- Kategori
- İş Yaşamı - Kariyer
Yöneticinin Müdürün / Liderin ekip ile uyumu
Yöneticinin Müdürün / Liderin ekip ile uyumu, at ve bincinin uyumuna benzer. Binici gideceği mesafeyi at üzerinde gider ama at ile ilgilenmesi, onun dinlendirmesi hatta sevmesi, atını tanıması, onun sınırlarını, hareket kabiliyeti, zıplayabilme yeteneğini, dayanıklılığını bilmesi ve bu yetenekleri kullanması hatta geliştirmesi gerekir, doğru zaman ve doğru yerde kırbaçlaması (hızlandırması ve gaza getirmesi ), bazen de at ile birlikte yürümesi gerekir. İşte böyle at ile birlikte bir bütün olarak hareket edebilirler.
Yeni geldiğim şubeydi, şube müdürü beni yanına çağırarak, yeni bir müşterinin dosyanı vereceğini ama henüz tüm evrakların gelmediğini, söyledi kendisine teşekkür ettim ve evrakları tamamlayabileceğimi söyledim. Bana ben tamamlarım dedi anlam veremedim. Yaklaşık 1-2 hafta sonra aynı müşterinin evraklarını daha henüz tamamlayamadığını söyledi, ben tekrarladım ben tamamlayabilirim ! ne gariptir, kendisinin tamamlaması konusunda ısrarcıydı, baya bir şaşırmış ve hiç anlam verememiştim. Çok sonraları bu olay, şube toplantısında müşterileri zaten ben buluyorum dediğinde, ilk şubeye geldiğimde yaşadığım bu firma dosyası tamamlama olayı hatırladığım da anladım, kendisinin bu konuda büyük egosu vardı, zaten bu ego bir çok müşteri bulmasına bir çok işlemde ve müşteride pazarlamacıdan çok aktif rol oynamasına sebep olmuştu. Özellikle hacmi büyük müşterilerde en ufak işlemlerinde kendisini aradıklarına bir çok kez şahit oldum. Ama şubedeki ilk yılı iyi rakamlara ulaşmasına rağmen ikici yıl aynı başarıyı tekrarlayamadı çünkü ilk yıl şube küçüktü, fakat 2. Yıl şubenin hacmi büyüdüğünde her şeye yetişemedi (pazarlama anlamında ) Aynı yolun büyük çoğunluğunu atı üzerinde gitmek yerine yanında gitmeye çalışan binici gibiydi ,
Bir müdürün en büyük egosu, hedefine çalışanları aracılığıyla ulaşmasıdır. Çalışanlardan max. verim alması ve çalışanlarının gelişimlerini sağlaması noktasında olmalıdır. Elbette müdürün hem pazarlamada, tahsis ve teftiş süreçlerinde çalışandan daha aktif rol üsleneceği durumlar olacaktır. Ama bu durum personelin tembelleşmesini sanki bu durum şube müdürün esas görevi şekilde bir bilinç oluşmasına sebep vermeyecek düzeyde olmalıdır. Yani müdür yolun büyük çoğunluğunu at üzerinde gitmelidir. 1 kişi ne kadar yetenekli olursa olsun 10 kişinin yaptığı işi yapamaz.
Farklı bir şubede olduğum zamanlarda, 3 portföy yönetmeni öğle arasında yemekdeytik. 5 dk. sonra şube müdürü geldi masamızda yer olmasına karşın farklı bir masada oturdu. Dışarıya çıktığımızda bu durumu çok yadırgayarak anlamsız karşılamıştık. Bu şube müdürü pazarlama ve tahsis süreçlerinde son derece pasif olup vaktinin önemli kısmını odasında geçiriyordu bu durum tüm şube ve özellikle pazarlamacılar tarafından şikayet konusuydu. Sudan sebeplerden dolayı gereksiz aşağılamaları vardı, zaman geçtikçe anladım ki böyle üsten davranmak hoşuna gidiyor böyle tatmin oluyordu. Bir keresinde portföyümdeki önemli bir müşterimin yurt dışındaki bir firmaya ortaklık yapmasından dolayı, kredilerinin kapatılmasının toplantısına şubede olmasına rağmen ufak bir sağlık sorunu bahane ederek katılmamıştı. Hatta bir arkadaşa şubeden 10 dk. erken çıkması için izin vermemişti. Bu da bütün mesafe atı üzerinde giden, atı ile hiç ilgilenmeyen hatta ona kötü davranan, dinlenmesine izin vermeyen biniciye benzetilebilir. Bazı dizi yada filmlerde rastlamışsınızdır. Sahibi onu kötü davrandığı için sahiplerini üzerinde atan atlar vardır. Bu şubedeki müdürüm de bunu yaşamış ben o şubeden ayrıldıktan kısa bir süre sonra çalışanların, müdüre karşı toplu hareket ederek, şube müdürünü bir üst müdürlüğe şikayet ettiklerini duymuştum.
Gidilecek mesafeyi binici at kadar hızlı gidemez, at binici olmadan yolunu bulamaz, bu yüzden birlikte hareket etmelidirler. Bu uzun kariyer yolculuğunda müdürün ekibe ihtiyacı olduğu gibi ekibin de müdüre (lidere ) ihtiyacı vardır.