Yıllar, yıllar...

“Nasıl Geçti Habersiz O Güzelim Yıllarım” diyor bir şarkıda.

Hem de nasıl geçti koşa koşa, 2000 yılı bile geçeli yedi yıl oldu. 2000 yılı diyorum çünkü 1000’li yıllardan 2000’li yıllara geçiyorduk. İki ile başlayan yılları görebileceğimizi hayal bile edemiyorduk. Ama sonunda gördük.

Acısı, tatlısı sıkıntısı, üzüntüsü, hastalığı ile bakıyorsunuz bir yıl daha geçip gitmiş. Yıllar geçip gitsin yeter ki ölüm olmasın. Ölen kişiyi geri getirebilecek, sonucu değiştirebilecek hiçbir şey yok.

Her yılbaşı akşamı ne kadar eğlensem, ne kadar güzel geçse de yine de “önümüzdeki günler bize neler getirecek” diye düşünürüm içimi hüzünle karışık bir mutluluk kaplar.

Gelen "yeni yıl"’ın aileme, sevdiklerime, memleketime güzel günler göstermesini dilerim.

Çocukluğumda yeni yılın ilk günü çevremdeki her şeyin değişeceğini düşünürdüm. Sabah uyanır uyanmaz heyecanla pencereye koşar, büyük bir merakla sokağa bakardım. Hiçbir değişikliğin olmadığını her şeyin bir gün öncesinde ki gibi olduğunu fark edince büyük bir hayal kırıklığına uğrardım. Ne beklerdim acaba? Hala daha bilemem.

Yaklaşık yirmi gün sonra yeni bir yıl daha gelecek. Hem bir asır kadar uzun, hem de bir gün kadar kısa 365 gün.

Yeter ki gelecek yılın sonunda, geçen yıl için “iyi geçti” diyebilelim. Olumlu yaşayacaklarımız, olumsuz yaşadıklarımızdan daha çok olsun.