Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '12

 
Kategori
Futbol
 

Yeni Adı: Türkiye Fenerbahçe Futbol Federasyonu (TFFF)

Yeni Adı: Türkiye Fenerbahçe Futbol Federasyonu (TFFF)
 

TFFF Tahkim kurulu bugün tarihi bir karara imza attı. Eski adıyla TFF, yeni adıyla TFFF 2 haftadan beri harcanan "özveri" ve "çaba"yı boşa çıkarmadı.

Zaten göreve geldiğinden beri "öz Fenerbahçeliliğini" tescillemek adına "el"inden geleni ardına koymayan bu federasyon yönetiminden de beklentim bu yöndeydi.

Başından beri yayıncı kuruluş da dahil olmak üzere "Fenerbahçeyi ve Aziz Yıldırımı Koruyup Kollama Timi" adını verdiğim bu kurumlar; sadece Türkiye Futbolunun değil; aynı zamanda sosyal hayatın da en büyük provokatörü olmaya başladılar.

Ülkenin en geniş kapsamlı sosyal faaliyet alanı olan futbolda oluşan "terör", "şiddet", "düşmanlık" bu kuruluşlar sayesinde son 4-5 yılda tavan yapmış durumda. Ne yazık ki bu durumun düne kadar en masum aktörü olan "taraftar" da artık bu filmdeki başrollerden biri konumunda.

Kitleleri arkasından sürükleyebilme gücüne sahip olan insanlar; attığı her adımın nereye gidebileceğini iyi hesap edebilen insanlardır. Böyle olmasalar ne o konumlara gelebilirler; ne de tesadüfen geldiklerinde oralarda kalabilirler.

Bu insanların "toplum mühendisleri" vasıtasıyla; hatta teknik direktörünü bile bu işe alet ederek; yıllarca bizi "eski Fenerbahçeli futbolcu, tarafsız yorumcu" masallarıyla kandıran adamlara silahşörlük yaptırarak, normal gibi görünen konuşmaların arasında önemli mesajlar verdirerek geldiğimiz (getirildiğimiz) son nokta burasıdır.

Cemal Nalga olayının peşini bırakmayacaklarını ve sonuna kadar takipçisi olacaklarını söyleyenler; kendi tapelerini "montaj" diye gösterip; "biz de en az onlar kadar temiziz" diyerek adeta "biz kirliysek onlar da kirli; piyango bize vurdu" mealinde suçlarını kendileri bile kabul ettikleri halde....

Bu itirafları görmezden gelen bir futbol üst kurulu var. Bu kurul; kendi kulübünü kendisine yüz milyonlarca lira borçlandıran, UEFA tarafından Avrupa kupalarından men edilmesine sebep olan, dünyaya tek geliş amacı "koltuk" işgal etmek olarak belirlenmiş biri tarafından yönetiliyor. Ve bu sözüm ona yüksek kurul; kuruluş amacının dışında her işi yapıyor! En kaliteli hakemlerini bir hiç uğruna "kurda" "kuşa" yem etmekten çekinmiyor. Ve bizler; bu kafayla Avrupa Futbol Şampiyonası düzenlemeyi, Olimpiyat oyunlara ev sahipliği yapmayı düşünüyoruz.

Üstteki resim için "o batı kültüründe tamam, anladım, itaat ettim anlamında kullanılır" diye zırvalayan ahmaklar ordusu.. Kültürünüz, anlayışınız batsın! Sizin yüzünüzden bu ülkede futbolcular tribünlere, basına "kol" çektiler.. Sağolsun basın da hepsini yedi yuttu! Tribüne kol çeken adamın evine gidip de kimse karısıyla, ana-babasıyla konuşmaya cesaret etmedi. Ya da bunu yapmak işine gelmedi. "Siz bu çocuğa böyle mi terbiye verdiniz" diye sormayaçalışmadı. Ama Avrupa'da önemli maçlara çıkan hakemin bir hatası (Ki bence ne kadar hata olduğu da tartışılır; eskişihirli futbolcu nasıl oluyor da hem faul yapıp hem de "bunu da mı vermeyeceksin lan" sözünün kendi ağzından çıktığına milleti inandırabilir aklım almıyor) gazetecilere neredeyse yatak odasına kadar girmek için yol açabiliyor!

Burası öyle bir ülke ki; Aziz Yıldırım 1 yıl kaldığı hapishaneden çıktıktan 5 ay sonra aklı başına geliyor.. Tam da Galatasaray deplasmanı öncesi son derece "centilmence(!)" bir hareketle deplasman yasağını kaldırmak istiyor! Çünkü ligin ikinci yarısında kendi sahalarında derbi maç yok. Olan da taaaa 33. haftada! O zamana kadar da mutlaka gerginlik çıkarılıp yasak tekrar getirilir nasılsa! Ama bu hareket olası bir yenilgiye kılıf olarak değil; Galatasaray taraftarını germek için bilinçli olarak yapılıyor!

Yetmemiş olacak ki; Meireless'in kırmızısı tam da yenilgiye uygun bir kılıf olarak gündeme getiriliyor. Hakemin 2 rapor yazdığını çarşaf çarşaf ilan eden Yıldırım; ikinci raporun "birilerinin talimatıyla" ve "gözden geçirilip tekrar yazılması" isteğine binaen yazıldığını bilinçli olarak kimseye söylemiyor!

Bitti mi? Biter mi? Hemen kara gün dostu "yayıncı kuruluş" piyasaya çıkıyor! Futbolcunun hakeme tükürmediğini(!) belgeleyen görüntüleri 1 hafta sonra Fenerbahçe'ye ulaştırıyor.  Bu kadar da değil. Hemen GS maçının ertesine; TFFF'nin eş başkanları (Birinin adı birinin soyadı yıldırım) sözüm ona önceden ayar(!)lanmış bir randevuda buluşuyorlar. Bu buluşmadan birkaç gün sonra; zat-ı muhteremlerinin istemediği zat TFFF yönetiminden istifa ediyor.

Bugün bu TFFF'nin tahkim kurulu; elinde "tükürme hadisesini" net şekilde gösteren kayıtlar varken; gözün gördüğünü inkar ederek futbolcuya bu cezadan "beraat" kararı verip aklıyor. Biz de koltuklarımızda bu filmi izlemeye devam ediyoruz. Çünkü bu hadiseye müdahil olma şansımız ancak buradan yazdıklarımızla sınırlı ki; ona da editörler lütfedip onay verirse..

Bu kadar basit bir senaryoyu; bu kadar ustalıkla millete yutturmak da büyük başarı doğrusu!

Büyük Galatasaray'ın taraftarına çağrımdır. Ligin ilk maçında "tükürüklü mendillerimiz"i sahaya atalım.

 
Toplam blog
: 93
: 585
Kayıt tarihi
: 27.01.09
 
 

Elektronik ve haberleşme mühendisiyim. Galatasaray taraftarı; evli; 1 erkek çocuk babasıyım. ..