Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '07

 
Kategori
Spor Eğitimi
 

Yürekli sevgiyle dolu olanlara

Yürekli sevgiyle dolu olanlara
 

Yaptıklarının sorumluluğunu alanlara atfediyorum.
BOSTANCI
Zatlardan biri her yıl seyehate çıkarken saçlarını usturaya vurdurmak için kasabaya inermiş, o yılda saçlarını usturaya vurdurmuş, o sıra yan komşu esnafının çırağı dazlak kafayı görünce dayanayıp şaplağı patlatmış ve"kabağa bak kabağa" diyede dalgasını geçip uzaklaşmış, çok geçmeden feryat sesleri ortalığı sarmış, bi at arabası bizim çırağı altına almış ölmüşmü kalmışmı belli değil, bu durumu gören berber bizim bu zata dönerek, "ne var "kabağa bak kabağa" dediyse, böyle beddua edilir mi hiç sana yakışırmı" demiş, zat ise kabağın şıkayeti yok ancak iş bostancıya dokunuyor bostancıya demiş.

Denge her yerde ve bildiklerimizin bilmediklermizden daha çok olduğu evrenimizde çok daha berrak görünebiliyor.
İçlerinde yaptığı güzelliğin huzurunu yaşarken, hak etmediği bir karşılığı gördüğüne inanan bizlerin, hatırlaması gereken; hak ettiğimizle yaşıyor olduğumuzdur.
Ne dir bu hak ediş?
Şunu anımsayın, siz yediğiniz, soluduğunuz, düşündüğünüz, inandığınız, kabul ettiğinizsiniz, ve her an, yeni kararlar verende siz siniz, her ne yaprsanız yapın veya yapmayın siz yaptığınız ve yapmadığınızsınızda, tüm duyu organlarızı kullandığınızda bile ancak bildiklerinizi isteyebilecek bir yeteneğe sahipsiniz, bilmediklerinizi ise bilmemeye devam ederek.

Birde bilmediklerinizin senkronizesi varki, o bilinmiyor, en azından o an orada henüz bilinmiyor, yada biri biliyor siz bilmiyorsunuz yada kimse bilmiyor. Bilmediklerinizi dile getirmek olanaklı değil bunu açıkça görebiliyorsunuz peki; bildiklerinizi gerçekten işe yarar şekilde hayatınıza geçirebiliyormususnuz?

İşte hak ediş burada devreye giriyor, bizler bildiklerimizi kullanmıyoruz, yaşamda işe yarar hale getirmediğimiz bedenimizi, enerjimizi, duygularımızı ve aklımızı yeterli dengede kullanmıyoruz ve sonra, dahada sorunlu bir bölgeye geçiyoruz, beceriksizliğimizi, tembelliğimizi kendi dışımızda herkeze atfedip aradan sıyrılıyoruz. Sizce bu sorunu ortadan kaldırıyormu? Tv seyrederken tükettiğimiz cipslerin, kecçap, mayonezli patates kızartmalarını mideye indiren kim sizce? akşamdan kalma yorgun vucudumuzu işe zorla taşırken, patronumuz veya işçilerimizle yaşadığımız sorunların sahibi kim?

Kahramanlar; kendi sorumluluğunu göze alan cesur, çalışkan insanlardır, ve şikayet etmek yerine karanlık ortasında kalsalarda bir mum yakmayı seçenlerdir.

Şikayet edenler ise, kendi şikayetleri içinde şikayet etmeye devam ederler ve sabah kalktıklarında o şikayet ettiklerinin kendi başına geldiğini görüp ondan kurtulmak için yeniden şikayet etmeye devam ederler...
 
Toplam blog
: 5
: 1014
Kayıt tarihi
: 16.07.07
 
 

25 Nisan 1972 saat 22.00 Şişli Etfal hastahanesinde doğum yaptıran doktorun, üç ay sonra tüberkil..