Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '12

 
Kategori
Psikoloji
 

Yemin ederum yemin

Yemin ederum yemin
 

İnandırıcılığı güçlendirmek.


Yemin, İnandırıcılığı kuvvetlendirmek için çeşitli usuller ile yapılabilen eylem, kuvvet demektir. Sözün, niyetin, işi yapmak veya yapmamak arzusunun kuvvetli olduğunu gösterir. En kuvvetli şekilde söz vermeye denir. Bir taahhüdün yerine getirileceğine dair söylenmiş kutsal söz ve sözsel sözleşme bütünüdür.

Aile ve sosyal yapı içerisinde genellikle en çok sevilen üzerine yemin edilir ki inandırıcılık artsın. Dinsel bir fıkıh terimi sayılan yeminin üzerine din, peygamber ve yaradan eklenerek kutsal bir kaplama yapılır.

Ortaçağda din etkisi altındaki Avrupada engizisyon koşulları devam ederken Katolik kilisesinin tek hakimiyeti söz konusu idi. Osmanlıda ise şeyhülislam aracılığı ile dinin tek temsiliyeti saraydaydı. Fransız ihtilali ile Avrupada yok olan bu yapı bizde Cumhuriyetle birlikte bir miktar yok olduğu söylense bile günümüzde devam etmektedir.   Günümüz modern toplumlarında toplumsal ittifakı artırmak, toplumsal geleneklerin ve inanç değerlerinin yok olmaması adına yeminler halen daha sembolik olarak yapılmaktadır.

Ben bu yaşıma geldim açıkçası söyleyebilirim ki Hipokrat yemini, mühendislik yemini, müşavirlik yemini, şahitlik yemini, vekillik yemini, kutsal değerler yemini, işe ait yemin, sevgiye dair, sevdiklerine dair yemin etmiş ancak bu yemine bağlı kalmış hiçbir toplumsal varlık olan insana rastlamadım. Biliyorum bu çok iddialı, top yekün cephe açıcı, ön yargılı gibi, tüme varımsal olan bir sonuç değerlendirmesi alabilir. Benim rastlantısal olarak yeminine bağlı biriyle karşılaşmamam şansızlığımdır belki.

Günümüzde siz hiç sevgilisine yemin edip ona bağlı kalan bir aşık gördünüz mü? Peki her gün andımızla öğretim gördüğümüz ilk öğretimimiz bize bir şey veremedi mi yemin konusunda?  Dinimiz, vatanımız, ailemiz, peygamberlerimiz, yaradanımız, aşkımız adına ettiğimiz yeminlere ne oldu? Bir yemin ettim ki dönemem sözünü sadece şarkılarda duyduk değil mi? Geçici bir sükünet adına annelerimiz bile yaramazlık ettiğimiz halde yemin ederek bizi babamıza şikayet edeceği ile tehdit etmezmiydi?

İnsan Hakları Evrensel Beyan namesi, Birleşmiş Milletler Kararları, İnsan Hakları Avrupa Mahkeme Kararları, Ülkelerin anayasaları yeryüzündeki toplumsal ittifaklar olup; aslında birer yemin metinleridir. Amerikanın yanı başımızdaki Irağı işgal ederken özgürlük getireceği taahhüdü yemin etme ve kuvvetli söz söyleme biçiminin uluslararası kocaman yalanına bir örnektir.

Yemin etme ve söz verme konusunda, inanılmaz tutarlılığı olan bir ailenin ferdiyim ben, İkizdere vadisinde çocukluğumda da tüm insanların öyle olduğunu hatırlıyorum. Şimdilerde ise sanki Anadolu, taşra insanının düzenbazlığına ait bir can simidi oldu yemin. Ülkemiz yemin etmeden bireylerin işini gerçekleştirebileceği bir açık toplum olabilir mi sizce?

Bugünlerde medyada ve önümüzde Meclisin açılması nedeni ile bir yemin etme tartışması söz konusu. Yerine getirilmeyecek, tutulmayacak, söz verildiği halde yapılmayacak, arkasında durulmayacak olan yeminin edilmesi veya edilmemesinin kime ne faydası olacak? Yoksa yemin edene mi yarayacak bu?

 Tüm yemin metinleri teorik anlamda iyiyi, doğruyu, adaleti ve mutluluğu amaçlıyor ve ifade ediyor. Pratiğe geçmeli hemen şimdi. Ben şöyle hissediyorum, insan oğlu yapacağı sahtekarlığı örtmek, gerçekliği saklamak adına yemin ediyor gibi. Gerçeği saklamak adına kutsal değerleri ve bilincimizdeki en değerli varlıkları söz konusu yaparak vaatlerde bulunuyoruz.

Sanki şu yerel karadeniz türküsünün sözleri yemin etme amacımızı çok iyi sorguluyor.

Yemin ederum yemin
Sevdum seni yasemin
Ben senin sevduğunden
Nasıl olayım emin.

İnsanları kandırmak, gerçekleri örtmek için yemine ihtiyacın duyulmadığı bir toplumda yaşamak dileğimle.

Hoşçakalın.

Nizamettin BİBER
Uzman İnşaat Mühendisi  

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..