- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yemekteyiz, Sövmekteyiz !

Yemek yapma yarışması tam bir fiyaskoydu !
Bir televizyon müptelası değilim. Saatlerce televizyon karşısında takılıp kalmayı sevmiyorum ama bazı programları, bazı dizileri seyretmeyi, izlemeyi seviyorum. Birçok programı da çok eleştiriyorum ve izlemiyorum. Zaman zaman da kızıyorum, o programı yapanlara, o dizide oynayanlara. Ama bu bir adına reyting dedikleri ekonomik değeri paylaşma savaşı. Reyting uğruna ne rezillikler, ne berbat yapımla yapılıyor. Ne paralar harcanıyor bu uğurda. Ama kalite yabana atılıyor. Peki RTUK denen anayasal bir kurumumuz var. O ne yapıyor ? Bir bilsem !..
Bir dostum, ben böyle konuşunca “ madem ki bazı düşüncelerini yazma ve insanlarla paylaşma imkanın var, bu eleştirilerini neden yazmıyorsun ? Senden iyi tv eleştirmeni olur “ deyince, önce benimle dalga geçiyor dedim. Ama sonra düşündüm. Benden “iyi bir televizyon eleştirmeni” olur mu olmaz mı bilemem ama bunun olmasını bir kenara bırakın. Eleştirme hakkımı kullanarak yazı yazmayı daha uygun buldum.
Çok şey eleştirebilirim. Bir çok kanaldaki (izlemeyi alışkanlık haline getirdiğim kanallar) bir çok programın, dizinin, reklamın bana yanlış gelen tafralarını yada doğru bulduğum taraflarını yazabilirim diye düşündüm. Bunları da zaman zaman yapacağım. Netice de, her şey insan içinse eğer, kötü program yada dizilerin biz insanlara zumlu nedir ? Bunu sorgulayacağız hep birlikte.
Çok konu var, var olmasına da. Öncelikte çok taze ve yeni bir program hakkında düşüncelerimi yazmak isterim. Seyredenler bilir. Yaklaşık 1 haftadır Show kanalında yayınlanmakta olan bir program var. Adı: Yemekteyiz. Yemeklere, daha doğrusu işin gurme tarafı ile çok ilgili olduğum için, ilgimi çekti. Bu tür bir program yayınlanmadan önce, “ bir yemek yapma yarışması neden yapılmaz “ diye düşündüğümü ve kurguladığımı hatırlıyorum. Ama böyle bir tarzı düşünmemiştim. Program gündüz kuşağında olduğu için izleyemiyordum ama tesadüfen gece kulağında tekrarının yayınlandığını görünce 2. gününden itibaren izlemeye başladım. Kurgu olarak biraz ilginç. Beş yarışmacı var. Her gün birinin evine konuk olunuyor ve ev sahibi yarışmacı, önceden diğer yarışmacılara gönderilen mönüyü yapıyor ve misafirlerinin beğenisine sunuyor. Gecenin sonunda da konuk yarışmacılar, ev sahibi yarışmacının yemeklerine puan veriyorlar. İlk günün yarışmacısını izleyemedim ama diğerlerini izledim. Tek tek her bir yarışmacıyı ve yaptıklarını anlatmayacağım ama gözlemlerimi anlatmak isterim.
Bir kere, tüm yarışmacıları kendilerine olan özgüvenleri için kutlamak gerekiyor. Ama hemen arkasından, yarışmanın başlayıp Cuma günü bitene kadar, çok dürüst olmadıklarını, hatta bazılarının fazlasıyla ukala olduğunu ve samimiyetsizlik içinde olduklarını ve terbiye sınırlarını aştıklarını gözlemledim. Önce konuk oldukları eve geldiklerinde nazik olmaya çalışıyorlar ama daha sonra zaman zaman küstahlaşıp, zaman zaman ukalalık içine giriyorlar. Hatta ben çoğu zaman terbiye sınırlarını zorladıklarını izledim. Önce, kibarlık yapıp kişinin masasına oturuyorsun, sonra bütün yemekleri yiyorsun. Buraya kadar güzel. Olması gereken de bu !.. Ama zaman zaman bazı yarışmacılar daha sofra başında, bazen de gecenin sonunda çok sert eleştirilerini yapmaya başladılar. Yemekler hakkında “çok berbat görünüyordu”, “iğrençti”, “korkunçtu”, “rezaletti”, “vahim bir gece yaşadık”, “aç kaldık” gibi eleştiriler yapıldı. Hatta yarışmanın genç bayanı hakkında “ bu yemekleri onun yapabileceğine inanmıyorum. O bunları yapmayı beceremez” denmesi büyük saygısızlık. Ama saygısızlıklar bu kadarla kalmadı. Herkes usta ve sanki milli bir şef olmuş.Kitap çıkartmış bir gurme edasıyla “rezalet bir yemekti, hayatımda böyle berbat bir yemek yemedim” yada “yemekler korkunçtu”, “ o yemek öyle yapılmaz”, “o böyle yapılmamalıydı”, gibi eleştirilerinin yanında bazıları da “hijyenlik yoktu”, “ masa öyle hazırlanmaz”, “masada hiçbir süs yoktu, çatal, bıçağın yeri tersti” gibi sanki bütün hayatı villalarda, saraylarda geçmiş biri gibi konuşulması beni rahatsız etti. Hele, son günün yarışmacısının evindeki ney dinletisi içinde “ ben Armağan’ın (diğer yarışmacı) bu ney dinletisinden hiç bir şey anlamadığını düşünüyorum diyen genç erkek yarışmacıyı, bekar evinde hazırladığı yemekleri bir çok kişinin özentisiz bulmasına rağmen, çok sert eleştiri yapmadan iyi puanlar vererek, onu ödüllendirdiler ve birinci yaptılar. Yarışmanın ödülü olan 10.000 Ytl’lik ödülü o aldı. Son gece bittikten sonra ise yaptığı konuşma, yarışmaya çok gölge düşürdü. Muhterem zat <ı>“diğer yarışmacıların hiçbiri yemek yapmayı bilmiyor. Yemekler tam bir faciaydı ve fiyaskoydu. Hiçbirinin yemeğini beğenmedim. İlk günden beri yarışmayı kazanacağımı biliyordum. Bu yarışmayı ben kazandım ve yarından itibaren hiç kimseyle görüşmeyi planlamıyorum, düşünmüyorum”ı> diye konuşuyor.
Buna yorumu siz yapın ama ben son bir söz söyleyeyim. Yarımayı kazanan kişinin, diğer kişilerle görüşmeme hakkı elbette vardır ama sözyleyiş ve tutum tarzı itibari ile bu diğerleri için kayıp değildir ama hiçbir kimse, misafir olduğu evin ağırlayanına ve yemeklerine karşı böyle konuşmamalıydı. Bu beni çok rahatsız etti. Hele ki böyle bir programın gündüz kuşağında yer alması, kaç tane insana örnek olacaktır acaba ? Bunu düşündükçe daha fazla bir rahatsızlık duymaya başladım. Buna birilerinin dur demesi gerekmez mi?