Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

18 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yolcunun arkasından:"Yolun açık olsun!"

Yolcunun arkasından:"Yolun açık olsun!"
 

Sadık Üçok


Az önce yolcu çıktı bizim evden. Gidişlere neden alışamayız? Neden canımız yanar bu kadar sevdiğinse giden? Bütün gece yağmur yağdı. Ardından bakarken yine yağıyordu belki ulaşacağı yere gidene kadar da yağmaya devam edecekti.

Gece 2, 30 kalkmak ve bir şeyler hazırlamak ona. Kurabiye sözü vermek geldiği zaman. Eşyalarını ve giysilerini hazırlamak. "Acaba buna da ihtiyacı olur mu?" , "Şunu da koysam, belki lazım olur." diye endişe duymak ve ne koyarsanız koyun bavuluna "Acaba yeterli mi?" diye şüphe etmek yine de. Daha sonra kendinizden pay çıkarıp yeterli diye kanaat getirmek.

Bilirsiniz ki o an onu özleyeceksiniz. Size laf atmalarını, küçük çocuk gibi şımarmasını. Hatta bazen "Yavrum, bebişim, güzelim" diye hitap etmesini ve ona olan gülümsemenizi. Çünkü biliyorsun ki ona asla kızamazsın ister şımarık bir çocuk gibi davransın isterse de size hitap edilemeyecek şekilde hitap etsin.

Dün sabah:

-Datlum, bebişim.
-Yine ne var?
-Ya ben sana güzel güzel sesleniyorum sen ne diyon ya?!!
-Kesin bir şey isteyeceksin!
-Kız yelloz ne zaman istedim?
-Ne zaman istemedin ki? Hem ben sana her zaman ne diyorum! Hitap şekillerine dikkat et demiyor muyum?
-Ama yiiirim ben sana cidden demiyorum ki! Biliyorsun her zaman böyleyim ve seni seviyorum.
-Kes artık şu Burhan taklidini. Daha fazla özlememi mi istiyorsun?
-Ayy canım ablacım.
-Kes yağcılığı Yakışıklı.
-Ya abla ben de seni çok özleyeceğim.
-Yeter ama bu kadar işlerim var bir sürü. Şimdiden depresif takılmayalım dimi ama? Hadi yardım et çamaşırları asmama.
-Of ya ben erkeğim.
-Yapma ya! Paşaya bak sen! Tut şu sepeti.
-Tamam tamam...

Oflata, buflata iş yaptırmak ta pek zevkli. Zafer sizin ne de olsa.

Dün öğlen:

-Abla ya ben acıktım.
-İftara daha çok var. Ben sana her sahura karşı küçük çocuk gibi "Ye...Ye..." diye telkin etmiyor muyum?
-Aman bir şey yapmamışsın ki!
-Tuncay!!!
-Abla ya tamam ben istedim pizza yapmanı. Ama az geldi bana. Doymadım işte napim?
-İyi de 2 pizza yaptım. Nerene yedin? Bazen tam deli ediyorsun beni! Uykusuna kıyamıyor beyefendi! Zorla telkinle küçük çocuğa yemek yedirir gibi... Ben hem yemeği hazırlayayım diye erken kalkıyorum. Bir de sana mı yedireyim?
-Üff tamam abla ya!!! İftara ne yapacaksın?
-Off düşünürüz.
-Abla pide filan yapsana! Senin pidelerini özledim ama çalışıyorsun, yorgunsun diye yapmanı isteyemiyordum.
-:)) İstediğin pide olsun senin be! Böyle düşünceli çocuk ol canımı ye!
-İstemem ben pideni yerim!
-Gıcık!
-Sensin!

Dayanamaz elinize geçen küçük yastığı atıverirsiniz üzerine. O an çok bilmiş ve ukala tavrı yüzünden. O da size atar. Eee her şakanın sonunu getirmek gerek. Uzatmazsınız o an. Ama içinizden de "Elbet alırım bunun acısını!" diye düşünmeden de edemezsiniz. Tabii o an ki küçük atışmanız öyle kalıvermiştir.

Dün öğleden sonra telefon:

-Efendim?
-Tuncay'ın evi mi?
(Sanki üzerine tapulu. Burada Tuncay'dan başkaları da yaşıyor. Nerden buluyor böyle salak kızları bu çocuk?Gıcıklık değil mi? Görür şimdi.)
-Siz hangi Tuncay'ı aradınız? (Başka Tuncay yok bizim evde ama olsun. Bu soru karşısında şaşıracak ve yanlış aradığını düşünecek.)

Öyle de oluyor. Akıllı kızım vesselam :))

-Şey ben yanlış aradım sanırım.
-351..... bu numarayı mı çevirdiniz? (Bu ses bana tanıdık geliyor. Kim acaba? İnsan kendini tanıtır karşı tarafa!)
-Şeyy... ben yanlış aramışım. Kusura bakmayın.

Ahize kapandı.

Tekrar telefon:

-Tuncay telefona bak!
-Niye yaa!!! Sen baksana.
-Pidenin hamurunu yaparken nasıl bakabilirim? Ellerim hamurlu hamurlu. Bir şeye de itiraz etmeden yapsa!

...

-Abla pideyi yapmayı bırak!
-Neden?
-Neden olacak teyzemler bizi iftara çağırıyorlar.
-Şimdi mi haber veriyorlar yani? Napim ben bu hamuru ya? Keşkül de yaptım hem süt kalmasın diye hem de sen seviyorsun diye.
-Aman ya!!!
-Neyse ben yapayım sahurda yeriz artık. Hamuru bezle kapatınca bir şey olmaz. Keşkülü de miden de boş yer kalırsa daha sonra yersin.

Dün akşam:

-Bir tek böreği beğendim.
-Evet güzel olmuş. Hoş su doldurmaktan insanlara pek bir şey yiyemedim. Ama olsun. En azından aneannemi gördük. 2 aydır görmüyordum nerdeyse.
-Aman keyfi Bulgaristan'a gitti. Nasıl göreceksin?
-Ya sen her şeye söz koşmasana! Sana ne ayrıca? Kardeşlerini görmeye gitmiş.
-Tabii sen Edirne'ye gidince sadece paraya ihtiyacın olunca mesaj atarsın artık.
-Aaa öyle deme. 2 gün sonra mesaj çekerim. Doğum günün kutlu olsun diye.
-Aman eksik olsun. İstemem mesaj filan.
-Tamam o zaman ben de çekmem. Kontürü sokakta mı buluyorum?
-Ben de parayı sokakta bulmuyorum ama benim banka kartımı kullanıyorsun.
-Bir gün ödeyeceğim.
-Saçmalama istersen. Senden bir şey isteyecek olsam zaten baştan vermezdim.
-Biliyorum be güzelim. Bu akşam son gecemiz olacak!
-Heyy kendine gel. Duyan da ne anlayacak!
-Ama yavrum ya!!! Beni çok ararsın sonra.
-Hadi be pis seni!!! Seni arayan sen olsun. :))
-Görürsün sen şimdi!
-Yaklaşma bağırırım bak!

Gülüşmeler, kavga ettiğimizi sanan ebeveyn bakışları...

Onun vaktini en çok geçirdiği mekan veya yerlere bakarsınız.

Sahur 4.00:

-Abla çok güzel gözüküyorlar.
-Tamam ye işte.
(Koskoca tepsiden 4 tane kaldı. Hepsini o yemedi tabi. Ama ben bu kadar yenileceğini ummuyordum.)
Annem:
-Sen kaçta kalktın? Beni de uyutmadın.
-Anne niye kalkıp bakmadın? 2.30 kalktım ve anca fırında pişmesiyle 1, 5 saatte hazırladım zaten.
-İnsan kapıyı çeker.
-Bir dahakine çekerim. Kusura bakma!
-Güzel olmuş eline sağlık kızım.
-Sağol anne! Afiyet olsun. Çay içer misin daha?
-Evet.
-Tuncay sen?
-Evet abla.
-Abla gelince kurabiye yapacaksın değil mi?
-Yapacağım kardeşim. Senin karnında kurt filan mı var yoksa?
-Pastaneler açık mıdır şimdi?
-Neden sordun ki?
-Bunları götürüp satalım. Çok iyi para eder.
-:)) Deli misin sen? Ye çabuk daha bavuluna bakmadın. Eksik gelen bir şey varsa koyarız.
-Sen hazırladın nasıl olsa gerek yok.
-Sen yine de bak akıllı. Kontrol her zaman iyidir.

Sabaha karşı:

-Abla eline sağlık gerçekten, güzel olmuş.
-Afiyet olsun. Hoş yemek bitti. Afiyet zaten olmuş olmuyor mu?
-Bence de yanlış kullanılıyor.
-Yemeğin başında demeliyiz belki.
-Evet olabilir.
-Ama yemekten sonra da denmesinin manası midenin öğütülme aşaması yüzünden de olamaz mı?
-Evet mantıklı.
-Tamam yeter bu kadar afiyet olsun muhabbeti. Uyuyamadım zaten. Hem sende birazcık uyumaya çalış.

...

-Abla ya ben bilgisayara takılayım azıcık.
-İyi.
-Beni özlemesin sonra.
-Kesin özleyecek bence.
-Bence de :)

...

Gitme vakti:

-Kızım sen yatsana! Neden kalktın?
-Seni yolcu etmeden yatmam.
-İlk defa gitmiyorum ki!
-Her gidiş ilk gibidir. Neyse sen benim zevkime baksana!
-Yakışmış dimi?
-Yakışmamı süpersin yakışıklı!
-Abla senden stilist, modacı olurmuş.
-:) Yok be! Ben şaşaalı filan bir şey üretemem. Şaşaa lazım bu devirde. Hem sen eskiden böyle demezdin.
"Güzele ne yakışmaz?" derdin. Şapkanı almayacak mısın?
-Aa iyi ki hatırlattın abla ya! Getirsene!
-Al bakalım.
-Abla çantama koyuver.
-Arka bölüme koyuyorum.
-Çanta düzgün duruyor mu? Çok mu şişkin oldu?
-Yok ya daha ne şişkin çantalar oluyor. İyi. Valla yolda kızlar almasın benim Yakışıklı mı diye dilimi ısırıyorum :)
-Havalarını alırlar. Benim hayatımda senden başka güzel yok! (Birden öpüverir yanağınızdan. Alışkınızdır onun bu tavırlarına. Hoşunuza gider aslında.)
-Olur olur. Bırak şimdi yağcılığı. Yağmur çok yağıyor. Şemsiye alsana yanına.
-Yok ya! Elimde taşıyamam hiç.
-Tamam ama kenardan git, ıslanma fazla. Kendine çok iyi bak. Dikkat et kendine.
-Tamam abla.
-Yolun açık olsun canım kardeşim.

İçten bir sarılıştır bu. Sarılırken gerçekten ama gerçekten özleyeceğinizi bilirsiniz. Uykunuz da olsa boş evde uyumak istemezsiniz. Dağınıklığına bakarsınız. Odada beraber kaldığınız için boş yatağına bakarsınız. Bilgisayar başındaki hallerini hatırlarsınız. Dağınıklığı toparlamak önce zor gelir. Daha sonra dolabını düzgün bulmasına sevineceğini bildiğiniz için bir ucundan tutar, size hitap etme biçimini, bazen çekilmez bir velet gibi davrandığını kabullenseniz de onu sevdiğinizi ve özleyeceğinizi o an biliyorsunuzdur.

Yolcu gitmiştir belki ama onun yerine eve özlem misafir olmuştur.

 
Toplam blog
: 128
: 1145
Kayıt tarihi
: 23.11.07
 
 

Herkes gibi yazar, çizerim. Dünyamı boyarım hepsi bu!..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara