Yeni "Haçlı" Seferi!

Amerika'nın ikiz kulelerine 11 Eylül saldırıları yapıldığında Başkan Bush, "ya bizdensiniz, ya düşmansınız" diyerek yeni bir Haçlı Seferi başlatmıştı.

Uluslararası planda açıkça dillendirilen son Haçlı Seferi de o olmuştu...Böyle söylüyorum çünkü aslında, Batı'nın Doğu'yu sömürme savaşı olan Haçlı seferleri hiç bitmedi!

Belki biraz araçlar değişti, biraz yöntemler değişti ama Haçlı seferleri hiç bir zaman sona ermedi...Batı emperyalizmi için din'den çok dünya işlerine yarayan "haç" sembolü ile adlandırılan bu istila süreçleri bir şekilde sürüp gidiyor.

Yunanistan gibi Avrupada esamesi okunmaz bir "aktör" ile, aslında ismi "micron=mm'nin binde biri" olması gereken Fransız Macron, bu denli pervasız olma cesaretini nerden alıyor?

Belli ki, Akdeniz çevresinde yeni bir Haçlı donanması oluşturmak ve böylece iki asırlık gerilemeden sonra toparlanan Türkiye'yi kuşatmak istiyorlar.

Üstelik bu defa, sadece "Haç"a tapanlar değil, Siyonist İsrail ve ne yazık ki, güya hilal'in temsil ettiği bazı sözde "Müslüman devletler" de Haçlı seferine iştirak ediyor.

BAE ve Mısır başta olmak üzere, emperyalist güdümlü bazı Arap devletleri İsrail'le anlaşmak ve Filistin/İslam davasını satmak için sıraya girdiler.

Kısaca global FETÖ, içerden saldırarak yıkamadığı Türkiye'yi dışardan kuşatarak yıkmak için bir Haçlı Seferi ile yeniden harekete geçiyor.

Bu "tauna da zül" rezil istila girişiminin görünürdeki adı: Erdoğan'ı yıkmak!

Ama şunu herkes biliyor ki, mesele Erdoğan değil, zincirlerinden kurtulan Türkiye'yi yeniden o siyasi, ekonomik, kültürel zincirlere vurmak!

Bu iş, ne micro Napolyon Macron'un, ne de Batı'nın ezeli zağarı Yunanistanın işidir. Onlar sadece kıvılcım olsun diye tutuşturulmuş...Asıl güç arkadan geliyor!

Zalimlerin ve hainlerin ortak harekatı bu...Dünya'yı kendi sömürge alanı yapan zalimler ile, onların önlerine koyduğu çanakları yalamaya razı olan hainler, bu defa kendilerini gizleme gereği duymadan açıktan açığa karşımızdalar...

Lakin, tarih şuna şahittir ki, biz yüz yıllardır bu hayasız Haçlı saldırısını püskürttük...İçerden geleni de dışardan geleni de alçaklığın, zelilliğin en rüsvasına mahkum ettik.

Bu geleni de edeceğiz kimsenin şüphesi olmasın...

İsterlerse masada; isterlerse sahada...

Yeter ki, bir asır önce yitirdiğimiz hafızamızı yeniden toparlayalım!