- Kategori
- Şiir
Yosun gülümsemesi
yağmurlar vardı, hepsini yağdım
ne beklenen gelendi ne gelen beklenendi
devrildim sabrın tehditkâr kabzasıyla
uygarlık yarım kaldı, dedim ey zerdüşt
ve yarım barbarlık da
ikisi de caymadı...
gökyüzü soldu
avuçlarımda gencecik bulutlar öldü
ardımdan sürüyerek getirdim kendi ölümü
alın dijital dünyanıza kadavra yaparsınız
içimde yarım kalmış bir orman
içimde yanmış kalmış bir orman...
Yılmaz odabaşı
Esen lodosta,
Dalgalarınla ağlayan sesin
Göğsümü yırtar…
Kıyılarım sarsılır, kırılır
Kucaklar kanatlarım.
Karanlığına gebe
Gün savrulur, güneşsiz.
Dolunay mateme kuşanır.
Bilirim Gül’üm,
Yadigâr bulutlarında yumru düşler,
Geceye mülteci, puslu yıldızlarındır.
Sen yine de
Sonsuz döngüde kaya kuytusunda
Bir yosunun gülümsemesini unutma…