Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yurttaşlık dini bakın neymiş!

Yurttaşlık dini bakın neymiş!
 

Kaynak: İnternet


"Yurttaşlık dini" diye bir ifadeyle bugüne dek tanışmamıştım; eksik olmasın cumhurbaşkanımız yine engin bilgileriyle bizleri de bilgilendirmeye devam ediyor.

İnternetten aldığım bilgilerle hava atmak fiyakalı olurdu belki ama naparsınız ki benim de kumaşım bu!

Aslında, internete girmeden aklıma gelen ilk şey "Yurttaşlık dersleri" vardı bir vakitler, güzel, yararlı da bir dersti, o derse mi takılınmıştı diye düşündüm.

Arama motoruna yazdığımda karşımda cumhurbaşkanımızın bugünkü beyanatları sıralandı, onları bildiğimden geçtim.

Aaa, o da ne! Atatürk'ün yazdığı yurttaşlık bilgileri kitabı ve içeriği ile ilgili bilgiler...  (Ben, bunu da bilmiyordum, yine eksik olmasın cumhurbaşkanımız vesilesiyle öğrenmiş oldum!)

Taşlar yerine oturmaya başlamıştı sanki ama yetmezdi tabii ki...

Nitekim Vikipedia'da "Civil Religion" diye bir bilgi buldum.

"Civil religion is a concept that originated in French political thought and became a major topic for American sociologists since its use by Robert Bellah in the 1950s. It means the implicit religious values of a nation, as expressed through public rituals, symbols (such as the national flag) and ceremonies on sacred days and at sacred places (such as monuments, battlefields or national cemeteries). It stands outside the churches, although church officials and ceremonies are sometimes incorporated into the practice of civil religion.[1]"

Yani, Fransız siyasetçiler tarafından düşünülmüş, 1950'lerde de Amerikalı sosyologlardan Robert Bellah'ın ilgilendiği bir konu olup, bazı kutlamaların kilise dışında anıtlar, savaş mezarlıkları, mezar başları gibi yerlerde yapılmalarının "Yurttaşlık dini" gibi bir oluşuma sebebiyet verip, kiliselerden kopmalarına neden olabileceğini savunmuş.

Adamcağız, Fransız siyasetçilerin bilmem hangi tarihteki konseptine 1950 lerde "Sahi mi ya? Olur mu ecep?" diye merak salmış.

(Yalnız, bakın lütfen, hani siyasetçilerimizin de sıkça kullandıkları konsept İngilizceden gelmekte olup, aslı concept olup ki belki İngilizceye Fransızcadan girmiştir ki ayyy araştıramayacağım yoruldum, fikir, görüş, kavram manası taşımaktadır ki Osmanlıca karşılığı EFKÂR dır.)

Bu arada bir yazıya daha rastladım,kısaca diyor ki sorun kutlama değil kutsallar çatışmasıdır.

Milliyetçiliğin yurttaşlık dini olabileceği, 19 Mayıs gibi kutlamaların birleştirici değil de ayrıştırıcı rol oynadığından falan söz edilmiş, yıl: 2012...

******

Bu kadar bilgi yeter!

Şimdi işin ne demeye çalışıldığı gibi gerçek ve net tarafına bakarsak; cumhurbaşkanımız "İslam’ın karşısına ‘yapay dinlerin’ çıkarılmak istendiğini savunmuş ve “‘Din ve devlet işleri ayrı olsun’ diyerek dine yönelik her saldırıyı meşru görenler, kendi yapay dinlerini devlete egemen kılmanın mücadelesini verdiklerinin bilincinde değiller” demiş...

Ardından da "‘Bu helvadan put yapma zihniyeti değil de nedir?" diye buyurmuş!

Hımmm... 19 Mayıs kutlamalarının neden kaldırıldığını, Atatürk anıtına izinsiz çelenk koymanın neden yasaklandığını ve hatta suç nedeni olduğunu şimdi daha iyi anladım!

Okullardan vatandaşlık derslerinin kaldırılıp da zorunlu din dersleri konulduğunu da...

(Atatürk Osmanlıca kitabı yazmış olsaydı, Osmanlıcayı yasaklarlardı! Sahi ya, okullarda geometri öğretiliyor mu? Atatürk bir de geometri kitabı yazmış ya, o yüzden şeyttiydim...)

******

Cumhurbaşkanının laiklik konusunda verdiği beyanat ciddi bir ifadedir, atlamamak gerek! Ne Fransa'da ne de Amerika'da hiç bir geçerliliği kalmamış eski bir düşünce ile laikliğe saldırmanın ciddi bir suç olduğunu düşünüyor ve laik bir ülkenin cumhurbaşkanı olan kişinin böyle bir ifadede bulunmasını esefle karşılamakla kalmayıp, nasıl ki kendine yapılan ufacık bir eleştiri ceza kapsamı alanına giriyorsa, T.C. nin anayasasında halihazırda var olan "Türkiye Cumhuriyeti laik bir ülkedir" maddesinin de bizzat o ülkenin cumhurbaşkanı tarafından çiğnenmesidir!

Anayasayı çiğneyen bir cumhurbaşkanına anayasa mahkemeleri ne yapar diye soramıyorum bile...

Ne a, b, c, d şıkları, e şıkkı e: Hiçbiri!

******

Ecdadımızın mezar taşlarını okumak için Osmanlıcayı ister seve seve ister seve seve(!) öğrenecekmişiz!

Komik tabii ki; bir kere o eski mezar taşları kaldı mı ki? Hangi mermer taştan, hangi ecdattan söz ediliyor? O mezarlar imara açılmadı kı ki? O mezar taşları yurt dışına çıkmadı mı? Ya da buldozerler altında ezilmedi mi?

Hele ki, nolur kusuruma bakmayın, az biraz dil ile iştigal ettiğimden, Arapça, Farsça kelimeleri kullanırken İngilizceden, Fransızcadan gelmiş kelimeleri kullanmaktan da imtina etmeyenlerin dil aile grubuna bile girmeyen Osmanlıca diye dayatmasının yalnızca bir kin olup, latin alfabesine geçişimizin rövanşını alma isteği olduğunu düşünüyorum.

Yoksa ne diye "Lobi" deyip dursun? Lobby İngilizce olup, kulis yapmak anlamındadır, statüko ise "status quo" olup, mevcut durum, içinde bulunula düzen anlamındadır.

Velhasıl, "one minute"ı "van minut" diye ezberleyip, güya ezber bozmaya (!) benzemez bu işler!

 

Mail: gulgun_2006@hotmail.com

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..