- Kategori
- Deneme
Yetenek Sizsiniz!...

Hangi işaret doğru?
Türbanı, açılımı, işsizliği, eğitim ve sağlığı, Ermeni sorununu, “Fener Derneği Davası”sını, Ergenekonu, domuz gribini ve daha aklımıza gelmeyen bir çok sorunu hallettik, şimdi sıra “Anayasa Değişikliği”ne geldi!...
Şükürler olsun 23 maddeyi bir hafta içinde okuduk, tartıştık ve üzerinde kafa patlatarak yorum yaptık. Sonunda da toplumun yeni fikirlerine saygı duyularak hükümetçe de benimsendi! Allah’ını severseniz bu değişikliğin olası referanduma gidileceği varsayıldığında kaç kişi “Anayasa Değişikliği”nin bu maddelerini derinlemesine incelemiştir? “O da ne ki?” “ Ben bilmem, beyim bilir” “ Ben Anayasa, babayasa bilmem. Karnım aç karnım. Siz ondan haber verin!” diyenleri işitir gibiyim.
Hükümetin hazırlayıp sahnelediği bu değişikliklere muhalefet başta olmak üzere birçok sivil kuruluştan özellikle “HSYK” ve “ Anayasa Mahkemesi” üyelerinin sivilleşeceği bağlamında kuvvetler ayrılığı ilkesinin demokrasiye zarar vereceği görüşü ile oldukça tartışma yarattı. Herkes ince hesaplar peşinde, BTP % 10 olan seçim barajının aşağıya çekilmesi şartıyla pakete destek vereceğini açıkladı. Kozlar ortalıkta dolaşıyor! Son sözü TBMM, oda olmazsa halk söyleyecek…
İşte bütün mesele, “Ben anlamam, beyim anlar” diyen zihniyetin vereceği oylar ortalığı karıştıracaktır. Aslında Anayasa Değişikliği halka sunulmadan önce, halkımızı ‘Anayasa’ ve erkler konusunda bir sınavdan geçirsek, hatta okullarda, işyerlerinde kısacası her yerde seminerlerle eğitim verilse hiç fena olmaz değil mi?
“Şampiyonluk” yarışı son haftalara girildiğinde iyice kızıştı… Şikeci futbolcuları ise ses kayıtları yaktı. Ne pisliğimiz çıkıyorsa Alman Adaleti’nden çıkıyor.. Fener Derneği Davası dedik.. Adamlar üstüne gidiyor, biz kaçıyoruz!. Şimdide Bochum Savcılığı uluslar arası şike olaylarını ortaya çıkartıyor. Allah’tan onun üstüne gidiyoruz. Ne de olsa Fener Derneği Davası’na benzemiyor değil mi? Sanırım bu suçlanan futbolcular Atamızın “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” sözünü unutmuş olacaklar!...
Bahar geldi. Ağaçların tomurcukları çiçek açmaya başladı. Sınırlarımızda olası terör saldırılarını önlemek adına kış boyu yıpranan Ordu’muz Kuzey Irak sınıra yığınak yapıyor. Sivil kamyonlar yüklü mühimmatla asfaltta boy gösteriyor. Bir kamyonu ispiyon eden e- mailci şimdi nerede? Yoksa yığınaktan haberi yok muydu?
Durbak, pardon “Burbak” diyecektim!.. Birçoğunuz, “Bu da neymiş?” diyecek. Açılımını vereyim. ( Yalnız Kürt değil) “ Bursa Bakım Onarım Ulaşım Toplu Taşım İşletme Sanayi A.Ş.” Yalnız sahiplerini araştıramadım. İsterseniz kısaca konuya geleyim; Yaşadığım güzel şehir Bursa’nın bir caddesinde Arabamla gidiyorum. İşimden dolayı park etmek ihtiyacı hissettim ve kenara yaklaştım. Trafik levhasına baktım lacivert kırmızı ( X ) işareti var. Yani kesinlikle park etmek yasaktı. Levhanın hemen üstündeki dikdörtgen levha ise ondan biraz büyüktü. Üstünde “BURBAK” ve altına doğruda park ücret tarifelerini gösteriyordu. Saati 4 TL’den başlıyor ve her saat başı da artıyordu. Cadde boyunca görevlendirilmiş şirketin temiz giyimli personelleri, pos cihazlarıyla fiş kesecek müşteri bekliyordu… Şaşırdım. Park etsem Trafikle başım derde girecekti! Allah korusun iki kurumu karşı karşıya getirecektim. Düşünsenize Ordu- Yargı- Hükümet derken, bu kez de Emniyetle Belediye karşı karşıya gelecekti! Buna gönlüm razı olmadı ve sokak aralarına doğru park etmek için yer aradım. Tam “Yurdumun İnsanı” cinsinden bir durum! Deveye sormuşlar “Neren Eğri?” diye, o da; “ Nerem doğru ki…” demiş!
“Yetenek Sizsiniz” yarışması sonuçlandı. Aslında yarışmanın birincisi “Sevdiğim kız bana abi değince… A… A… Allah’ına gurban” dizelerini darbuka eşliğinde seslendiren Bilal Göregen almalıydı! Sanırım oylama sırasında “Ben anlamam, beyim anlar” diyen zihniyet ‘kitap’ okuyordu!.. Kitaptan başını biraz kaldırsalardı Bilal Göregen’i birinci yaparlardı. Ah!... “Yetenek Sizsiniz” Türkiye’nin, değerli oylamacıları; sizler olduğunuz sürece biz daha ne Bilal’leri ve Anayasa’yı finallere taşırız…
Sevgilerimle…
Ertuğrul Erdoğan/Bursa 28 Mart 2010
Şükürler olsun 23 maddeyi bir hafta içinde okuduk, tartıştık ve üzerinde kafa patlatarak yorum yaptık. Sonunda da toplumun yeni fikirlerine saygı duyularak hükümetçe de benimsendi! Allah’ını severseniz bu değişikliğin olası referanduma gidileceği varsayıldığında kaç kişi “Anayasa Değişikliği”nin bu maddelerini derinlemesine incelemiştir? “O da ne ki?” “ Ben bilmem, beyim bilir” “ Ben Anayasa, babayasa bilmem. Karnım aç karnım. Siz ondan haber verin!” diyenleri işitir gibiyim.
Hükümetin hazırlayıp sahnelediği bu değişikliklere muhalefet başta olmak üzere birçok sivil kuruluştan özellikle “HSYK” ve “ Anayasa Mahkemesi” üyelerinin sivilleşeceği bağlamında kuvvetler ayrılığı ilkesinin demokrasiye zarar vereceği görüşü ile oldukça tartışma yarattı. Herkes ince hesaplar peşinde, BTP % 10 olan seçim barajının aşağıya çekilmesi şartıyla pakete destek vereceğini açıkladı. Kozlar ortalıkta dolaşıyor! Son sözü TBMM, oda olmazsa halk söyleyecek…
İşte bütün mesele, “Ben anlamam, beyim anlar” diyen zihniyetin vereceği oylar ortalığı karıştıracaktır. Aslında Anayasa Değişikliği halka sunulmadan önce, halkımızı ‘Anayasa’ ve erkler konusunda bir sınavdan geçirsek, hatta okullarda, işyerlerinde kısacası her yerde seminerlerle eğitim verilse hiç fena olmaz değil mi?
“Şampiyonluk” yarışı son haftalara girildiğinde iyice kızıştı… Şikeci futbolcuları ise ses kayıtları yaktı. Ne pisliğimiz çıkıyorsa Alman Adaleti’nden çıkıyor.. Fener Derneği Davası dedik.. Adamlar üstüne gidiyor, biz kaçıyoruz!. Şimdide Bochum Savcılığı uluslar arası şike olaylarını ortaya çıkartıyor. Allah’tan onun üstüne gidiyoruz. Ne de olsa Fener Derneği Davası’na benzemiyor değil mi? Sanırım bu suçlanan futbolcular Atamızın “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” sözünü unutmuş olacaklar!...
Bahar geldi. Ağaçların tomurcukları çiçek açmaya başladı. Sınırlarımızda olası terör saldırılarını önlemek adına kış boyu yıpranan Ordu’muz Kuzey Irak sınıra yığınak yapıyor. Sivil kamyonlar yüklü mühimmatla asfaltta boy gösteriyor. Bir kamyonu ispiyon eden e- mailci şimdi nerede? Yoksa yığınaktan haberi yok muydu?
Durbak, pardon “Burbak” diyecektim!.. Birçoğunuz, “Bu da neymiş?” diyecek. Açılımını vereyim. ( Yalnız Kürt değil) “ Bursa Bakım Onarım Ulaşım Toplu Taşım İşletme Sanayi A.Ş.” Yalnız sahiplerini araştıramadım. İsterseniz kısaca konuya geleyim; Yaşadığım güzel şehir Bursa’nın bir caddesinde Arabamla gidiyorum. İşimden dolayı park etmek ihtiyacı hissettim ve kenara yaklaştım. Trafik levhasına baktım lacivert kırmızı ( X ) işareti var. Yani kesinlikle park etmek yasaktı. Levhanın hemen üstündeki dikdörtgen levha ise ondan biraz büyüktü. Üstünde “BURBAK” ve altına doğruda park ücret tarifelerini gösteriyordu. Saati 4 TL’den başlıyor ve her saat başı da artıyordu. Cadde boyunca görevlendirilmiş şirketin temiz giyimli personelleri, pos cihazlarıyla fiş kesecek müşteri bekliyordu… Şaşırdım. Park etsem Trafikle başım derde girecekti! Allah korusun iki kurumu karşı karşıya getirecektim. Düşünsenize Ordu- Yargı- Hükümet derken, bu kez de Emniyetle Belediye karşı karşıya gelecekti! Buna gönlüm razı olmadı ve sokak aralarına doğru park etmek için yer aradım. Tam “Yurdumun İnsanı” cinsinden bir durum! Deveye sormuşlar “Neren Eğri?” diye, o da; “ Nerem doğru ki…” demiş!
“Yetenek Sizsiniz” yarışması sonuçlandı. Aslında yarışmanın birincisi “Sevdiğim kız bana abi değince… A… A… Allah’ına gurban” dizelerini darbuka eşliğinde seslendiren Bilal Göregen almalıydı! Sanırım oylama sırasında “Ben anlamam, beyim anlar” diyen zihniyet ‘kitap’ okuyordu!.. Kitaptan başını biraz kaldırsalardı Bilal Göregen’i birinci yaparlardı. Ah!... “Yetenek Sizsiniz” Türkiye’nin, değerli oylamacıları; sizler olduğunuz sürece biz daha ne Bilal’leri ve Anayasa’yı finallere taşırız…
Sevgilerimle…
Ertuğrul Erdoğan/Bursa 28 Mart 2010