Demokratik Parlamenter Sistem

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, demokrasilerde çıta aşağıya çekilmez tam tersine her zaman ve her koşulda demokrasinin çıtası yükseltilmek için uğraş verilir. Yaklaşık 200 yıl demokrasi tecrübesi ve birikimine sahip Türkiye’nin de bu çıtayı yere indirmemelidir.

Türkiye cumhuriyeti devleti kurulurken, demokrasinin temelleri üzerine inşa edildi. Ve en önemlisi de demokrasinin olmazsa olmazı parlamentonun işleyişi demokratik sistemle ülkeyi yönetilme konumuna sahipti. Demokrasiyle yönetilen ülkeleri bu Türkiye de dahil ve en başta gelen ülkelerden biridir, diğer ülkelerden ayıran en önemli özellikleri herkes iyi bilir ki, güçlü demokratik bir parlamentoya sahip olmaları ve bu yönetimle idare edilmeleridir.

Türkiye son zamanlarda hiç olmadığı kadar zor günlerden geçiyor. Cumhuriyet adeta demokrasinin demokrasi de cumhuriyetin kıskacında. Birbirini hiç desteklenmeyen bir konuma getirildi önemli iki erk. Partili cumhurbaşkanlığı sistemi devletin sistemini de kilitledi. Milletvekilleri bile bakanlara hatta danışmanlarına ulaşamayınca Meclis açılınca nöbetçi bakan formülünü devreye sokacaklarının hesabının yapılması bile demokratik parlamenter sistemin ne kadar gerekli ve ihtiyaç olduğu bir kez daha anlaşıldı. Demokrasilerde sistem tıkandı mı bürokrasi de hak hukuk adalet de tıkanır. Devletin en tepesinden en aşağıya yönetim çarkı karmakarışık bir hal olur. Halk milletvekilliye milletvekili de bakana bakan da cumhurbaşkanı oluşmaması doğal olmasa da olacağı beklenen bir durumdur.

Ülkenin sağlıklı, tam takır ve sorunsuz yönetilmenin en büyük destekçisi sağlayıcısı halkın temsil edildiği büyük millet meclisidir. Onun da sağlam olmasını sağlayan erk ise demokrasidir. Demokratik parlamenter sistem bir ülkenin yapı taşıdır onu ortadan kaldırır veya devre dışı bırakırsanız ülke her alanda ilerlemenin ve gelişmenin aksine geriler. Bunu Orta Doğu ülkelerinde bariz bir şekilde görmek mümkün. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet demokratik çağdaş laik bir hukuk devletiyle taçlandı ve kurucu Türkiye Büyük Millet Meclisi de demokrasinin temelleri üzerine inşa edilen demokratik parlamenter sistemle yönetilip işleyişi sağlanmıştır. Türkiye cumhuriyeti devletinin bu günlere gelmesi ve hızla ayağa kalkıp büyük mesafeleri kat etmesi hiç şüphesiz güçlü bir demokratik parlamenter sisteme sahip bir meclisin çatısı altında alınan karar ve çoğulcu dayanışmaya dayalı bir yönetme kabiliyetiyle olmuştur. Atatürk’ün ilke inkılap ve cumhuriyetin değerleriyle daha da çok güçlenen Türkiye Büyük Millet Meclisi ülkeyi bu günlere getirmesini sağlamasının yegane yapı taşı demokrasiydi.

Türkiye’nin her alanda gelişmesinin ve dünyanın her yerinde var olmasının hatta büyük devlet olma vasfına erişmesinin temel dinamiği demokrasiyi iyi benimsemesidir. Temsil kabiliyetinin ve gücünün azaldığı bir ülke ayakta durması zorlaşır. Ülkenin geleceği yalnızca ve yalnızca temsil gücünün en çok kendini hissettirdiği demokratik parlamenter meclislerde olur. Bilhassa bu Türkiye gibi demokrasiyle yönetilen ülkeler için şarttır.