Kaplama

 
Toplam blog
: 278
: 1369
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

Küçük bir kız çocuğu masumiyetidir yazmak, her satırı her cümleyi her kelimeyi tekrar tekrar gözden ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara