Yeni Beşiktaş

Denizli’nin geleneksel oyun anlayışını bugünkü maç içinde bize gösteren sayısız enstantanelerle dolu bir maç oldu, Sivas maçı. Şunu peşinen rahatlıkla söyleyebiliriz ki, bu Beşiktaş her maçta gol atar. Ama şunusöylemekte de zor, bu Beşiktaş herhangi bir maçı gol yemeden bitirebilir. Önce birincisinden başlayalım.

1- Bu takım her maçta gol atar. Beşiktaş hücum varyasyonlarında özellikle Nobre’nin ilerde sürekli kullanılacağını düşünürsek hem ilerde başlatacağı pres, arkadaşlarına indireceği direkt toplar ve gerekse kendi tamamlayacağı pozisyonlar açısından Beşiktaş’ın hücum gücüne şu anda en fazla katkıyı yapan oyuncu durumunda. Zaten Nobre Türkiye’de Hakan şükür’den sonra bu işi en iyi yapan oyuncu olduğu su götürmez bir gerçek. Bununla birlikte Denizli’nin sisteminde yeri en ilginç ve maç içinde adını en çok duyacağımız oyuncu bundan böyle Tello olması muhtemel. Zira fazlasıyla serbest ve hücumun her hattında ilk toplar onun ayağından çıkıyor. Sanırım Mustafa denizli onun yüksek orta ve araya atacağı kesme paslarını ön plana koymak istiyor. Bu düşüncesinde haklı olabilir. Zira Türkiye ligi için etkili olabilecek bir anlayış. Ancak Tello’nun bu serbestliği İbrahim Üzülmez'in defansif bilinen zafiyetlerini daha bir ön plana çıkarması söz konusu. Beşiktaş’ın bu yıl ki en önemli özelliklerinden biri de amacın hemen başlarında kurduğu yüksek baskı ile sonuca gitme düşüncesi. şimdiye kadar bu baskıya dayanan fazla olmadı. Eğer bu baskısını maç içinde daha fazla yayabilirse gerçekten durdurulması oldukça zor bir takımolur. Beşiktaş’ın kaç gol atacağı ise son vuruşlardaki bercerileri belirleyecek. Maalesef ülkemizde girilen pozisyon sayısın ile gol gol sayısı oranı oldukça düşük. Bu maçta mesela bu oran 7 veya 8/1 gibi bir orandı. Avrupa’nın kalbur üstü takımlarının maçlarını izlediğimizde onlarda her 5 net pozisyondan 3’ü gol ile sonuçlanabiliyor.

2- Beşiktaş gol yemeden maç bitirebilir mi? Mustafa Denizli’nin oyun anlayışının hücuma yönelik olmasının takım defansı zayıf olan Beşiktaş için daha büyük sıkıntılar yaratabilir. Ve üstelik bu sıkıntıların kaynağı geçen yıl ki hataların kahramanları olan oyuncular olabilir. ortak akıl halinde defansın göbeğinde yerleşik iki stoperin dokunulmazlığı artık sabit. Sivok ve Zapatocny uyumluluklarıyla yerleri garanti. Fakat defansın solunda duracak kişi gerek yapacağı kademe hamleleri gerekse çizgi defansı sırasındakiyeri itibarıyla bu ikilinin dengesini bozabilir. Geçen yıl bu sorunları hemde hemen her maçta fazlasıyla yapan İbrahim Üzülmez’in durumu defansın dengesi açısından belirleyici olacak. Bu gün genel itibarıyla arzulu, çalışkan bir İbrahim görsek te geriye dönüşleri dengeli değil ve şu an için Beşiktaş’ın En zayıf halkası. Eğer bu yapı mevcut hailini devam ettirirse özellikle araya atılan paslar çok sorun yaratacak.

Bunların dışında Serdar kurtuluş bu gün oldukça etkiliydi. Sağ bek mi ön libero tartışmaları arasında bence bugün gösterdiği performans ilerisi için oldukça umut vericiydi. bu anlamda sağ bek sorunun Beşiktaş için çözülmüş olduğunu düşünüyorum. Oyun içinde Beşiktaş açısından ilginç bir durum ise Delgado dan beklenen pasların Nobre ve Bobo dan gelmesiydi. Bu hücumdaki istek ve uyum açısından oldukça olumlu bir veri. Ancak Mustafa Denizli Holoskoyu unutmamalı. Çünkü Holosko Beşiktaş için iyi bir yedekten çok daha kalitelibir oyuncu.

Aslında en başta yazacağımı en sona bıraktım. Maç başlarken Fairplay ile ilgili ne olabilecekse sahadaydı. işte bu anda benim endişelerim başladı. Zire iyi başlayan veya iyi karşıladığımız bir şeyin sonunu maalesef kötü bitiriyoruz. ve maç sonunda ki gereksiz sataşmalar, tartışmalar bu endişeleri mi haklı çıkardı. Geçen yıldan kalma bir husumet bitti derken yine keyifleri kaçırdı.