Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '07

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Yeni yüzyılın yenilenen kurumları: öğrenen organizasyonlar - 1

Yeni yüzyılın yenilenen kurumları: öğrenen organizasyonlar - 1
 

Şirketlerimiz, KOBİlerimiz ve devlet kurumlarımız nasıl çağı yakalarlar, hatta çağ atlarlar? Kurumlarımız için 21. yüzyılı yakalamanın yolu markalaşmadan, ARGEden, kaliteden, operasyonel etkinlikten, bilgi yönetiminden, eğitimden, çalışanlara yatırımdan, sosyal yenilik üretiminden, stratejik düşünmeden, küresel bakış açısından, hizmetkar liderlikten, takım çalışmasından geçiyor. Yeni milenyumda daha global, daha vizyoner, daha yenilikçi, daha dinamik, daha etkili ve daha bilge organizasyonlar hayal etmek ve tasarlamak zorundayız. Devletiyle, özeliyle, üçüncü sektörüyle tüm kurumlarımız hantallıktan, başarı tuzağından, ataletten, şikayet kültüründen, aşırı bürokrasiden, kayırmadan, yolsuzluktan, kalitesizlikten tamamen kurtulmadıkça Türkiyemiz 21. yüzyılın küresel rekabetçi gücü olamaz.

Bu yazımda kurumsal değişim ve gelişim alanında son 15 yılda dünyada ortaya çıkan en güçlü örgütsel akımdan bahsedeceğim sizlere: “Öğrenen Organizasyonlar”. Peter Senge tarafından 1990 yılında yayınlanan Beşinci Disiplin adlı kitap ile başladı öğrenen organizasyon kavramı. Küresel rekabet avantajı kazanmak için kurumlar artık öğrenen organizasyon olmak zorundalar.

Şirketlerde sürekli bir gelişim ve değişim modası var, ama “niye gelişiyoruz? niye değişiyoruz?”, bu sorulara cevap veren yok! Kurumlarda kaizen, reengineering, toplam kalite, sürekli iyileştirme adları altında pek çok değişim programları uygulanıyor, ancak belirlenen iyileştirme alanları o kadar fazla ki, her bir konu ve program neredeyse en fazla bir ay gündemde kalabiliyor. Artık rüzgar nereden eserse! Sonuç olarak bu değişim ve iyileştirme programlarının çoğu fiyasko ile bitmeye mahkum. Derin analiz yaptığımızda gördüğümüz gerçek şu: Sürekli öğrenme olmadan sürekli ve sürdürülebilir iyileştirme olmaz! Bir kurum yeni bir şeyler öğrenmeden gelişebilir mi? Doğal olarak hayır!

Kalıcı bir örgütsel değişim ve gelişim için yeni bir bakış açısı şart. Öğrenme olmadan, kurumlar ve çalışanlar ancak eski alışkanlıklarını devam ettirirler. Değişim çabaları şekilde kalır, öze nüfuz edemez. Öğrenme bir kültür olarak kuruma nüfuz etmedikçe ve kurum kültürüne yerleşmedikçe kalıcı bir yenilik ve gelişim sağlanamaz.

Öğrenen organizasyonları, bilgiyi üretmek, kazanmak, yorumlamak, yönetmek, elde tutmak, geliştirmek, uygulamak ve transfer etmek konularında yetkinlik sahibi olan kurumlar olarak niteleyebiliriz.

• Öğrenen organizasyonlar, bilgi üretimi, yönetimi ve paylaşımı konularında ustalık sahibidirler.
• Öğrenen organizasyonlar, elde ettikleri bilgileri özümseyerek kalıcı öğrenme ile tutumlarını ve stratejilerini değiştirirler.
• Öğrenen organizasyonlar, stratejilerini ve süreçlerini test ederler, değerlendirirler ve geliştirirler.
• Öğrenen organizasyonlar, kurumsal sonuçlar doğrultusunda yapılarında, süreçlerinde, teknolojik altyapılarında ve insan kaynaklarında gerekli değişiklikleri yaparlar.

Öğrenen organizasyonlarda:

• Yeni bilgi üretmek uzmanlık gerektiren bir işten öte herkesin asli sorumluğudur.
• Çalışanlar yaşam boyu ve sürekli öğrenirler.
• Öğrenme faaliyetleri, performans ve iş sonuçlarına gittikçe artan bir başarı halinde yansır.
• Çalışanlar sürekli yetkinlik geliştirirler ve kendilerini yenilerler.
• Çalışanların birlikte öğrendikleri bir çalışma ortamı vardır.
• Sistemci düşünce oturmuştur.

Öğrenen organizasyonlarda yeni düşünceleri destekleyen, yapılan işin sürekli sorgulandığı bir çalışma ortamı vardır. Ayrıca, öğrenen organizasyonlardaki yöneticiler önyargısız, eleştiriye açık, destekleyici, etrafındakileri dikkatle dinleyen, bilgi ve tecrübelerini rahatça paylaşan, bölümler arası sinerji yaratarak yeni iş fırsatlarını ortaya koyan yöneticilerdir.

Öğrenen Organizasyonların Beş Temel Yetkinliği

Öğrenen organizasyonlara baktığımızda bu kurumların beş temel yetkinliğe sahip olduklarını görürüz:

1. Sistematik problem çözme: Çalışanları problem çözme teknikleri konusunda eğitimden geçirme, fikir üretme, bilgi toplama, ortak karara varma, veri analizi, aksiyon planlaması, problem çözme yöntemleri ve araçları, çalışma grupları oluşturma, problem çözme sürecini beraber tanımlama

2. Yeni yaklaşımların denenmesi: Araştırma ve geliştirme, test etme, deneme/pilot projeler, iç süreçlerinde iyileştirmeler yapma, yeni yaklaşımları cezalandırmama, ödüllendirme, uygulamaya yönelik uygun yaklaşım ve politikaların belirlenmesi

3. Tecrübelerden ve geçmişten öğrenme: Başarıları ve başarısızlıkları düzenli olarak gözden geçirme, sistematik değerlendirme, çıkarılan dersleri tüm çalışanlarla paylaşma.

4. Başkalarının tecrübelerinden ve en iyi uygulamalardan öğrenme: Benchmarking, en iyi uygulamaları araştırma ve adapte etme, kıyaslama, yeni bakış açıları kazanma, müşterilerdeb bilgi edinme, rakipleri takip etme

5. Kurum içi bilgi transferinin hızlı ve etkin bir biçimde yapılması: yazılı, sözlü ve görsel raporlar, saha ziyaretleri, bültenler, data havuzu, rotasyon programları, eğitim programları

 
Toplam blog
: 279
: 2488
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

Dr. Fahri Karakaş, Londra’da University of East Anglia’da görev yapmaktadır (Norwich Business Sch..