Yok kırk dokuz. Direk 50.

Damla damlayacaksan sayacağım...

Bir, iki, üç, ... kırk sekiz.

Sayılarına takılmadım, büyüklüğün senin olsun, böbürlen, elli...

Kırk dokuz geride kalmışların olsun.Birinden eksik, diğerinden fazla...

Kırk dokuz işte. Onlar bunu diyenleri hep gördüler, çok gördüler:

"Hizmet etmek için geldim. Ben bu millete efendi değil, hizmetkarım" 

"Bunlar diktatör değil" diyenleri...

Görevlerini meslekleri olarak söyleyenleri... Boy, boy göründüler  ve dönem, dönem...

Kırk sekizler göremedi, görmek istemedi. Zaten kırk sekizlerdendi yanlış bilgileri davulları ve tokmakları ile dağıtanlar.

Yaradılış özünden dolayı hep saydılar kırk sekiz, kırk sekiz, kırk sekiz...

Elliler alkışladı, alkışladı, alkışladı ve elleri şişti, cepleri şişti, enseleri şişti, şiştiler ellenmeyecek derecede...Kırk sekizler de karınca kararınca nasiplendiler. Elliler uçtular böylece...

Kırk dokuzlar; kırk dokuzdular ve ötekiydiler, öcüydüler, gösterilmediler.

Karşı kıyıya bırakıldılar;  yan yana, üst üste, hakları yoktu, olamazdı, olmamalıydı, oldurulmadı...

Kırk dokuz olunmamalıydı... Bunun dışında  oluna bilirdi ama kırk dokuz asla...

Hem tek rakamdı, hem uğursuzdu, hem ötekiydi. Üstlerine gelenekler çıkartıldı, ahlak kuralları ile desteklendi, dini dayanaklar bulundu, yetmedi yasalar gönderildi ve hepsi birden kapattılar.

Aslında kırk dokuz gibi davrananlardan da çok çektiler. Kırk dokuz olup da kendini bilmeyenleri de gördüler...Sayılınca anladılar. 

Kırk dokuz yok sayıldı...

Bir, iki, üç..., kırk sekiz, yok kırk dokuz, elli...