- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yeni yıl

2007 yılında yaşananlar tarih sayfalarında ya da anılarımızda kalırken, 2008’e ait beklentiler bir anlamda umut
larımızı da yansıtıyor.
Kendimize ve geleceğe ait bir umut taşımak hepimizde daima var olmuştur. Gerçekleşir mi, gerçekleşmez mi bi
lemeyiz , ama yine de umut ederiz ve etmeliyiz.
Sadece sözde kalan nutuklarla dolu, kısır çekişmelerden öte gitmeyen, sen-ben kavgasından yorulmayan siya
set dünyamızın yanında bizim yine de bir umudumuz olmalı.
Trafik canavarı’na rağmen, terör yüzünden sönen ocaklara rağmen o umudu hep taşımalıyız. Emekli, memur, iş
çi, çiftçi, esnaf hayatından memnun değil. Diğer yanda tüketim çılgınlığı artmış, kapkaç var, ama olsun bizim de bunlara karşı umudumuz var.
Uyuşturucu almış başını gidiyor, öğrenciler testlerden başını kaldıramıyor. "Psikolog ve psikiyatrisler" fazla me
saide, ama yine de umudumuz var. Cinsel tacizler artmış, adam zannettiğimiz sapıklar türemiş, çocuk pornosu
nun ticaretini yapacak kadar alçalmışlar. Olsun bakalım, bizim yine de umudumuz var.Çünkü umudumuz olsun
ki; bunları söküp atalım hayatımızdan. Bu umudu içimizde yaşatalım,sonsuza dek vazgeçmeden ve yılmadan..
O zaman baş edebiliriz; soysuzlarla, soyguncularla, yozlaşmayla ve karanlıklarla…
Bazıları gelecek seçimleri düşüne dursun, biz yine de umudumuzu taşıyalım yarınlara. Ve her şeye rağmen gelecek nesilleri düşünelim yeni yılda da.
“Bir mahkum,bir asker sevinirmiş geçen her güne, / Oysa, geçen her gün yaşamdan kopan bir parça. / O ko
pan parçalarda biraz da olsa, / umut kırıntıları taşıyabiliyorsak yarınlara, / ne mutlu bize.”
Umut dolu yıllar, tüm umut dolu insanlara...