- Kategori
- Gönüllülük
Yok sayma

salih arıkan bilgisayar kullanırken
Eskiden hep babalar çocuklarını sayarken kızlarını saymazmış, demiş ya şair öküzden sonra adımız anılır. Biz engellilerin hiç anılmaz, görmezden gelinir. Yolda iki arkadaş gidersiniz kol kola, muhabbet ede ede birisi karşınıza çıkar sadece siz kör olduğunuz için sizin hatrınızı sormaz. Bir toplantıya gidersiniz. Yetkili kadın yâda erkek sizi kedi yavrusu gibi sayar. Rahmetli annem hep bana Osman bakacak derdi. Osman abimi bir trafik kazasında kaybettik. İki yıl annem tedavi gördü ve işlemlerini ben takip ettim. Misafirliğe gidersiniz çayına kaç şeker alır derler. Kısacası bizimle ilgili soruları yanımızdakine sorarlar. En komiği de nedir yolda bize biri yardım eder. Bir kuruma gideriz ve adam yanımızdakine sorar. Adam da biz yolda tanıştık bilmiyorum der. Zaten politikalar oluşturulurken merkezi ve yerel yönetimler bizi yok saydığı için bu sorunları yaşıyoruz. Bir kurum TCDD engelli alacak diyor ki deneyimli olsun. Yahu adam daha önce çalışmış olsa niye bırakır. Daha önce iş yerinde çalışıyoruz. Bir stajyer öğrencimiz var. Bende bildiğiniz gibi görmüyorum. Banka görevlisi beni görmezden geldi. Ve stajyere başladı anlatmaya bende dinliyorum. Bir yandan da telefonlara bakıyorum. Daha sonra öğrenci ben çalışmıyorum deyince görevli çekti gitti. Bu günde Vakıf Bank adına kredi seçeneklerini anlatan biri geldi. Beni görmezden gelerek arkadaşıma anlattı. Biz bu görmezden gelme yok sayma hikâyelerini çok yaşadık yaşıyoruz. Zaten bankalarda görmeyenlere şahitsiz işlem yaptırmıyorlar. Ben bu görmezden gelmelere o kadar alıştım ki biri seslenince aman bana değildir diyorum. Bazen de kişi bana ikinci kez seslenirse kendisiyle ilgilenebiliyorum. Noterlerde de şahitsiz işlem yaptırmıyorlar. Yok say, görmezden gel bunlar yanlış politikalardır.