- Kategori
- Seçim
Yerel yönetim seçimleri (2)
Büyükşehir belediye sınırları içersinde ilçe kurulması ve bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki 5747 sayılı kanunda herhangi bir değişiklik olmazsa, 29 Mart 2009 tarihinde 2919 yerleşim yerinde belediye seçimi gerçekleştirilecektir...
Büyükşehirler ve nüfusu büyükşehirlere yaklaşık olan kentler hariç olmak üzere, diğer yerleşimlerde, adaylar hangi usulle (aday yoklaması-merkez yoklaması-önseçim) belirlenmiş olursa olsun, genel olarak herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Çünkü bu yerleşimlerde parti üyeleri birbirlerini tanımakta ve parti ideolojisi çerçevesinde birlikte çalışmaktadırlar.
Büyük illerde, bilhassa büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde, üyelerin ekseriyeti, kitle partilerini bir rant kapısı gibi görmekte ve feodal ilişkilerle metropol ilçelere üye olmakta veya yapılmaktadırlar.
Parti üyeliği; partinin ilçe örgütlerine yazılması şeklinde olduğundan, metropol bir ilçede, mesela Ankara Altındağ veya İstanbul Beşiktaş'ta ikamet ederken X partisine üye olan bir kişi, Ankara Yenimahalle veya İstanbul Bakırköy ilçesine taşındığında, üyelik kaydını da götürmesi yasal bir zorunluluk olmasına rağmen, kayıtlarını ilk üye olduğu ilçede muhafaza etmekte, yani taşınmış olduğu mahalledeki konutta (aynı adreste iki ayrı aile ikamet edemeyeceği halde) muhtarlarla anlaşarak adreste görünmekte, alışmış oldukları bu feodal ortamdan ayrılmamaktadırlar.
Metropollerde birden fazla ilçe olduğundan, partilerin ilçe örgütleri, üyelerinin hangi ilçelerde ikamet ettiklerini bildikleri halde, herhangi bir çözüm getirememekte veya göz yummakta, hatta ittifak içinde davranmaktadırlar.
Parti ideolojisi ve ilkeler çerçevesinde değil; zımni olarak alt kimliklerle siyaset yapma alışkanlığı kazanan, büyük şehirlerin kentleşmemiş bölgelerinde geldikleri gibi duran ve koloni halinde yaşayan toplulukların, mahallelerden başlayarak, delege seçimlerine, ilçe ve il kongrelerine hakim olmaya çalışmakta, oralardan kurultaylara sarkmakta, genel ve yerel meclisler için aday tespitlerinde bu kimliklerle hareket ve pazarlık etmektedirler.
Alt kimliklerle siyaset yapma alışkanlıklarını hiçbir zaman terk etmeyecekleri bilinen feodal toplulukların ve bundan yararlanan partilerin bazı PM ve MYK üyeleri de dahil olmak üzere her kademedeki parti yöneticilerinin, mukavemetini karşılayacak olan yegane güç, bilinçli ve örgütlü parti üyeleridir!
Bilhassa; kendilerini, halkçı cumhuriyetçi-sosyal demokrat-demokratik sol olarak tarif eden siyasi partilerin üyeleri, yerel seçimlerde SOL'da İTTİFAK yapılması, seçim takvimi sıkışıklığı gerekçelerine sığınmadan, mazeret yaratmadan, geniş bir zamanda, adayların bütün üyelerin katıldığı önseçimlerle tespit edilmesi konusunda, parti yönetim organlarına örgütlü olarak etki yapabilecekler midir?
Yoksa; delege oluncaya veya ilçe ve il yönetimine girinceye kadar, yönetimin adamı görünmek için, her türlü entrikanın içinde olduk, çok çalıştık!.. Ne çalışması? Ne yaptınız? Sanki önemli bir şey yapmışlar gibi!.. Şimdi yerel yönetimlerden yararlanma zamanıdır! Tek duralım! Kendimize yerel meclislerde yer bulalım! İtaat edelim! Yandaş görünelim! Büyüklerimiz bilir deyip, geçiştirecekler midir?
CHP Genel Sekreteri 2004 genel yerel seçimlerinde Ankara metropol ilçelerinin tümü için adayları; aday adaylarını bile incelemeden, hiç kimseyi dinlemeden, il genel meclisi üyelerinin tümünü, belediye meclisi üyelerinin yarısına tekabül eden kendi kafasındaki isimleri, istediği gibi sıralama yaparak belirlemişti!
Mesela: Çankaya Belediye Meclisi 45 kişi 45/2= 23 kişi 1, 3, 5...n kadar tek rakamlı sıralara adayları kendisi yazmıştı!
(9 MYK üyesi bu uygulamaya karşı çıkmış, Genel Başkan Yardımcısı Eşref ERDEM "partide bugüne kadar yaşanan sıkıntıların tek sorumlusu genel sekreter" diye basına açıklamıştı.)
Çift rakamlı sıralara tekabül eden diğer yarısını ise, sağcı partilerden bile geri bir anlayışla, hakim nezareti dahi olmadan, temayül yoklamasıyla kendi belirlediği ilçe kongre delegelerine yazdırmıştı!