- Kategori
- Şiir
Yelkovanın Nevri

Yazıyorum sessizce duraksamaz çığlıklarımı
Hayatı bu güne kadar boş yaşarken.
Hüzünler , köpüklü entrikalar çehremde dönmüş çengi gibi.
Hayatta tek korktuğum, korumasız kalmak kahpeliğin karşısında
Sepet sepet notlar düzmüş hayat, biz yaşarken kızıl sarhoşluğumuzu.
Ve inat bir patikanın rotasında yaşamışız at gözlükleriyle
Yanlışı ve
Doğru olan hiçbirşeyi...
Bir aşkolsun deme hakkımız bile olmamış aşkın cemaline,
Binbir çeşit duygular yüklenmiş ruhun gemisine.
Dalgaların maviliği tükenmiş,
Gökkuşağının rengi kalmamış,
Ve gökyüzünün toneri bitmiş, ağlıyor damlalarca.
Patlıcan moru bir yakut ertesi,
Sıkılgan bir akıbet çöker içime.
Sanki duvara çarpılıp kırılmış bir köprüaltı garibi,
Ve hayattan kocaman bir ders almış gibi cünup acılar yatar sokaklarda.
Nefsimi sorgularken akrebin dansı başlar,
Yelkovanın nevri döner, mesaisini tamamlarken.
Zaman yokuş aşağı damlarken ince ince,
Hayat ışıltıları kayalara çarpıyor ıslak ıslak.
Yalnızlık soframda ihtiraslıbir mum ışığı,
Yatağımın sağ lobunda uyku tutmamış sevişmeler yatıyor usul usul.
Ardından, gece yıldızları savıyor yine uykularımdan;
Kadere kısmet olmamış bir alınyazısı siliniyor alnımdan , hiç okunmamışcasına...
Gökhan Cenker