- Kategori
- Yılbaşı
Yeni Yıl, Hava 18 Derece,
Bu resim geçen yıl nisan ayına ait, şimdi de ağaçların yaprakları hariç manzara aynı...
Bursa Ovası’na yayılmış yerleşim yerlerinden birinde, bir sitede 10. katta oturuyorum. Hatırı sayılır bir manzaramız var diyebilirim.
Bir cepheden Uludağ ve etekleri, yükseklerdeki köyler, Beşevler semti, İzmir yolu, diğer cepheden Bademli, civar köyler, otoban, mantar gibi biten villa inşaatları ve hala aralarda kalabilmiş tarlalar…
Bugün yılbaşı olduğuna inanmakta zorlanıyorum. Bakıyorum dağın zirvesi hariç etrafta hiç kar yok. Diğer tarafta tarlalar yemyeşil. Yakın köyün çobanı sürüyü getirmiş, koyunlar yemyeşil tarlaya yayılmışlar, otluyorlar. Güneş harika ışıldıyor.
Peki, olması gereken ne? Zemheri ayındayız, hava çok soğuk olmalı, ayrıca kar da yağmalıydı. Yılbaşını evin dışında geçirecekler ne giyineceğinin, nasıl gidip geleceğinin telaşını yaşamalıydı. Yılbaşına bu hava yakışmıyor. Birkaç yıl sonra yeni yılı yazlıkta karşılarsak hiç şaşırmayacağım doğrusu.
Ben çocukken yılbaşlarında yağan karı seyretmeyi severdim. Yemekten sonra çıkıp kartopu oynamak ne eğlenceli olurdu. Şimdi böyle bir hayal bile kuramıyorum.
Yıllar geçiyor, Dünya hızla kirleniyor ve küresel ısınma değişen mevsimler ile bize kendini hissettiriyor.
Yeni yılda, Dünya’yı yok etmeye çalışan insanların aklının başına gelmesini diliyorum. Bütün ülkeler elele verip bu gidişe bir dur desinler. Evreni düşününce ne kadar küçük bir yaşam alanımız olduğunu anımsayıp, onu korumanın yollarını bulsunlar.
2010 yılı ülkemize barışın, huzurun, özgürlüklerin geldiği yıl olsun.
Ve hepimiz için önce sağlık, sonra huzur diliyorum. Mutlu yıllar…