- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yine de keyifli bir gün !

uyan artık uyan
uyan dostum uyan
uyan artık uyan karanlık uykundan
(Mor ve Ötesi)
Balkona atarım kendimi, dolunay değiştir beni
Öyle derine dalayım ki, kabarcıklar bile gözükmesin
Derken bir yıldız kayar, tutsam bile elim yanar
Ruhumu çeker medcezir, geri vermezse işime gelir
İnsan bazen kaybolmak ister, kendi kendine kalmayı özler
Hayaller kurmayı sever, gerçekler bazen az gelir
Bu dünya bazen dar gelir, bu hayat boş gelir
(Grup Redd-Yine de Keyifli Bir Gün )
Bir süredir derin bir uykuya dalmış uyuyan güzel misaliydim.(Çok mütavazı olduğumu söylemiş miydim :), Ta ki yazılarını çok severek, keyifle okuduğum, okumadığım zaman da beni özleten yazılarıyla sevgili Barış''ın mesajını alana kadar. Şöyle bir uyandım, silkelendim, kendime geldim. Uyuyan güzelin uyanma zamanıydı artık. Peki şu bahar rehavetinden çıkıp silkelendim mi, gerçekten kendime geldim mi, onu bilemiyorum. Yoksa bu hallerimi bir bahar rehavetinin arkasına mı saklıyorum, onu da bilmiyorum. Yine her şey o kadar çok üst üste geldi ki. İlk önce canımın diğer yarısı gitti askere. Namı değer kardeşim yani. Gerçi çok ama çok az bir süre oldu gideli. Ve geçen hafta yemin töreninde onun yanındaydık... Askerlik yeri gerçekten iyi mi bilmiyorum, askeri eğitim yeri olarak çok sıkı ve çok kapsamlı olduğunu ve zor olduğunu biliyorum. Sevgili kardeşim , hepimizin bildiği çok güzel bir sahil kasabasında yapıyor askerliği. Ben de ilk defa İzmir'in güzel ilçesi Eski Foçayı bu sayede görme, gezme ve dinlenme fırsatı buldum. Bir süredir İzmir , İzmir diye sayıklayan ben, Foça'da kaldığımız üçüncü gün İzmir'e de gidip orayı da gezme ve görme fırsatı yakaladım. Daha önce çalıştığım organizasyonlar nedeniyle çok fazla tatil beldesi dolaşan ben, eski Foça'ya hiç gitmemiştim. Çok az bir nüfusu olan çok şirin tam kafa dinleyeceğiniz insana huzur veren bir yer. Böyle yerleri gördükçe ilerde bu yerlerde yaşamak isteğim daha da çok artıyor. Foça'nın görmediğimiz yeri kalmadı. 10 dakka da her yerini dolaşabilirsiniz. Muhtelemen yazları çok daha kalabalık, keyifli geçiyordur. Gerçi benim için çok keyifli ve huzurlu geçti ve dinlendiğimi hissettim. Kaldığımız yer denize sıfırdı, gerçi orda ki bir çok yer denizin önüne çıkıyor zaten, o ayrı bir mesele. İşte sahilde yürüdüm, denize taş attım ve doyasıya seyrettim çok sevdiğin denizimi. Biraz da Foça'yı anlatmaya koyulursak; Yemek yiyebilceğiniz çok fazla alternatif restoran ve bir şeyler içip, eğleneceğiniz bir çok cafe-bar var. Kendisine özgü tatlara da gelirsek;Bir meşhur fincanda pişen dibek kahvesi ve onun dışında ilk defa Foça'da yediğim için Foça'ya ya da yemek yediğimiz restorana özgü diyelim, yemekten sonra tercihinize ya da yediğiniz yerin size özel ikramına göre gelen güveçte pişmiş tahinli bir helvası var. Gerçi ben bir iki kaşık baktım tadına (Çok fazla yemek, çok güzel bir göbek olarak geri dönüyor çünkü) ama gerçekten lezzetli bir şey.
Ondan sonra kendinize, arkadaşlarınıza veya sevdiklerinize bir şeyler alabilceğiniz, gezip göreceğiniz bir çarşısı da var. Ah olmaz mı , tabiki var.
Arkamızda gözleri dolu dolu, buruk bir genç bıraktık ama biz de alışıcaz o da alışıcak ve bir göz kırpışında geçecek günler inşallah.
Beni ilk buruk bırakan buydu ve sonrasında ise üst üste yaşanan vedalar, sevdiğim kişilerin çalıştğım yerden ayrılma hikayeleri fazla geldi bana. Şansları ve yolları açık olsun diyorum.
Sadece bu mu derseniz , hayır değil derim , ama onu da başka bir zaman tartışırız :)
Sevgiyle ,
uyan dostum uyan
uyan artık uyan karanlık uykundan
(Mor ve Ötesi)
Balkona atarım kendimi, dolunay değiştir beni
Öyle derine dalayım ki, kabarcıklar bile gözükmesin
Derken bir yıldız kayar, tutsam bile elim yanar
Ruhumu çeker medcezir, geri vermezse işime gelir
İnsan bazen kaybolmak ister, kendi kendine kalmayı özler
Hayaller kurmayı sever, gerçekler bazen az gelir
Bu dünya bazen dar gelir, bu hayat boş gelir
(Grup Redd-Yine de Keyifli Bir Gün )
Bir süredir derin bir uykuya dalmış uyuyan güzel misaliydim.(Çok mütavazı olduğumu söylemiş miydim :), Ta ki yazılarını çok severek, keyifle okuduğum, okumadığım zaman da beni özleten yazılarıyla sevgili Barış''ın mesajını alana kadar. Şöyle bir uyandım, silkelendim, kendime geldim. Uyuyan güzelin uyanma zamanıydı artık. Peki şu bahar rehavetinden çıkıp silkelendim mi, gerçekten kendime geldim mi, onu bilemiyorum. Yoksa bu hallerimi bir bahar rehavetinin arkasına mı saklıyorum, onu da bilmiyorum. Yine her şey o kadar çok üst üste geldi ki. İlk önce canımın diğer yarısı gitti askere. Namı değer kardeşim yani. Gerçi çok ama çok az bir süre oldu gideli. Ve geçen hafta yemin töreninde onun yanındaydık... Askerlik yeri gerçekten iyi mi bilmiyorum, askeri eğitim yeri olarak çok sıkı ve çok kapsamlı olduğunu ve zor olduğunu biliyorum. Sevgili kardeşim , hepimizin bildiği çok güzel bir sahil kasabasında yapıyor askerliği. Ben de ilk defa İzmir'in güzel ilçesi Eski Foçayı bu sayede görme, gezme ve dinlenme fırsatı buldum. Bir süredir İzmir , İzmir diye sayıklayan ben, Foça'da kaldığımız üçüncü gün İzmir'e de gidip orayı da gezme ve görme fırsatı yakaladım. Daha önce çalıştığım organizasyonlar nedeniyle çok fazla tatil beldesi dolaşan ben, eski Foça'ya hiç gitmemiştim. Çok az bir nüfusu olan çok şirin tam kafa dinleyeceğiniz insana huzur veren bir yer. Böyle yerleri gördükçe ilerde bu yerlerde yaşamak isteğim daha da çok artıyor. Foça'nın görmediğimiz yeri kalmadı. 10 dakka da her yerini dolaşabilirsiniz. Muhtelemen yazları çok daha kalabalık, keyifli geçiyordur. Gerçi benim için çok keyifli ve huzurlu geçti ve dinlendiğimi hissettim. Kaldığımız yer denize sıfırdı, gerçi orda ki bir çok yer denizin önüne çıkıyor zaten, o ayrı bir mesele. İşte sahilde yürüdüm, denize taş attım ve doyasıya seyrettim çok sevdiğin denizimi. Biraz da Foça'yı anlatmaya koyulursak; Yemek yiyebilceğiniz çok fazla alternatif restoran ve bir şeyler içip, eğleneceğiniz bir çok cafe-bar var. Kendisine özgü tatlara da gelirsek;Bir meşhur fincanda pişen dibek kahvesi ve onun dışında ilk defa Foça'da yediğim için Foça'ya ya da yemek yediğimiz restorana özgü diyelim, yemekten sonra tercihinize ya da yediğiniz yerin size özel ikramına göre gelen güveçte pişmiş tahinli bir helvası var. Gerçi ben bir iki kaşık baktım tadına (Çok fazla yemek, çok güzel bir göbek olarak geri dönüyor çünkü) ama gerçekten lezzetli bir şey.
Ondan sonra kendinize, arkadaşlarınıza veya sevdiklerinize bir şeyler alabilceğiniz, gezip göreceğiniz bir çarşısı da var. Ah olmaz mı , tabiki var.
Arkamızda gözleri dolu dolu, buruk bir genç bıraktık ama biz de alışıcaz o da alışıcak ve bir göz kırpışında geçecek günler inşallah.
Beni ilk buruk bırakan buydu ve sonrasında ise üst üste yaşanan vedalar, sevdiğim kişilerin çalıştğım yerden ayrılma hikayeleri fazla geldi bana. Şansları ve yolları açık olsun diyorum.
Sadece bu mu derseniz , hayır değil derim , ama onu da başka bir zaman tartışırız :)
Sevgiyle ,