- Kategori
- Gündelik Yaşam
Taciz ve linç

Küçük ayrıntılar büyük farklar yaratır…
Ama ne yazık ki, bizler küçük ayrıntıları önemsemeden yaşayıp gidiyoruz.
Yılbaşında İstanbul’un göbeğinde yaşanan “taciz” rezaleti sanki geleneksel hale geldi.
Olayın ciddiyeti maalesef göz ardı edilerek,basında da magazin boyutu olan bir haber gibi yansıyor.Tekrar, tekrar olay gözler önüne seriliyor.
Sanki her yılbaşında böyle yerlerde bu tür olayların olması kanıksanır hale geldi.
Turistlerin tavır ve davranışlarını davet gibi görmek,bu davranışları sergileyenleri affettirir mi?
Kendi yakınlarına atılan bir bakışın bile kavga ya da cinayete kadar gidebildiği bir ülkede,olayın daha vahim yanı ise;bu hareketi yapıp erkek olduğunu sanan zavallıların engellenmesinde yaşanan yetersizlikler…
Taciz olaylarının gündelik olay gibi, algılanır olması maalesef kötü bir durum.Linç dürtüsü de aynı taciz gibi, sıradanlaşan bir olgu.
Bunun en canlı örnekleri,mahkeme,karakol ya da hastane önlerinde sıkça görülüyor.Buralarda ya
şanan olaylar her gün basında gözler önünde. Diyebiliriz ki; buralardaki insanların canı yanmış, mantıklı hare
ket edemiyor, topluluk psikolojisi ağır basıyor ve istenmeyen durumlar yaşanabiliyor.
Peki ama; yakını,tanıdığı olmayan bir insan kaza geçirince nasıl oluyor da, bir sürü insan yaralıya yardım yerine,
şöföre linç uygulayabiliyor,bunu anlamak mümkün değil…
O linç girişimi sırasında acı içindeki insana yardım etme dürtüsü hiç mi yok, salt saldırma dürtüsünün mü esiri
oluyoruz…
Aynı görüntüler spor karşılaşmalarında sürekli yaşandıkça, artık normal olaylar olarak algılanıyor herhalde.
Bu yaşananlar sadece ülkemiz için değil tüm ülkeler için bir sorun.
Dünden bu güne düzelmesi beklenmeyen bu durumlar, umalım ki, yarından ertesi günlere geçmesin…