Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Kasım '11

 
Kategori
Özel Günler
 

Yıl 2011. Cumhuriyet törenleri

Yıl 2011. Cumhuriyet törenleri
 

Yavaşça doğruldu yerinden. Aradan ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordu ama sanki bugün her zamankinden çok daha iyi hissediyordu kendini. Karnındaki şişkinlik gitmiş, ağrıları bir hayli hafiflemişti.Yaverine seslendi. 

-Salih, Salih.

Ses gelmiyordu.

Bir süre sonra tanımadığı bazı insanlar doluştu odasına. Betleri benizleri atmış, gözleri faltaşı gibi açılmış,  hortlak görmüşçesine bakıyorlardı suratına. Bir anlam veremedi.

-Fahri’ ye söyleyin arabamı hazırlasın. Ankara’ya gideceğiz.

Cumhuriyetin 88. Yılı törenleri için ulusa sesleniş konuşması yapacaktı. Ankara’ da olmalıydı.

Uzun süre beklemesine rağmen gelen giden yoktu. Rüzgar gibi giyinmiş, hazırlanmış bir biçimde odasından çıktı. Ortalıkta kimsecikler görünmüyordu. Yoldan bir araba çevirdi.  Hemen Ankara’ya, meclise, dedi.

Meclise ulaştığında ortalıkta anlam veremediği bir koşuşturmaca, hezeyan vardı. Tanımadığı bazı insanlar el arabalarına boylarını aşan dosyaları yüklemiş koşturarak meclisin önünde duran siyah camlı ciplere taşıyor, bazıları ise telaşla pencerelerden aşağı atıyordu. 

Kimdi bunlar? Ne işleri vardı burada? Yangından mal kaçırır gibi kaçırdıkları neydi ve ne vardı içinde ? Neredeydi İsmet, Neredeydi Bayar, neredeydi kuvvet komutanları? İşkillendi.

Hiç kimseye bir şey demeden doğruca tören alanının yolunu tuttu. Tören alanında kimsecikler yoktu. Gözlerine inanamıyordu. Aracına atlayıp ilk öğretmenlik yaptığı okulun yolunu tuttu. Gözleri, büyük bir heyecan ve coşkuyla Cumhuriyeti kutlayan velileri, öğrencileri, öğretmenleri aradı. Yoktu…

Geri, meclise döndü. “Celal’i bulun hemen bana” dedi.

-Celal Bey yok efendim. Kendileri şehir dışına çıktı. (Sesinde korkunun titrek izleri.)

-Nasıl yani… Nasıl olur? Bugün Cumhuriyetin 88. yılını kutluyoruz, nerede bu adamlar? Heybetli sesi  salonda yankılandı.

-Efendim. Van’ da meydana gelen deprem nedeni ile Celal Bey törenleri iptal etti. Siz rahatsızsınız diye rahatsız etmek istemedi.

-Peki, şimdi nerede.

-Bir bakanımızın oğlunun düğününe gitti efendim.

-Van depremi nedeni ile törenleri iptal ediyor fakat düğüne gidiyor öyle mi (?) dedi gürleyerek. 

-Evet efendim. Fakat önceden planlandığı için iptal edememiş.

-87 yıllık bir geleneği iptal etme cüretini kendinde görüyor ama düğünü edemiyor öyle mi (?) dedi ve sordu. Ya diğerleri?

-Diğerleri de kendileri ile birlikte gitti efendim. Onlar da davetliymiş.

-Hemen beni düğünün yapıldığı salona götür. Cumhuriyeti orada kutlayacağız.

Salona girdiklerinde her yer buz kesmişti. Öylece dona kaldılar. Neden sonra kendine gelen Bayar; neyse ki dedi, neyse ki… Yıl 2011’ deyiz. Sadece bir ilüzyon, bir ışık yansımasıydı gördüklerimiz. Uyanın, dedi ve uyandılar.  Bir an (!) Ya gerçek olsaydı diye düşündüler. Ürpermişti bedenleri. Ve hepsinin aklında aynı soru. Ya gerçek olsaydı…?

Ya gerçek olsaydı… !

 *Bu bir kurgudan ibarettir. Olayların ve kişilerin gerçekle hiç bir alakası yoktur!
mu? 

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..