- Kategori
- Günübirlik Turlar
Yedigöller'deydim

Sonbahar çocuğuyum ben...
Puslu bir Kasım günü doğmuşum...
Parlak ışık ve çok sıcaktan her zaman rahatsız oluşum belki de bu yüzden...
Sonbahar hüzün ve hazan mevsimi de olsa; ilk aşk, ilk ayrılık acısı, aileden ayrılış, ilk işe başlayış, evlilik tarihi, çocuklarımın doğum günleri gibi hayatımdaki büyük dönüşümler hep sonbahar aylarına denk geldi. Gelmeye de devam ediyor ve edecek ...
Kızıldan kahverengiye, turuncudan sarıya her renkle boyanmış yapraklar arasında, hafiften bir esintide suya kavuşmak için savrulan yaprakları izleyerek; parlak bir gökyüzü altında ve kurumuş yaprakların üzerinde Yedi Göller ‘deydik bu defa ki gezimizde...
Nazlıgöl, çaresizliği
Kurugöl, bağımlılığı
Büyükgöl, huzuru ve vakarı,
Seringöl, tek başınalığı,
Deringöl, olgunluğu
Sazlıgöl, farklılığı
İncegöl tevazuyu hatırlatıyor gibiydi bizlere, olabildiğince sessiz, olabildiğince dingin duruşlarıyla...
Sabah kahvaltımızı yaptığımız Büyük Göl’ün kenarındaki huzuru, bugüne kadar hiç bir yerde hissetmediğimi ve bunu ne kadar özlemiş olduğumu büyük bir şaşkınlıkla farkettim.
Suyu taşıyan dereler, büyük sulara kavuşacak olmanın heyecanını ve coşkusunu onlarla paylaşmamızı ister gibiydiler... Ellerimizi buz gibi dere sularında yıkadık, sularda yüzen yaprakların bir süre daha suyun içinde olabilmenin keyfini sürdüklerini hissettik gülümseyerek...
Şelalenin kendi güzelliğinin farkında olan kadınlar gibi şen, ama dokunulmaz duruşu hepimizi etkiledi... Uzaktan fotoğraf çekmekle yetindik... J
Gülen Kayaların, şekillerine bakarak bu adı neden taşıdığını anlamaya çalıştık ama bir bağlantı kuramadık... J
Ve Dilek Çeşme’si, dileklerimizin gerçekleşmesi halinde tekrar geleceğimize söz verdiğimiz yer... Tüm dilek yerleri gibi, ulaşılması biraz meşakkatli, belki de Evren’in sahibi dileklerimiz için nelere katlandığımızı görmek istediğinden böyledir. Kimbilir J
Dik bir parkurda heyecanlı, ürkek ama çoğu zaman birbirine el vermenin verdiği güven duygusuyla yaptığımız yürüyüş ve hedefe varışın getirdiği inanılmaz rahatlama ve başarma sevinci...
Ulu ağaçların altındaki gazellerin üzerinde, güneş ışığının tanıklığında yaptığımız kısacık meditasyon...
Ve kızım ile benim aynı olan doğum günlerimiz için hazırlanmış kutlama...
Bu asla unutulmayacak, her zaman kocaman bir gülümseme ile hatırlanacak güzel gün için;
Serkan’a, Hakan’a, Aslı’ya, Perihan’a, Kaptan’a ve en büyük doğum günü hediyem olan kızıma ve bu muhteşem güzelliği bizlere bağışlayan Evren’in sahibine gönül dolusu teşekkürler...
Kalbimin yarısı Yedigöller’ de kaldı... Dileğim olursa gidip almak üzere J
Ayşegül Tekfidan
19 Kasım 2008