17 Kasım '14
- Kategori
- Futbol
Yeni Trend: Kontratak Futbolu
Bundan çok değil, 3-4 sene öncesine kadar dünyadaki trend futbol anlayışı pas futbolu, teknik futbol, bol hücum futboluydu. Barcelona'nın dünya standartının üzerine çıkıp başka gezegene ait oynadığı futbol birçok takıma ilham oldu. 4-3-3 yükselişe geçti. Takımlar orta alanda koşan, savunma yapan oyunculardan ziyade ayağı iyi olan oyuncular kullanmaya başladılar. Beklerin yalnızca savunma yapması yadırganır oldu. Ayrıca stoperlerin oyun kurmaları gerektiği konusu gündeme geldi. Önünüzde böylesine muazzam bir Barcelona örneği varken, ona öykünmemek elde değil zaten. Xavi, Iniestaoyun kurar, Messi araya dalar, gol olurdu. Topu hiçbir şekilde rakibe vermezlerdi. Takımların karşılaşmaktan en çok çekindikleri takım Barcelona'ydı.
Ama hayatın akışı tez ve antitez teorisi üzerine kuruludur. Her tez kendi antitezini üretir, ortaya yeni bir sentez çıkar ve bu yeni teze karşılık yeniden başka bir antitez meydana çıkar. Barcelona'nın futbolu bize sunulan yeni bir tezdi; eşsiz bir futbol anlayışıydı. Ama ortaya Mourinho diye bir adam çıktı, olay başka boyutlara geldi. Xavi - Iniesta - Messi bağlantısını kesmeyi başardı. Barça'nın atardamarını kesti. Top Messi'ye geldikten sonra savunmak zor, önemli olan ona gelmeden öncesi. Messi'yi oyunda kayıp adam haline getirmeyi başardı. Savunma önüne dizdiği 11 adamıyla, Barcelona'nın tüm pas yollarını tıkadı. Daha sonra Mourinho'nun temsil ettiği, yeni bir kontratak anlayışı piyasaya çıktı. Az pas, hızlı futbol. Az ama öz hücum, bir an evvel kaleye gitme oyunu.
Barcelona'nın temsil ettiği "Total Futbol" anlayışının bittiği söylenemez, halen aynı futbolu oynuyor Barça. Fakat eskisi kadar dünyaya hükmedemiyor. Son 2 Şampiyonlar Ligi'nde finale çıkamadılar. Benzer yoldan giden Bayern Münih de Mourinho'nun Inter'ine mağlup olmuştu finalde.
Takımlar artık pas yaparak oyuna hükmetme derdinde değiller. Artık savunma yapmak daha önemli hale geldi. Topa sahip olduklarında daha hızlı oynama telaşında oyuncular. Bir an evvel kaleye akın etmek istiyorlar. Topa sahip olunca maç kazanıldığını Barcelona'dan gördüler, ama Mourinho'nun Inter'i ve Chelsea'sinin yolu daha kolay gibi gözüküyor. Artık çoğu takımın temel felsefesi geride sağlam durayım, topu kazandığım andan itibaren hızlı bir şekilde gole gideyim üzerine.
Jürgen Klopp'un Borussia Dortmund'u bunun farklı bir versiyonunu oynuyor ve kontratak, hızlı futbol anlayışını dünyada en iyi beceren takım oldukları söylenebilir. Rakibin kaptırdığı top anı, rakibin en dengesiz anıdır diyor Klopp. Takımlar topu kaptırdığı andan itibaren 5-6 saniye boyunca topu tekrar geri kazanmak için düzensiz bir pres yaparlar ve kontrolü kaybederler, saha içi yerleşimde boşluklar verirler. İşte bu saniyeler içerisinde rakibi bozmak önemli. Rakip dengesizken, topu tekrar geri kazanma heyecanı içerisindeyken, onların bu telaşlı halinden faydalanıp çok hızlı bir şekilde gole gidiyorlar. Klopp için topa sahip olma oranı önemli bir detay değil, onlar rakibin top kaybettiği anı bekliyorlar ve çok çabuk bir şekilde kanatlara inip, rakibi hataya zorluyorlar.
Sonuç olarak, artık dünyaya hakim olan oyun düzeni, hızlı futbol, kontratak futbolu ve kaleye bir an evvel gitme oyunu. Elinizde hızlı oyuncular, hızlı düşünen oyuncular varsa ve kontratağa çıkarken doğru bir organizasyon yapabilirseniz, bu futbol anlayışıyla başarılı olmanız çok da zor değil.