Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '07

 
Kategori
Futbol
 

Yunanistan'ı Yendik, Eeee?

Yunanistan'ı Yendik, Eeee?
 

Norveç'le de berabere kaldık. Sonra? Sonrası, halen dinmeyen bir sarhoşluk havası!.. Sanki kupayı aldık da ülkeye getirdik. Gazetede internet sayfalarında ya da ilk sayfada gözüme ufak tefek başlıklar takılıyor ister istemez, yoksa spor sayfasını okuyan biri bile değilim. "Spiker çıldırdı!.." bunlardan biri mesela. "Hamit'in Füzeleri İçin Tıklayın." Olur!..

Hürriyet'in kapağındaki haberi görmesem yazmayacaktım, oynayan oynasın, kazanan kazansın, seyreden seyretsin. Ama okuyunca çıldırdım resmen!.. Yoksa Yunanistan galibiyeti sonrası havalara girip, kupaya uzanacağımızı sanmaya başlamış değilim. Dünya 3.sü olmak da işte öylesine bir şeydi, bir süre adımızdan sözedildi ve bit-tiiii!.. Bu kadardı işte, ötesi yok. Yunan kalecinin hataları yüzünden o gollerin atıldığını yazıyordu Yalçın Doğan köşesinde. Bilmiyorum, belki spor yazarları da zafer çığlıkları atmak yerine bu konuya değinmiştir. Ben bir tek o köşede gördüm serinkanlı bir yorumu. Neyse, kısa kesip sadede geleyim.

Haberin başlığı, "Tam Altın Golmüş". Altta da diğer alt başlıklar; "Hamit Altıntop kurtardı" ve "Ulusoy coştu". Haberin kısa özeti: "Soyunma odasına gidip millilere 150 bin YTL prim vaat eden Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy üyeler bastırınca, prime zam yapıp 200 bin YTL'ye çıkardı." Devamında da, "Ancak diğer üyelerin de araya girmesiyle coşan Ulusoy, 'Türkiye, sizlerin sayesinde dünyanın en çok konuştuğu ülkeler arasına girdi. Bu nedenle hepinize 200'er bin YTL prim, ananızın ak sütü gibi helal olsun.' diye konuştu."

Sayın Ulusoy o zaman Ermeni diasporasına ve Kıbrıs Rum kesimine de aynı primleri verse ya, ne de olsa onlar sayesinde de Türkiye hakkında çoook konuşuluyor.

Sanki kendi ceplerinden çıkıyor bu paralar. Sanki kapı kapı dolaşıp da yardım toplamışlar, onları dağıtıyorlar ulufe niyetine!.. Sanki Yunanistan'ı yenip son anda Norveç karşısında yenilgiden (hezimet mi demeli yoksa) kurtulunca boyumuz birer karış uzadı, eğitim düzeyimiz yükseldi, kişi başına milli gelirimiz artmakla kalmadı gelir dağılımı da dengeli hale geldi, bebek ölümleri azaldı, hastanelerde kuyruklar kalmadı, bilim alanında Nobel'ler kazandık, AB kapımızı aşındırmaya başladı "Ne olur bize katılın!.." diye.

Oysa hepimiz biliyoruz ve de dibine kadar farkındayız ki, bir hadi bilemedin iki gün sürecek bir kıvanç yaşamaktan öte bu galibiyetlerin bir anlamı yok. Birilerinin yaşamı değişiyorsa, bu yalnızca futbolcular ve de onları çalıştıranlar oluyor. Ayda 125 bin YTL maaş bağlanan Terim gibi. Gülenleriniz var, hayırdır? Aylık 125 bin YTL, eski değeriyle 125 milyar az mı diyorsunuz? Haklısınız, nasıl ki milyon "dolarlık" sözleşmeler yalnızca gazeteler üzerinde yer alıyor, nedense Maliye'ye verilen kayıtlara 700-800 bin YTL olarak yansıtılıyorsa, Terim'in maaşı da herhalde yalnızca resmiyette böyledir. Öyle olmasa da önemli mi? Adam ayda bir ev parası kazanıyor, yetmez mi? Amigonun jipinden Glock marka tabanca çıktı yazıyordu bir başka haberde de. İşte bu saadet zincirinden yararlananlar kısıtlı. Bu paralardan yararlanan daha kaç kişi vardır ki?!? Var mı bu yazıyı okuyanlar arasında İddaa ya da benzer bir şans oyunu dışında futbol üzerinden para kazanan? (Bir not: İddaa'da en çok Yunanistan'ın galibiyeti için oynanmış).

Salazar değil miydi Portekiz'i 3 F ile yöneten? Fado, fiesta, futbol!.. "Futbol olmasaydı ben Portekiz'i yönetemezdim." diyen ve Lizbon'a "Bana onbinleri uyutacak bir beşik yapın!" emriyle büyük bir stadyum yaptıran diktatör!.. Biz de mi uyuyoruz ne, hem de ayakta?!?

 
Toplam blog
: 39
: 2139
Kayıt tarihi
: 05.03.07
 
 

Bankacılığı bırakıp kendini reel sektörün kollarına atmış bir adamım... Kitaro başta olmak üzere ..