Yüreğim sızladı, içim kan ağladı!

Sekiz asker serbest ama... Terör Örgütü PKK'nin Dağlıca baskını sırasında on iki asker öldürülmüş, on altı asker yaralanmış ve sekiz asker de kaçırılmıştı.
Bu askerler nasıl kaçırıldı, ne oldu pek anlaşılmıyor? Başbakan Erdoğan'ın ABD ziyaretinden bir gün evvel serbest bırakıldılar. Bu serbest bırakılmadan iğrenç görüntüler yansıdı medyaya.

APO denilen cellatın resmi ve teröristlerin önünde T.B.M.M.'nin üç milletvekili ellerini bağlamış, esas duruşta bekliyorlar. Daha sonra teröristlerce tutulan zabıtlara imza atıp askerleri teslim alıyorlar.

Rezalet ki ne rezalet!

Bu milletvekillerinin teröristlerin bulunduğu yerlere nasıl gittiği de bilinmiyor.
Hani Barzani'nin adamları bulamıyorlardı teröristleri?

Bunlar nasıl buldular ki? Çok arayıp yorulmamışlardır inşallah (!) Yüreğim sızladı. İçim kan ağladı, gözlerim yaşardı.

Bu insanlar allem ettiler, kallem ettiler, Meclis'e girip grup kurdular.
Yönetimine katkıda bulunmaları gereken Devlet'e meydan okuyorlar.

Ordumuzu küçük düşürüyorlar.

Askerlerin serbest bırakılmalarına, sözde yardımcı olan milletvekillerinden,
Van milletvekili Fatma Kurtulan'ın eşinin dağlarda terörist olduğu söyleniyor.

PİKO kod adlı Salman Kurtulan 9 yıldır dağlarda teröristlik yapıyormuş, devlete karşı eylem içinde, eşi ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Yüce Meclisi'nde milletvekili. Hangi milletin vekili? Terörist milletinin mi?

Utanmak duygusu kalmamak üzere. Gitti gidiyor, bitti bitiyor...

Kendisine sorulduğunda cevap vermiyor. Ama DTP'li arkadaşları,

"Özel konu!" diyor.

Meclis çatısı altında yemin etmiş, Türk ulusunun refahı için çalışacağına and içmiş
bir milletvekilinin kocasının dağda terörist olduğu söylentileri ortalarda.
Kadın cevap vermiyor. Özel konuymuş.

Açsana ağzını!

"Yok böyle bir şey!" desene. Ya da "Evet benim eşim terörist, ben de terörist ruhluyum!" de.

Ye popona tekmeyi, git!

Resmin birinde de serbest bırakılan askerlerden birisi affedersiniz salakça ellerini ensesine götürmüş. Kaşıyor mu ne! Ama sanki elleri kafasında esir asker durumunda. Ötekilerin serbest duruşlarını görmesem, çapulcu teröristlerin askerlerimizi iyice aşağıladıklarını düşüneceğim.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Türkiye’ye getirilen sekiz askerle ilgili olarak, "Türk askerinin birkaç tane çapulcuyla birlikte gitmiş olduğu gibi bir izlenim beni rahatsız etti" demiş.

"Kaçırıldıkları yönünde haberler vardı. Kaçırılmadılar, teslim mi oldular?"
sorusuna karşılık Şahin, "Hayır. Böyle bir beyanda bulunamam, " demiş. "Bizim askerimiz, bizim Mehmetçiğimiz vatanı korurken gerektiğinde her an şehit olmayı göze alan bir askerdir." diye eklemiş.

İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor:

" Bu 8 askerimiz şehit olmayı göze alamamışlar mı acaba?
Yoksa başka dümenler mi dönüyor da haberimiz yok?"

Yüreğim sızladı... İçim kan ağladı...

Mehmetçiklerimiz bir de vedalaşıyorlar kadın teröristlerle. Sanki bir eğlenceden dönüyorlarmış gibi gülerek.
Sanki birbirlerine ''tekrar görüşmek üzere'' diyorlar.

Bir şeyler var benim anlayamadığım ama ne?

Bu normal değil.

Yüreğimin sızlaması, içimin kan ağlaması normal...

Saygılarımla.
Mustafa Mumcu

Resim: Milliyet Gazetesi haberlerinden montaj.
NOT: Milliyet Blog Yazarları Antolojisi çıkıyor.
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=74150