Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '07

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye- terör- ABD- Yenidünya

Türkiye- terör- ABD- Yenidünya
 

Dünya yeni bir düzene hazırlanıyor. Ezeldendir bu değişim evrimleşme oluyor ve hayatın bilinmeyen bir boyutun buyruğu gibi aksamadan hemde sürekli bir değişim dalgasına muhatap oluyoruz. Bu değişimin karşısında durmak geçmişte mümkün olmadı. Günümüzde ve gelecekte buna direnebilecek irade var mı/olacak mı bilemiyorum. Her değişim veya her yenilik iyi veya kötü olmayablir ama bazıları için fırsat olduğu muhakkaktır.

Türkiye coğrafyası itibarıyla geçmişten günümüzde bu döngünün merkezinde oldu. Bu coğrafya da Türkiye ve hatta Osmanlı devleti ve hatta Selçuklular yokken de bu coğrafya değişim ve başkalaşımın merkeziydi. Tabi bu değişimi oluşturan dinamikler süreç içerisinde farklılıklar gösterdi. bu da doğal algılanabilir. Burda kanımca önemli kıstas günümüzde Türkiyenin sancılarını çektiği coğrafyanın değişim dinamiklerinin geçmişteki dinamik değerlere olan farkı, artık bu sancıların merkezini yaratanların bu coğrafyayla aslında yerleşim bir ilgisinin olmaması. Daha sade ve anlaşılır olarak bu coğrafyanın hakimleri bu coğrafyanın milleti değil. Ama bu coğrafyanın sancılarını çekenler kısmında yine bu coğrafyanın insanları var.

"Kahrolsun" ile "Lanetliyoruz" sloganlarıyla geçiştiremeyeceğimiz yeni sancılarla karşı karşıyayız artık günümüzde. Ağrıyan dişin çekilmesi gerektiğini dişçiken korksak bile bunu yapmamız gerekiğini görecek kadar sancılıyız çünkü. ve bu sancının merkezindeki asıl iltihabın da aslında bu torakların sahiplerinden olmadığını da biliyoruz. Bu topraktanmış gibi görünenler aslında yine 1900'lerin başından beri bu topraklarda kendilerini kullanıdarnlardan başkaları da değil.

Başbakanın 5 kasımda ABD Başkanı G.W.Bush ile bir görüşmesi olacak. Bundan önce Irak'a komşu ülkeler toplantısı. Bush dışındaki toplantıların görüşmelerin bir sonuç vermeyeceği aslında açık. Ama belkide işin "Usul"u gereği yapılacak bir kaç toplantı olacaktır. Bu toplantıların neden boş olacağı açık. bu nedenle uslu icabı yapılan toplantıların uzaması bir zaman sonra usulu yoldan daha makul kılar ki bu infial olacaktır. Bush görüşmesinden neler çıkacak kestirmek imkansız. Zira kabul etmesek te ABD elini ayağını soktuğu bu bölgede herkesten fazla söz sahibi ve isterse bir iki günde Türkiye'nin isteklerini karşılayabilecek adımları attırabilir. Ama soru da burda bence. Acaba ABD ister mi? bunu kestirmek zor olacak. çünkü dünyanın her bölgesinde ABD nin bir şekilde müttefik ihtiyacı var. Ancak Amerikan rüyası pembe sisli bir rüyadır ve bu sis onları kibirlendirebilir çok zaman. Ortadoğu projesi kapsamında ABD nin İsrail dışında dost ve güvenilir müttefik edinmediğini var olanlarında ciddi oranda zedelediğini biliyoruz. Bunun haricinde fiili işgal ettiği ülkelerde (ırak, afganistan..) ordaki belli grupları belli tavişzler karşılığında kendi tarafında tutmuş görünüyor. Bunu "doğal olarak" itiraf etmesede en iyi kullandığı grupların Afganistan, Filistin, Lübnan, ve nihayet Irak içinde belli grupların nasılda bir anda belli güce ve bu güvencenin sağladığı "tepeden konuşma" ile sonuçlarından görmek mümkün. Bu gruplar da aslında dikkatlice seçilmiş gruplar olduğu anlaşılmakta. Özellikle İran ve Filistin ülkelerini dikkate almak mümkün. Aslında hiçbir şekilde bu iki ülkeyle mukayese edilmeyecek Türkiye' de şimdi bir taraf olabilir ABD nazarında. Tüm mesele ABD 'nin kendi dünyasında oluşturduğu yeni ortadoğu projesinde bu grupları Türkiye ye tercih edip etmeyeceği önemli.

Türkiye olarak çok az ülkeye nasip olan derin ve onurlu geçmişimizle bu dünya düzeninde hakketiğimiz adımları atmaktan korkmamalıyız. Demokrasisi güçlü halkını onurlu kılan, ergenlik dönemindeki çocuklar gibi sinirleri zayıf olmayan saygın ağır bir devlet duruşunu sergilemeliyis. Hamasi nutuklardan uzak durmalı, sonuç alınmayacak oyalayıcı ve alaycı görüşmeleri ağır ve büyük devlet anlayışı içerisinde dikkate değer bulmamalıyız. Ve halk olarak onurlu ve güçlü bir halk olduğumuza şüphemiz olmamalı. Kuruyu yakabilmeli yaşı muhafaza edebilmeliyiz. Her türüyle her ırkıyla biz bu topraklar için öldük. Çanakkalede Türk, Kürt, Laz, Çerkez dedelerimizin yan yana yattığını unutmamalıyız. Ve bu terör ve yandaşlarının karşısında bu duruşumuzla güçlü olduğumuzu unutmamalıyız...

 
Toplam blog
: 17
: 683
Kayıt tarihi
: 12.10.06
 
 

....... .. ...... ..