- Kategori
- Güncel
Yolun ışık olsun Tarık Akan

ÖZLEYECEĞİZ SENİ
18 Eylül 2016
Türk halkı bir yiğidini daha toprağa verdi !....
Gittikçe azalıyor olmamızın kederi ile dolmuş bir haldeyim... Rahmetli demek bile gelmiyor içimden Sayın Tarık Akan'a...
Bir dönem Bakırköy'de karşılaşmıştım kendisi ile; üstü açık otomobilinden selam vermişti bana, sanki bir yakını ile selamlaşır gibiydi yüz ifadesi. Halkın içinden çıkan bir jön değil de; sanki sıradan, komşumuzun çocuğu gibiydi, o güleç yüzünü çok net hatırlıyorum şimdi bile...
Korkusuzdu, cengaver bir ruh taşırdı o heybetli duruşunda. İlk sinema filmlerini seyrettiğimde, genç bir delikanlı, Yeşilçam'ın uçarı çocuğu gibi hayal perdesindeydi o görüntüler.
Zamanın akışı ile melodram salon hikayelerinden vazgeçip, gerçek hayatın serüvenlerine, Anadolu insanının çaresiz yolculuğuna nefes verdi...
Ardından ise uluslararası sinema ödülleri ile taçlanan bir üne sahip oldu. Aslına bakarsanız, Tarık Akan hep içinde taşıdı o derin yurt sevdasını.
Yoksulluğu ve çaresizliği, Anadolu'nun yitik insanlarını anlattı. Gerçek hayatta olduğu gibi oynamadı, yaşadı, hem de dolu dolu ! ve o koca yüreğine yerleştirdi insan sevgisini...
Türkiye'nin güzel insanı ; hiç üzülme sakın, sen artık unutulmazların içindesin!
Ardında bıraktığın sevgi öylesine büyük ki caddeler sokaklar tam bir insan seline dönüştü.
Güzel insan; yerinde rahat uyu sen, mekanın cennet olsun!...
Ve 19 Eylül 2016 sabahı...
Hazan günleridir bugünler, dünden bugüne uzanan keder günleri. Hasat zamanıdır şimdi, harmanların savrulduğu, tarlalarda üç beş kuruşa çalışan kadınlar.
Sabahın alaca karanlığında sırtında taşıdığı yavrusuyla, ancak ekmek parasına yetecek kadar aldığı para ile, nefes almadan akşam yemeğine azık arayan kadınlar.
Hani denk gelip bir soru sorabilseniz o gencecik sırtında bebesiyle çalışan kadına, inanın güleç bir yüzle cevap verir size. Ve; çalışmadan olmaz ki der, devam der, çocuklarımın karnını doyurmak için her işi yaparım ben der. Bebelerimin büyüyüp mekteplerde okumalarını isterim, ırgat gibi sabahtan akşama tarlada, bağlarda çalışmasınlar diyedir buralarda olmam. Karın tokluğuna çalışsamda, hep şükrederek giderim evime ...
İşte bu anlatımlar Anadolu yaşamından küçük dokunuşlardır aslında ve buna benzer tüm hikayeler. İşte o sebeple Anadolu'nun o içten seslerini, hayatlarını bizler için beyaz perdeye yansıtıp can veren o güzel insana " Tarık Akan 'a " ithaf ediyorum bu yazımı da...
ELA ÜLGER