- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yöneticilere e-günlük :)
Günaydın e-günlüğüm;
Bu sabah erken başladım yazmaya. Bakalım kaç kez gidip gelip yazacağım?
Dün gece koşu ve yürüyüşe devam ettim ve bu sabah ağrısız olarak kalktım. Vücut alıştı. Şimdi her gün tempoyu biraz artırmam gerek ki yine ağrısın:)
Hava yine bulutlu sevgili günlük, ama sanırım açacak. Zaten hava kapalı ama soğuk değil.
Şimdiye kadar beş kez gidip geldim:)
Kargalar yuva yapıyorlar. Sanırım bir iki aya kadar ortalıkta talim yapan kargalar göreceğiz. Çok becerikli ve bir o kadar da disiplinli, organize yaratıklar. Erkek kargalar ince dal ve kuru çimen parçaları taşıyıp yuva yapacakları yere götürüyorlar. Burada bekleyen dişi de gelen dal ve çimenleri ıslatıp çamurla karıştırarak yuvayı yapıyor. Dalları bir dizişi var, sanki kırk yıllık mühendis:) Bu arada bir kaç aile üyesi de etrafı kolaçan ediyor. Tam bir dayanışma içindeler. Hele ki bir de ailenin en sözü geçeni var ki (henüz çözemedim) herhal de o da en yaşlı olanı veya en güçlü olanı veya en tecrübeli olanı... O geldiği zaman bütün kargalar çekiliyor, yiyecekleri bile bırakıyorlar.
Bir anaokulu abonem var. Bugün onlara servise gittiğim de çocuklar yeni derslerini işliyorlar dı. Dersin konusu kediler. Dün gece mutfak da buzdolabı arkasına altı adet yavru yapmış ve bütün okul öğretmenleri ile çocuklar uzaktan onları izliyor:) Gece en güvenli, sakin yeri bulmuş ve doğurmuş garibim... Umarım yavrularını insanlardan uzak ve sağlıklı büyütür:)
Bu arada çok dramatik bir olay yaşanıyor dünya da. Petrol zengini Çad'da insanlar ve çocuklar bütün dünyanın gözü önünde açlıktan ve hastalıktan ölüyor. Türkiye de orada eczane açmış(!) Yine zavallıları kobay olarak kullanacaklar. Aç insana ilaç mı gönderilir? Neden yemek çadırı kurmuyorlar da eczane açıyorlar anlamak olası değil. İşte emperyalizmin savunmasız bir ülkeye yaptıkları. Çok acı çok.
Bir türlü işler istediğim gibi olmuyor günlükcüğüm. Her seferin de bir aksilik, bir engel çıkıyor. Bundan sonra kesinlikle kimseye ihtiyacım olmadan yapabileceğim bir iş bulup yapacağım:) İnsan faktörü her yaptığım iş de karşıma bir duvar gibi çıkıp durdu. Yine de pek sorun etmiyorum. Mücadeleye devam. Her işte bir hayır vardır derler. Belki de vardır.
Sevgili e-günlüğüm; Bugün zor yazdım desem inanır mısın bilmem ama, yazmak istemeden başladım yazmaya...
Dün notlarımın arasın da yöneticilikle ilgili. Onu sana yazayım da belki iler de günlükler yöneticisi falan olursan lazım olur.
Dünya Gazetesinden alınan bir yazıyı aktaracağım. 13/09/1998
YÖNETİCİLER VE İŞ DÜNYASI İÇİN 70 YILLIK BİRİKİMİN ÖZETİ
* Tecrübe, bir insanın hayatta yaptığı hataların toplamıdır.
* Bir insanın en büyük vasfı, kendi eksikliğini bilmesidir.
* İyi yönetici insiyatif kullanabilendir.
* İş yaşamında tatminsizlik, gelişme ve büyüme için şarttır.
* Yönetim, akıl ve mantıkla başarılır.
* Yalnız gözlerimizle değil, aklımızla da görmeliyiz.
* Yöneticiler karar almak için vardır.
* Plan, bütçe, proje lüzumlu ancak uygulama önemlidir.
*İpin ucu kaçtı mı, bir düğüm yapıp bekleyeceksin.
*Tatilinizi iş seyahatinize çevirebiliyor musunuz? Gece gündüz işinizi düşünme basiretini gösterebiliyor musunuz? İşte yöneticilik budur.
* "Çok meşgulüm", İşim çok" "Çok yoğunum" sözleri, beceriksiz ve kusurlu idarecilerin haksız şikayetleridir.
* Yönetim de uzlaşma için diyalog şarttır.
* Tevazu, bilgide ve üstün olanda bulunur.
* Yumuşak konuş, büyük sopa taşı.
* Gerçek tabandadır. Tavanda değil taban da dolaşalım.
Umarım bir gün işine yarar sevgili günlük. Benim pek işime yaradı denemez ama hepsi olmasa da yine de içinden bazı maddeler yaşamda ve iş hayatın da işe yarıyor.
Değerli e-günlüğüm; bugün bulutlu bir hoşçakal diyeyim sana
Umarım yarın görüşürüz...
Biliyor musun? Rodin'in ünlü "düşünen adam" heykeli, aslın da İtalyan şair Dante'nin portresi imiş...
Güzel söz: "Yapılırken heyecan duyulmayan işler asla başarılamaz" EMERJON
Bu sabah erken başladım yazmaya. Bakalım kaç kez gidip gelip yazacağım?
Dün gece koşu ve yürüyüşe devam ettim ve bu sabah ağrısız olarak kalktım. Vücut alıştı. Şimdi her gün tempoyu biraz artırmam gerek ki yine ağrısın:)
Hava yine bulutlu sevgili günlük, ama sanırım açacak. Zaten hava kapalı ama soğuk değil.
Şimdiye kadar beş kez gidip geldim:)
Kargalar yuva yapıyorlar. Sanırım bir iki aya kadar ortalıkta talim yapan kargalar göreceğiz. Çok becerikli ve bir o kadar da disiplinli, organize yaratıklar. Erkek kargalar ince dal ve kuru çimen parçaları taşıyıp yuva yapacakları yere götürüyorlar. Burada bekleyen dişi de gelen dal ve çimenleri ıslatıp çamurla karıştırarak yuvayı yapıyor. Dalları bir dizişi var, sanki kırk yıllık mühendis:) Bu arada bir kaç aile üyesi de etrafı kolaçan ediyor. Tam bir dayanışma içindeler. Hele ki bir de ailenin en sözü geçeni var ki (henüz çözemedim) herhal de o da en yaşlı olanı veya en güçlü olanı veya en tecrübeli olanı... O geldiği zaman bütün kargalar çekiliyor, yiyecekleri bile bırakıyorlar.
Bir anaokulu abonem var. Bugün onlara servise gittiğim de çocuklar yeni derslerini işliyorlar dı. Dersin konusu kediler. Dün gece mutfak da buzdolabı arkasına altı adet yavru yapmış ve bütün okul öğretmenleri ile çocuklar uzaktan onları izliyor:) Gece en güvenli, sakin yeri bulmuş ve doğurmuş garibim... Umarım yavrularını insanlardan uzak ve sağlıklı büyütür:)
Bu arada çok dramatik bir olay yaşanıyor dünya da. Petrol zengini Çad'da insanlar ve çocuklar bütün dünyanın gözü önünde açlıktan ve hastalıktan ölüyor. Türkiye de orada eczane açmış(!) Yine zavallıları kobay olarak kullanacaklar. Aç insana ilaç mı gönderilir? Neden yemek çadırı kurmuyorlar da eczane açıyorlar anlamak olası değil. İşte emperyalizmin savunmasız bir ülkeye yaptıkları. Çok acı çok.
Bir türlü işler istediğim gibi olmuyor günlükcüğüm. Her seferin de bir aksilik, bir engel çıkıyor. Bundan sonra kesinlikle kimseye ihtiyacım olmadan yapabileceğim bir iş bulup yapacağım:) İnsan faktörü her yaptığım iş de karşıma bir duvar gibi çıkıp durdu. Yine de pek sorun etmiyorum. Mücadeleye devam. Her işte bir hayır vardır derler. Belki de vardır.
Sevgili e-günlüğüm; Bugün zor yazdım desem inanır mısın bilmem ama, yazmak istemeden başladım yazmaya...
Dün notlarımın arasın da yöneticilikle ilgili. Onu sana yazayım da belki iler de günlükler yöneticisi falan olursan lazım olur.
Dünya Gazetesinden alınan bir yazıyı aktaracağım. 13/09/1998
YÖNETİCİLER VE İŞ DÜNYASI İÇİN 70 YILLIK BİRİKİMİN ÖZETİ
* Tecrübe, bir insanın hayatta yaptığı hataların toplamıdır.
* Bir insanın en büyük vasfı, kendi eksikliğini bilmesidir.
* İyi yönetici insiyatif kullanabilendir.
* İş yaşamında tatminsizlik, gelişme ve büyüme için şarttır.
* Yönetim, akıl ve mantıkla başarılır.
* Yalnız gözlerimizle değil, aklımızla da görmeliyiz.
* Yöneticiler karar almak için vardır.
* Plan, bütçe, proje lüzumlu ancak uygulama önemlidir.
*İpin ucu kaçtı mı, bir düğüm yapıp bekleyeceksin.
*Tatilinizi iş seyahatinize çevirebiliyor musunuz? Gece gündüz işinizi düşünme basiretini gösterebiliyor musunuz? İşte yöneticilik budur.
* "Çok meşgulüm", İşim çok" "Çok yoğunum" sözleri, beceriksiz ve kusurlu idarecilerin haksız şikayetleridir.
* Yönetim de uzlaşma için diyalog şarttır.
* Tevazu, bilgide ve üstün olanda bulunur.
* Yumuşak konuş, büyük sopa taşı.
* Gerçek tabandadır. Tavanda değil taban da dolaşalım.
Umarım bir gün işine yarar sevgili günlük. Benim pek işime yaradı denemez ama hepsi olmasa da yine de içinden bazı maddeler yaşamda ve iş hayatın da işe yarıyor.
Değerli e-günlüğüm; bugün bulutlu bir hoşçakal diyeyim sana
Umarım yarın görüşürüz...
Biliyor musun? Rodin'in ünlü "düşünen adam" heykeli, aslın da İtalyan şair Dante'nin portresi imiş...
Güzel söz: "Yapılırken heyecan duyulmayan işler asla başarılamaz" EMERJON