Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '15

 
Kategori
Yurtdışı Tatil
 

Yeniden Prag

Yeniden Prag
 

Prag


Yeniden diyorum, çünkü Prag'a ikinci gidişimiz. İlki 2008 yılında idi. Bir tur şirketi aracılığıyla gitmiş ve tur kapsamında Prag ve çevresini (Karlovy Vary) Dresden ve Berlin de dahil gezmiştik. O zaman mevsim sonbahardı ve hava oldukça soğuktu. Bu defa ise yaz mevsiminde geldik, sıcak yaz günlerini de yaşayacağız Prag'ın.

Bu gelişimizde yalnızdık, bir rehber eşlik etmiyordu yolculuğumuza ve dolayısıyla her şeyi ben organize ettim. Öncelikle, konaklama ve ulaşım için bir acenteyle görüştüm. Uçak bileti biraz pahalı oldu (894 TL kişi başı) ama bunda İzmir'den Prag'a İstanbul aktarmalı olarak gitme zorunluluğunun da etkisi var tabi. Keşke direkt uçuş olsa hem daha ekonomik hem de daha rahat olurdu gidiş- gelişler. Her neyse...

İkinci gelişin rahatlığından olsa gerek havaalanından otelimize gelirken toplu ulaşımı tercih ettik. Zaten yabancı bir ülkedeyken en çok sevdiğim şey toplu ulaşımı kullanmak. Çünkü böylece o ülke insanlarının yaşantıları hakkında daha fazla bilgi edinebiliyorum.

Öncesinde yaptığım bir araştırma ile otelimize gidebilmek için önce 119 numaralı otobüsü kullanmamız gerektiğini, ardından da yeşil hatlı metro ile Praha 2 bölgesinde bulunan otelimize ulaşacağımızı biliyordum (Prag'da 3 metro hattı var ve sarı/kırmızı/yeşil renkleriyle ve A/B/C harfleriyle tanımlanmış. Haritada bu renklere bakarak gideceğiniz bölgeyi ve gezeceğiniz yere göre inmeniz gereken durağı/yapmanız gereken aktarmayı çok kolaylıkla yapabiliyorsunuz).  Havalimanında bulunan döviz bürosundan Çek Korunası aldık. Komisyon tutarlarının yüksekliği konusunda daha önceden yapılan uyarıları dikkate alarak 1-2 gün yetecek kadar Euro bozdurduk. Turist informasyon bürosundan bir şehir haritası edinip, hemen yanındaki bürodan da otobüs biletimizi aldık. Prag'da 90 ve 30 dakikalık biletler mevcut. Süresi dolmadığı sürece toplu ulaşımın hepsinde aynı bileti aktarmalar için kullanabiliyorsunuz. Biz otelimizin havalimanına olan mesafesini ve trafik durumunu bilemediğimizden 90 dakikalık olan bileti tercih ettik ama 30 dakikalık olan yeterli olacakmış aslında.

Çok kolaylıkla geldik otelimize. Geldik gelmesine de orada bizi bir sürpriz bekliyordu. Resepsiyon görevlisi odamızın banyosunda bir sorun olduğunu ve bizi kendilerine ait olan başka bir otele yönlendirmek zorunda olduğunu söyledi. İlk şaşkınlığın ardından otelin adını duyunca (Sibelius Hotel) adıma olan benzerliğinden olsa gerek, bir yakınlık hissettim. Temiz, düzenli bir yer olduğunu görünce de otel değişikliği bizde bir memnuniyetsizlik yaratmadı. Prag’da geçirdiğimiz 4 gün boyunca da başka bir olumsuzluk yaşamadık.

Bir grup ve rehberle ortak hareket etmek zorunda olmadığımız için keyfimizce dolaştık, sindire sindire. Hem daha önce gördüğümüz yerleri bir kez daha ama farklı bir mevsimde, farklı bir zaman diliminde, farklı bir yaşta ve farklı bir bakış açısıyla dolaştık, hem de göremediğimiz yerleri görmüş olduk.

Prag'taki ilk günümüzde otelimizin çevresini keşfe çıktık. Yürüyüşümüzün sonunda Vltava Nehri'ne ulaşmıştık. Üstelik te Dancing House'un (Tancici Dum / Fred&Ginger / Dans eden bina) önündeydik.. Görülecek yerlerin listesini çıkarmıştım gelmeden önce ve öylesine dolaşmak için çıktığımız ilk gün, ilk saatlerde listemde yer alan şeylerden biri eksilmişti bile. Bu tesadüf Prag'da görülmesi gereken pek çok şeyin yürüme mesafesinde olduğunun ilk işaretiydi. Fotoğraf çekiminin ardından otelimize döndük.

Otelimize döndükten sonra, listemdeki yerleri haritada inceleyerek ertesi gün dolaşacağımız rotayı belirledim. İkinci gün için görmeyi hedeflediğim yerler Old Town Square (Staromestske namesti / Eski şehir meydanı) ve Astronomical Clock (Staromestska radnice s orlojem / Astronomik saat) idi. Bu meydan Prag’ın en önemli iki meydanından biri (Diğeri  Vaclavske namesti / Wenceslas square). Meydana ulaşmak için metroya binip Namesti Republiky durağında iniyorsunuz. Oraya giden yolda Old Town ve New Town’u birbirinden ayıran Powder Tower'ı (Prasna brana / Powder Gate) ve hemen yanında bulunan Municipal House’u (Obecni dum) da doğal olarak görüyorsunuz. Eşimle birlikte dolaştık, bol bol fotoğraf çektik. Tarihi pek çok bina, kiliseler, restoranlar vb. pek çok şey bir arada burada. İlk gelişimizde Astronomik saati ve Old Town Hall Tower’ı görmüş, ancak tepesine çıkmaya vaktimiz olmamıştı. Bu defa çıktık, iyi de oldu. İnsan yapmadığı şeyden pişmanlık duyuyor ne de olsa. Meydanı ve Prag'ı kuşbakışı gördük, fotoğraf çekmek için güzel açılar var.

O bölgeyi dolaştıktan sonra meşhur Charles Bridge'e (Karluv Most / Charles Köprüsü) ulaştık. Prag'da Vltava Nehri üzerinde bulunan köprülerden yayalara ayrılmış olan tek köprü bu. Üzerinde ressamlar, müzisyenler, dilenciler vb. pek çok heykele rastlayabiliyorsunuz. Köprünün bir ucu Lesser Town (Mala Strana) adı verilen bölgeye çıkıyor ve tarihi dönemde kapı olarak kullanılan bir yapı karşılıyor sizi (The Lesser Town Bridge Tower). Bu yapı Old Town Bridge Tower model alınarak yapılmış.

Vltava Nehri boyunca dolaşırken karşınıza National Theatre (Narodni divadlo / Ulusal Tiyatro binası) çıkıyor. Zaten başınızı ne tarafa çevirseniz tarihi bir yapı ile karşılaşıyorsunuz.

Bir sonraki gün rotamız Prague Castle (Prazsky hrad / Prag Kalesi) idi. Kale içinde yer alan St.Vitus Katedrali, St.George's Bazilikası ve başka pek çok tarihi ve kültürel unsurları gördük. Royal Garden'da dolaştık, bahçedeki özel bölümde yer alan yırtıcı kuşların fotoğraflarını çektik.

Prag’da görülmesi gereken yerlerden birisi de Petrin Tower (Petrin Kulesi). Şehir içi ulaşımda kullanılan biletler buradaki teleferik için de geçerli. Kulenin bulunduğu tepeye teleferik ile çıktık. Kulenin tepesine çıkmak için ise ayrıca bilet alıyorsunuz. İsterseniz asansör için isterseniz de merdiven için olduğunu belirtip (asansör daha pahalı doğal olarak) bilet alıyorsunuz. Biz asansörle çıktık çünkü merdivenler döne döne çıktığı için oldukça zorlayıcı görünüyordu. Kulenin tepesinden Prag'ın her yerini görmek mümkün.

Prag’da önemli törenlerin ve gösterilerin yapıldığı yer Vaclavske namesti (Wenceslas square). New Town (Nové Mesto) olarak tanımlanan yerin merkezi. Meydanın hemen arkasında ise ulusal müze (National Museum) yer alıyor. Ayrıca bulvar ya da meydan boyunca oteller, restoranlar, mağazalar yer alıyor.

Bir başka tarihi yapı da New Town Hall (Novomestska radnice). İçinde bir kilise var ve döneminin en yüksek kulesi olarak inşa edilmiş. Asansör yoktu, merdivenle çıktık ama bir daha çıkmam. İnanılmaz zorlayıcıydı. Nefes nefese kaldık, üstelik inmesi de bir o kadar zorladı.

Jewish Quarter da (Josefov / Yahudi mahallesi) listemdeki yerlerden bir başkasıydı. Old Town Square’dan Vltava nehrine inen caddelerden biri ile (Parizska) ulaşıyorsunuz. Birçok ünlü marka ki en ünlüleri ve en pahalıları bu caddede yer alıyor. Tarihi Sinagoglar ve mezarlık bulunuyor.  

Prag'da fark ettim ki her gün bir ya da iki gün önce dolaştığımız yerlerin yanından, çok yakınından geçiyoruz. Her yol bir şekilde aynı yerlere çıkıyor. Bu da demek oluyor ki bu şehir hem çok planlı hem de yürüyerek dolaşmaya çok elverişli. Eğer yürümeye engel durumunuz yoksa ve seviyorsanız yürümeyi rahatlıkla pek çok yere yürüyebilirsiniz. Ya da olmadı zaten her yere tram, metro ya da otobüsle rahat rahat gidebilirsiniz.

Dört günün sonunda Prag'ın belli başlı noktalarını avucumun içi gibi biliyordum artık. O kadar ki Prag'ta rehberlik mi yapsam diye düşünmeye başladım.

Şaka bir yana dönme vakti geldiğinde artık ne yapmamız gerektiğinden gayet emin bir şekilde ayrıldık otelimizden. Üstelik bir daha gelirsek aynı otelde kalmayı düşünerek önce metroya ardından da yine 119 numaralı otobüse binerek havalimanına ulaştık. Rötarsız ulaştığımız İstanbul'dan iki rötarla İzmir'e ulaştık nihayet ama akşam saatlerinde varacakken saat gece yarısını gösteriyordu ve biz yorgun düşmüştük artık. Seyahat etmek ne kadar güzelse evde olmak ondan daha güzel. Allah kimseyi evinden ayrı koymasın. Evim evim güzel evim.

 
Toplam blog
: 87
: 566
Kayıt tarihi
: 02.12.09
 
 

Çevre Bilimi Uzmanı – Peyzaj Mimarıyım. Yüksek lisansımı çevre sorunları ve biyokütle enerjisi üz..