Yılmaz Vural gelsin artık…

Arda, Türk halkından özür diledi, 1,5-2 yılımız gitti dedi… Doğru bir özeleştiri. Evet milli takım açışından bir dönem daha uçtu gitti. Telafisi mümkün olmayan dört yıllık bir süreç uçtu gitti. Çocuklarımız yine dünya kupasında ülkemizi göremeyecek.

Takım dün gece Macaristan’a karşı güzel oynadı ve berabere kaldı. Üç gün once de Andorra’ya karşı kötü oynadı ve 2-0 kazandı. Andorra 209 FİFA ülkesinden 204. sırayı Cibuti ile paylaşıyormuş. Takımın toplam değeri 275.000 Euro imiş. Biz de milli takım mertebesine gelmiş bir futbulcunun 1 aylık geliri kadar desem abartı olmaz.

2 galibiyet, 3 malubiyet ile başlayan ilk tur maçlarında yendiğiniz takımlar Estonya ve Andorra, yenildiğin takımlar Hollanda, Romanya ve Macaristan. Yani fistür ilk oluştuğunda güçler dengesi ne görülüyorsa o sonuçlar.

Teknik direktör faktörü nerede… Abdullah Avcı ne katkı göstermiş oluyor. Fikstüre bak sonuçları tahmin et (ki burada Romanya ve Macaristan’ı kime sorsan rahat yeneriz der di) o sonuçlardan daha kötü bir bilanço oluştu. Demek ki Abdullah Avcı’nın takıma herhangi bir ek katkısı olmadığı bir gerçek. Hangi sebep olursa olsun takımın dünya kupasına gitmesi mucizelere kaldı. Avcı’ya da gerekli süreç ve tolerans tanındı. Olmadı ne yapalım.

Asıl yapılması gereken daha fazla zaman kaybetmeden önlem almak. Uzun yıllardır gittiği bir çok küçük takımı Türkiye liglerinde iyi yerlere getiren Yılmaz Vural artık milli takımda denenmeli.  Türk futbolunu iyi tanıyor, futbolcuları biliyor. Ve gittiği takımlara farklı bir şey katıyor ki o takım birden ciddi puanlar toplamaya başlıyor. Eeee, daha ne isteniyor…

Suçu; sıkça kendisi sesli bir şekilde milli takımın başına geçmek istediğini belirtiyor olması. Bu durum kimi için antipatik, bazılarına da sempatik geliyor. Belki bu konuları hiç dile getirmemiş olsaydı, şimdiye kadar çoktan milli takımdaydı.

Bu tavırlar insanlara şımarıkça geliyor. Bırakın şımarsın! O kadar da haksız değil…