Yugoslavya, Ortadoğu, Türkiye

Dünya, binlerce yıllık geçmişi olan parça pinçik küçük devletlerden bağımsız Krallıklara İmparatorluklara geçip binlerce yıllık bu süreci de tamamladıktan sonra devletler dönemine geçmiş ancak devlet yönetim tarzının da kısa sürede sonuna gelindiği bu defa Dünya Merkezi Yönetimli küçük devletçiklere dönüşme sürecinin yaşandığı anlaşılmaktadır.

Öncelikle aynı dil kökeninden gelen ancak farklı lehçeleri, mezhepleri ve BOŞNAKLARIN Müslümanlığıyla inanç farklılığı olan YUGOSLAVYA’IN beşe bölünmesi ve ARAP BAHARIYLA değişen Kuzey AKDENİZ devlet yönetimlerinin hangi merkezin güdümünde olduğu göz ardı edilmeden Ortadoğu’yu anlamaya çalışmak gerek…

Türkiye’ye bakarsak Kürt nüfusun özellikle Büyük Şehirler olmak üzere her bölgeye dağıldığı göz ardı edilmeden akılcı politikalar üretilmesi gerekir.    

1991 Körfez krizinden sonra oluşan KÜRDİSTAN ÖZERK BÖLGESİ ile IRAK’IN Kürt, Şİİ ve Sünni olarak üçe ayrışmasına paralel Avrupa’da beşe bölünen Yugoslavya gibi Suriye’nin de en az dörde ayrışmasının önlenemez süreci yaşanırken Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunma politikasının geçersizliği anlaşılarak Türkiye’nin Ortadoğu Politikası radikal bir şekilde revize edilmelidir.

Kırk yıldır bölgesel oluşumu ve uluslararası yapılanması izlenen, ABD’yi Rusya’yı veya İran’ı arkasına alan illegal örgütleri yok etmek mümkün olsa da üreteceği ekonomik ve sosyal tahribatı onarmak mümkün olabilecek midir? Duruma bu açıdan da bakmak gerekir.

Global Finans şirketleri ürettikleri stratejilerle silah, enerji, medya ve bilişim sektörlerine hâkimiyet sağlayarak oluşturduğu devletler üstü hâkim konumla üreteceği finans oyunlarına rağmen orta ölçekli bir devletin gücünün ne kadar olacağı atlanmadan ulusal politikalar oluşturulmalıdır.

Kadri KANPAK