04 Aralık '11
- Kategori
- Şiir
Yıllanmış şarap tadında dokunuşlar
Gecedeydi yaşamak.
Sıcak bir kahveyle "merhaba" denirdi, acı acı
Gün doğana dek sürerdi yalnızlıklar, sessiz sessiz.
Ve gece, ve karanlık
Şüphesiz tüm günahları barındırırdı içinde
Her çesit duyguya açardı kapılarını
Hüzünler çaresizce sığınırdı bu güçlü esen limana.
Yine öyle bir gece,
Yine öyle bir günden ağzımda kalmış acı tat
Ve aniden...
Yıllanmış şarap tadında bakan gözler,
Dokunuşlar, ürkek.
Yalnız.
İki dudağı arasından çıkan sözler,
Geçmişi andıran,
Beni hasrere boğan.
Sonunda bir "hoşçakal"a sığacak kadar değersiz yaşanmışlıklar,
Beni yoran.
Büyük defterin küçük kenarına alınan kısa notlar,
Mürekkebi bitiren.
Aniden şimdi'ye dönüş anı.
Ve o...
Onda gözler çaresiz, bende kalp ritimsiz.
Usulca kalktı ayağa, dimdik durdu karşımda
Elimi tutup yanına aldı tüm benliğimi
O an anlayamadığım bir anlamda baktı son kez.
Korkmuştuk, deli gibi sevmekten.
Yalnızlıktan değil de,
Birliktelikten.
Hem korkak hem cesur,
Hem üzgün hem mutlu,
Hem kayıtsız hem heyecanlı,
Hem umutsuz hem hayat dolu olmaktan.
Yani;
Aşktan.
Korktuk.
Sonrası mı?
Bir daha kimse onun gibi gidemedi.
Kimse onun gibi dokanamadı,
Yıllanmış şarap gibi.