Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Yoksa bizi bir kandıran mı var? İrade nedir ve nasıl güçlendirilir?

Sevgili Dostlarım,

Bu yakınlarda hoş bir yazı okudum.

Yazı bir bayanın ağzından yazılmıştı ve başlığı şuydu; “

BU ŞARTLARDA OLMASINI BEKLİYORDU........” sonuna da ideal erkeği beklerken her tarafı buruşmuş yaşlı bir bayanın resmi eklenmişti.

“Ahh nerde öyle bayanlar, onların nesli çoktan tükendi” dediğinizi duyar gibiyim.

Bekar bir erkek olarak ben de aynı kanaatteyim. Gerçek bu resimden çok farklıdır. Günümüzde erkeklerin ulaşılmaz sandığı, güzel, zarif, iyi eğitimli, kariyer sahibi, akıllı ve aklının kontrolünde izlenimi veren bayanların bir kısmı dahi ARIZALI erkeklerle beraber olmakta hatta evlenmektedirler. (Bu konuda “AKILLI KADINLARIN YANLIŞ SEÇİMLERİ” isimli bir kitap dahi vardır:)) Onların ne gibi gerekçelerle EVET deyip, bu tür arızalı ilişkileri sürdürdüğünü bilebilsek, yakınlık derecemize göre üzüntüden kahrolur ya da çok güleriz:)) Ama çok rastlanan mazeret şudur; “Kaliteli erkek sayısı çok az zaten onlar da evli. Üstelik ben de etten, kemikten bir insanım, hem de erkeklerle eşit bir insan. Yemek yemek, su içmek kadar doğal bir ihtiyaç karşı cinsten biriyle beraber olmak. O halde, ölmeden, yaşlanmadan dünya nimetleri ve hazdan pay almak benim de hakkım” Bence de haklılar. Ama unutmayalım ki insan su içmeden bir hafta yaşayabilirken, cinsel birleşmede bulunmaksızın yıllarca yaşayabilir. Bu bakımdan, mümkün olduğunca ilke merkezli ve Auralarında aşırı kirlilik yaratmayacak sayıda ve nitelikte seçimler yapmalarını tavsiye ederim:))

Tabii aynı ilke erkekler için de geçerli:))

Bence partner seçmedeki bu zafiyet sadece kadınlara has değildir. Erkekler de, pek yayınlamasalar da benzer bir ideal bayan özellikleri listesi yaparlar. Ama sonra, bile bile lades misali, problemli mi problemli bir bayan bulur, çıkarlar:)) Her birimizin mazereti farklı farklıdır. Kimimiz gözlere, kimimiz fiziğe, kimimiz bir gülüşe, sese, tatlı dile, sohbet koyuluğuna kanarız. Ama kadınlarda olduğu gibi biz erkeklerde de iyi karaktere tav olana nadir rastlanır:))

Bu yanlış seçimlerin altta yatan esas sebebi nedir?

Esas sebep, sevgiyi, tutku, haz ve bağımlılıkla karıştırmak ve güçlü bir İRADE SAHİBİ OLMAMAKTIR.

Peki, "İRADE NEDİR VE NASIL GÜÇLENDİRİLİR?"

İRADE, harekete geçme, KARARLARIMIZI UYGULAMA YETENEĞİMİZDİR. Duygu ya da koşullara göre değil İLKELERİMİZE BAĞLI OLARAK DAVRANMA GÜCÜMÜZDÜR.

Bilmeliyiz ki çevresel ve genetik etkiler çok güçlü olabilse de denetimimiz onların elinde değildir. Yaşadıklarımız seçimlerimizin sonucudur ve her davranışımızdan sorumluyuz. Ancak irademizi güçlendirerek kendimizin lideri, rehberi olabiliriz.

Eğer, “GEREK BENİM GEREKSE ULUSUMUN YAŞADIKLARINDAN, DAİMA VE SADECE BENİM DIŞIMDAKİ İNSANLAR SORUMLUDUR” dersek, örnek olarak da AB; ABD, AKP, RTE, FETHULLAH, İLLÜMÜNATİ, SİYONİZM, MASONLAR, SEBETAYCILAR VB, SORUMLUDUR” şeklinde düşünürsek, kendimizi aldatılmış, biçare, günahsız biri gibi görürüz. Bunun bilimsel adı, KURBAN PSİKOLOJİSİ” dir. İnsanin FARKINDALIĞININ, SORUMLULUĞUNUN GELİŞMESİNİ ENGELLER. Determinizm yasasına göre KİMSE KURBAN DEĞİLDİR. KENDİMİZ DIŞINDA SUÇLU ARAMAK BEYHUDEDİR. Her şeyin bir sebebi vardır. İnsan ve insan topluluklarının yaşadıkları da daima bir hak edişin sonucudur. Bu sebeple KANDIRILAN YOK, sebebiyet veren, zemin hazırlayan, KANDIRILMAYI HAK EDEN, VARDIR.

Yaşamımız seçimlerimizin sonucudur. KABAHATİ BAŞKALARINDA BULMAK, başkalarını, dış etkenleri veya çevreyi suçlamak, bunların ÜZERİMİZDE DENETİM KURMASINA İZİN VERMEKTEN BAŞKA İŞE YARAMAZ. O halde ya irademizi geliştirerek kendi rüzgarımızı estireceğiz ya da rüzgarın sürüklediği yaprak olacağız.

Peki, İRADEMİZİ NASIL GELİŞTİRİLEBİLİRİZ?

İrademizin geliştirilebilmesinin en iyi yolu, kendimize ve başkalarına SÖZ VERİP, SÖZÜMÜZÜ TUTMAKTIR. Verdiğimiz sözler o kadar önemlidir ki eğer ilkelere dayalı ise bizi İLKE MERKEZLİ bir insan haline getirir. BEN BUNU YAPACAĞIM” DEYİP SONRA DA YAPMAMIZ, kendimizin ve herkesin kolayca gözlemlediği bir tutarlılık, KİŞİSEL BÜTÜNLÜK oluşturur. Kişisel bütünlüğümüzü itina ile korumalı, sözümüzü yerine getirmeye özen gösterdiğimiz kadar, tutamayacağımız sözler vermemeye de dikkat etmeliyiz. Küçük adımlarla başlamak her zaman çok yararlıdır. Verdiğimiz sözler, yalnızca sabahları biraz daha erken kalkıp egzersiz yapmak, bu akşam televizyon seyretmemek ya da bir hafta boyunca damak zevkimize uymak yerine sağlıklı beslenmek gibi KÜÇÜK şeyler olsa bile, mutlaka TUTMALIYIZ. Böylece gücümüz yavaş yavaş artar. Sonunda da İRADEMİZ, üzerimizde etkili olan kuvvetlerin hepsinden daha GÜÇLÜ HALE GELİR.

 
Toplam blog
: 67
: 4845
Kayıt tarihi
: 11.12.06
 
 

Ayrik otu tohumu ekip, buğday imajinasyonu yaparak, Buğday  hasatı yapabilir misiniz? Her ne ..